Söke İlkokulu’ndan sonra ortaöğrenimini İzmir’de yaptı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1942). İsviçre’de Lozan Üniversitesi’nde sanat tarihi okudu (1942-1945). Askerliğinden sonra yazları Söke’de çiftçilik, kışları İzmir Karşıyaka’daki evinde, okuyup yazmakla yaşamını sürdürdü. İlk öykülerini, 1939 -1940 yıllarında yayımladı. Öykü konularını yaşadığı çevrenin yaşamından çıkardı. Bunları Servetifünun, Ses, Hep Bu Topraktan, Vatan, Fikirler, Demokrat İzmir, Yenilikler vb. dergi ve gazetelerde yayımladı. 1948’den sonra romana geçti. Romanlarında da etkili bir dille daha geniş konuları işledi. Yeni İstanbul-New York Herald Tribune gazetelerinin ortaklaşa düzenledikleri Dünya Hikaye Yarışması’nda “Sam Amca” öyküsüyle birincilik kazandı (1950). Eserlerinden kimileri Almanca, Bulgarca ve Rusça’ya çevrildi. Yağmurdaki Kız adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü aldı (1968). Alandaki Delikanlı’yla da 1979 Lions Hikaye Ödülü’nü kazandı. Samim Kocagöz’ün sanat anlayışı “sanat yaşam içindir.” biçiminde özetlenebilir. O, doğup büyüdüğü, yaşadığı, iyi bildiği yöreyi, insanlarını anlatır. Edebiyatımızda 1940’lı yıllarda filizlenmeye başlayan yeni edebiyatla kendini duyurdu, “Milli Mücadele”yi romanlaştıran bir yazar olarak da adını yaygınlaştırdı. Yazarın görevi konusunda şunları söyledi: “Bir yazar, kendi toplumunu, kendi kişisini ne kadar iyi anlatabilirse, o kadar başarılı olur. Dünya edebiyatının en ünlü eserleri, en yöresel olanlardır. Şive taklidinin tamamen karşısındayım. Ancak yazılarımda hikayenin havasını tamamlamak, tiplerini tam canlandırabilmek gerekir. O zaman onu konuştururken, ‘bu nasıl iş?’ yerine ‘bu necebiş?’ şeklini kullanırım.” Samim Kocagöz’ün gerek Kalpaklılar’ı, gerekse onun devamı olan Doludizgin, Kurtuluş Savaşı’mızı konu alan romanlarıdır. Kalpaklılar, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgaliyle başlar ve Cumhuriyet İhtilali’nin heyecanlı öyküsünü anlatır. Doludizgin romanı bu öykünün devamıdır. Hikmet Çetinkaya, Yılların Tanığı Üç Yazar adlı kitabında Samim Kocagöz’ü, Hıfzı Veli Velidedeoğlu ve Muzaffer İzgü’yü anlattı (1986).