Hitler’in SS subayına verdiği cevap çok ilginçtir:

– Bu onların tercihiydi. Bizi onlar seçti. Elbette ölecekler!

Tabiki böyle bir konuşmanın geçip geçmediğini bilemeyiz. Bu replik Hitler’in hayatını anlatan “Çöküş” filminin bir alıntı sadece.

Ama üzerinde konuşulması gereken bir cümle : “Bu onların tercihiydi…”

Kendini seçenlerin iyi veya kötü sonuçlara katlanması gerektiğini düşünüyordu Hitler.

Haksız mıydı?

Seçmen sorumluluğu diye bir şey var mıdır aslında?

Her seçim bir sorumluluk yüklemez mi sırtımıza?

Seçtiğimiz meslek, eş, ortak, arkadaş, veya paramızı değerlendirmek için yaptığımız yatırımlar…

Hatta arabamızın frenlerinin, lastiklerinin yola çıkmadan kontrol edip etmemek bile seçimdir.

 

Ve bir çok konuda seçimlerimizin sonuçlarını iyi veya kötü öderiz değil mi?

Peki ya siyasi seçimlerimiz?

 

Demokrasi olgusunun içerisinde mündemiç olan özgür düşünce ile karar alarak oy kullanabilme hakkı, seçmenin sorgulanmasını imkansız, hatta ayıp bir şey haline mi getiriyor?

Ama bir seçmen olarak verdiğimiz karardan, seçtiğimiz lider veya partiden sorumlu muyuz sizce?

Yoksa bu kararımızın sonuçları bizi hiç bir şekilde bağlamaz mı?

 

“Elim kırılsaydı da vermeseydim o partiye” dediğiniz olmuştur belki. Peki düşündünüz mü neden o oyu verdiğinizi? Hangi mantıkla, hangi dürtüyle?

 

Şöyle bir düşünün, o oyu, gelecek bir hafta mutfağınızda kaynayacak çorba için mi,  gelecek bir kaç yıl işinizdeki süreklilik ve kazanç için mi, yoksa çocuklarınızın daha güzel ve refah içinde bir ülkede yaşaması için mi verdiniz?

 

Genelde pişmanlıklar birinci ve ikinci nedenler için oluyor. Çünkü, bizim gibi uzun vadeli planlama alışkanlığı olmayan toplumlarda seçmen yakın dönem çözümü ister, politikacı da buna hitap eden çalışmalar yapar.

Ve kaçırırız çocuklarımıza borcumuz olan aydınlık geleceği.

 

Bana kızabilirsiniz ama Hitler haklıydı o cümlesinde.

Demokrasinin genel tanımlarından biridir: Toplumların ‘hak ettikleri’ şekilde yönetilme biçimidir.

Siz önünüzdeki bir haftayı veya yılı hesaplıyorsanız sonuçlarına katlanırsınız.

Nasıl eşinizi, işinizi, ortağınızı böyle seçmeyecekseniz sizi yönetecek olanı da uzun vadeli düşünmeniz gerekiyor.

5 yılda bir seçim yapılması sizin hesap zamanınızı kısaltmasın. Çünkü hiç bir ülke 5 yılda bir ekonomik ve siyasi rotasını değiştiremez. Uzun vadelidir bu tip politikalar. Tercihi ona göre yapmak lazım.

 

Yakında yine seçimler var.

İyi düşünün.

Uzun vadeli düşünün.

Hatta çocuklarınızın yaşayacakları ülkeyi hayal ederek düşünün.

Ve sonuçlarına katlanacağınız partiye ve adaya oy verin.

Kararınızı verirken, sadece kendinizin, ailenizin, çocuklarınızın değil ülkenizdeki her vatandaşın vebalini omuzlarınızda taşıdığınızı hissederek verin.

Sizin “Hay elim kırılaydı” dediğiniz oy, sadece sizi etkilemiyor çünkü.

 

Unutmayın! Hitler’e oy vermemiş olan Almanlar da öldüler o savaşta…

Oyunuz çok değerli.

Ve sadece kendinizin değil başkalarının da kaderini belirliyorsunuz.

Bu sefer bu sorumluluğu hissederek gidin sandığa…