Her din oruç ve kurban kuralını koymuştur. Dinimizde ramazan ayında 30 gün oruç tutmayı imamın şartı olarak görmüştür. İnsanın bedeninin terbiyesi, nefsin terbiyesi, anlamındadır. Bu bakımdan yapılan ibadete de ramazan orucu denilmektedir. Müslümanlık da Ramazan orucu adını kullanıyoruz. Oruç bitiminde de Ramazan Bayramını yapıyoruz.

Şekerin bir beslenme ve keyif özelliğini taşıdığından, o an sevindirdiğinden. Doktorlar o zamanlarda şekerin zararlarını bilmedikleri ve söylemediklerinden hoş görülmüş. Gelen misafirlere ilk önce şeker ve kolonya ikram edilir adetlerimizde. Bu nedenle de Şeker Bayramı kullanımı daha dilimize uygun düşüyor.

Geçmiş yıllarda Şeker bayramı tabirini kullanıyorduk. Şimdi ikisini birden kullanıyoruz.

Peki şeker bayramı neden demişiz?

Prof. Güngör Uras’ın belirttiğine göre: “Ramazan sonu kutlanan üç günlük bayramın “Şeker Bayramı” olarak adlandırılması Osmanlı döneminden kalmadır. Sarayın, ramazanın on beşinden sonra askerlere tepsi tepsi baklava göndermesi, oruç sın onunda insanların tatlı yemesi, oruç dönemi tamamlandıktan sonraki kutlamalarda insanlara şeker ikram edilmesi, çocukların bayram harçlığını alır almaz şekercilere koşması nedeniyle bu bayram “Şeker Bayramı” olarak anılmaya başlanmıştır.

Atatürk’ün önderliğinde:

Uşak’ta mahalli birçok müteşebbisin iştiraki ile 19.4.1923 tarihinde ‘ Uşak Terakki Ziraat T.A.Ş. ‘ 6.11.1925 tarihinde ilk Şeker Fabrikasının temelini atmış ve fabrika 17.12.1926 tarihinde işletmeye açılmıştır.

İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T.A.Ş.” kurulmuştur. 22.Aralık.1925 tarihinde Alpullu Şeker Fabrikasının temeli atılarak onbir ayda fabrikanın montajı bitirilmiş ve 26.11.1926 tarihinde fabrika işletmeye açılarak ilk Türk şekerini üretmiştir.

Daha sonraki yıllarda usta şair Nazım Hikmet RAN, çocukların şeker yemesi ile ilgili şiiri yayımlamış:

kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki

kâğıt gibi yanan çocuk.

çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.

Bayramların şekli dışında derin manası vardır. Bayramlar insanları birbirine yaklaştıran, dargınlıkları ortadan kaldıran, dostluk ve kardeşlik duygularını kuvvetlendiren önemli günlerdir. Birbirimizi belli makamlar, mevkiler için kırmayalım. Makam ve mevkiler gelip geçicidir. Her gördüğünüzü selamlayın. Yaşantımızın güzel olması için tebessüm edelim. Bayramınız kutlu olsun. Orucunuz kabul olsun.

Her şey güzel olursa bizde mutlu oluruz.