Süreya’sını buraya getirdiği gün ilk kez ağladığını görmüştüm, İbrahim’in. Güç kuvvet, silah tuzak demeden her tehlikeli olaya karışan, kan kokan adam, Kadırgalı İbrahimdi O. Ela Gözlü Süreya’nın Bahriyeli’siydi İbrahim. İstiklal Savaşında Korgeneral olarak görev yapan Süleyman Ilgaz’ın oğluydu İbrahim. İbrahim 15 yaşındayken II. Dünya Savaşında Şehit düşmüştü babası, 1943 yılında. Eşinin mesleğine saygı duyuyormuş fakat oğlunun da yokluğundan korkarak çırpınmaya başlayan yüreğine yenik düşerek oğlunun aynı mesleğin peşinden gitmesini istememiş annesi ve İbrahim de bu yüzden Deniz Harp Okuluna başlamış. 25 yaşına kadar Bembeyaz bir ünüformanın taşıyıcısı olan Bahriyeli İbrahim Süreya’yı gördüğünde Süreya henüz 16 yaşındaymış. İstanbul Kız Lisesinin öğrencisiymiş Süreya. Bir kerecik görmesine rağmen her gün onu görebilmek için Tuzla’dan ta liseye kadar koşarmış Bahriyeli İbrahim. Süreya da gönlünü kaptırmış Beyaz Bahriyeli’sine ama hiç yüzvermezmiş İbrahim’e. En nihayetinde 1 yılı aşkın bir süre geçmiş ve İbrahim Ela Gözlü Süreya’sının rızasını alabilmiş. O zamanlarda 22-23 yaşlarındaymış İbrahim. Aradan bir kaç sene daha geçmiş ve Süreya 18 yaşına basdığında İbrahim’in annesi görücü gitmiş. Sonunda sözlenmişler genç aşıklar. Nişan faslını uzatmamak için hemen düğün faslına geçmeyi düşünmüşler. Bir gün İbrahim’le Süreya buluşup sohbet ederken İbrahim’in üstlerinden olan Oramiral Selim Yağız İbrahim’i görünce yanına gelmiş ama Süreya’yı görünce hayranlığını gizlemeyi başaramamış. Bu durumdan rahatsız olan Süreya ve İbrahim vedalaşarak kalksalar da Selim’in tavırları iyiden iyiye İbrahim’i çileden çıkarmaya başlamış. Bir kaç gün ek nöbete eklenen İbrahim durumdan rahatsız olsa da sessiz kalmayı tercih etmiş. Ama Süreya’yı da görememesi asabını bozuyormuş. Gereksizce tüm nöbetlerin ona kitlenmesine anlam veremezken devrelerinden en yakın arkadaşı Vasli heyecanla yanına gelmiş. Vasli hem dürüst hem de temiz bir gençmiş. Bu yüzden iki delikanlı Bahriyeli’nin arkadaşlığı da pekişmiş yıllar önceden. Vasli Oramiral Selim Yağız’ın İbrahim’e bilerekten nöbet yazdığını duyunca önce anlam verememiş ama Süreya’nın adı geçince durumu anlamış. İbrahim Vasli’yi dinledikten sonra bir hışımla oramiralin odasını basmış ve bu yüzden de ceza almış. Fakat hiçbir yolsuzluğa göz yummadığı gibi bunu da kabul etmemiş. Emre itaatsizlik suçu ile görevinden alınan İbrahim Süreya’nın çok üzüleceğini düşünse de bunun aksi olmuş. Hatta Süreya çok mutlu olmuş. ‘Sen benim gönül köşkümün Beyaz Bahriyelisisin, varsın görevin olmasın’ demiş. İbrahim yeniden, yeniden sevdalanıyormuş Süreyasına her seferinde…