Memur-Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Çoban, kamu vicdanını rahatlatmak açısından 28 Şubat postmodern darbesini gerçekleştiren askeri sorumlular dışında davanın sivil ayağından da hesap sorulması gerektiğini söyledi.
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Çoban, 28 Şubat’ın tarihin çöp tenekesinde hak ettiği yeri aldığını ancak 28 Şubat defterinin tamamen kapatılması için sorulmamış hesapların sorulması, giderilmemiş mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğini kaydetti. Çoban, “Darbenin sivil ayağının yargılanmaması davanın en büyük eksiğidir. Bu kişiler maalesef bugün aramızda ‘itibarlı kişiler’miş gibi yaşamaya devam ediyor. Eksik kalan adaletin tesisi ve kamu vicdanının kâmilen rahatlatılması için diyoruz ki, davanın sivil ayağı; yargıdan medyaya, bürokrasiden siyasete, ekonomiden sivil toplum kuruluşları ayağına kadar bütün yönleriyle yargıya taşınmalı, süreçte yer alan herkesten hesap sorulmalıdır” diye konuştu.
Hükümetin 28 Şubat karar ve uygulamalarının süreç içerisinde tek tek ortadan kaldırıldığını ve askeri vesayet sisteminin millet düşmanları mezarlığında hak ettiği yeri aldığını belirten Çoban, hayatın normalleştiğini, inanç üzerindeki baskıların sona erdiğini, paşaların yargılanıp 21’inin müebbet hapse mahkum edildiğini ancak 22. yılına giren 28 Şubat darbesinde hesaplaşılmayan kişiler, giderilmeyen mağduriyetler ve kâmilen huzur bulmamış bir toplumsal vicdan olduğunu, 28 Şubat darbe davasında 10 askerin davasının zaman aşımına uğradığını işaret etti. Çoban, “Dava, darbeden 16 yıl sonra açıldığı için birçok delile ulaşılması mümkün olmadı. Dolayısıyla hesap vermesi gereken birçok kişi hesap vermemiş oldu ve darbe davası nakisalarla sonuçlandı” dedi.
28 Şubat Postmodern darbesiyle milletin refahından ve geleceğinden çalındığını belirten Başkan Mustafa Çoban şöyle devam etti: “Bankalardan hortumlanan 46 milyar dolar ile birlikte darbenin ülkeye maliyeti 381 milyar dolardır. O gün yapılan talan yüzünden bugün madalyonun bir yüzünde haksız kazançlarıyla en zenginler kulübünde sefa sürenler, diğer yanda alım gücü zayıflamış kamu görevlileri ve 82 milyonluk millet var. O nedenle, 28 Şubat’ın talancılarıyla da mutlaka hesaplaşılmalıdır. Çünkü 28 Şubat darbesiyle milyonlarca insan fişlendi. Yüz binlerce kişinin eğitim ve çalışma hakkı elinden alındı. Milyonlarca kişinin oy verdiği Refah Partisi kapatıldı, yöneticileri siyasi yasaklı hâle getirildi ve yargılanıp mahkûm edildi. Okullara turnikeler ve ikna odaları kuruldu. Binlerce kişi hakkında davalar açıldı, mahkûm veya mağdur edildi. Milletin üzerinden silindir gibi geçen 28 Şubat cunta rejimi, milleti öylesine baskı altına alıp kuşatmıştı ki, darbenin bin yıl süreceğinden şüpheleri yoktu. Ama millet iradesi, kendisini kadiri mutlak sanan darbecilere çok değil, 7 yıl içinde hadlerini bildirdi. Bin yıl sürecek dedikleri darbe süreci on yıl bile sürmedi.”