Kafe ve restoran işletmecilerinin sorunlarına değinen DEVA Partisi Kepez İlçe Başkanı Mehmet Siyahkoç, “Dükkanları kapalı olduğu halde, 2020 yılında alkol ve nargile ruhsat bedelleri ödendi. Şimdi yine istiyorlar. Ne bu masraflar bitti ne de onlar doydu” dedi

Kafe ve restoran işletmecilerinin sorunlarına değinen DEVA Partisi Kepez İlçe Başkanı Mehmet Siyahkoç, “Bir ümitle beklediğimiz bugünkü toplantıda da hiç gündeme gelmedik. Demek ki sesimizi duyuramadık ya da duymak istemediler. Cumhurbaşkanı ülkede yapılan destekleri anlattı. Peki, bu desteklerin yüzde kaçı direkt olarak bizlere fayda etti? Kiralar aynı ve hiçbir mal sahibi anlayış göstermiyor. Bu konuda hiçbir hukuki düzenleme de yapılmadı. Sonuç olarak mal sahipleri ile kavgalı olduk. Bu süreçten en çok kafe ve restoran işletmeleri etkilendi.   Dükkanlarımız kapalı olduğu halde, 2020 yılında alkol ve nargile ruhsat bedellerini ödedik. Şimdi yine istiyorlar! Atık su parası, SGK primleri, stopaj vergisi, kira bedelleri, elektrik – su faturaları. Ne bu masraflar bitti, ne de onlar doydu. Onlar SSK primleri ve vergileri ertelemeyi erteledikçe bizim borcumuz arttı. Diğer sektörler bu süreçten pozitif etkilenirken, bizlere bir faydası olmadı. Çünkü çalışamıyoruz. Bu yapılan destek mi yoksa köstek mi belli değil. Geçen her gün bizlere maliyet ve borç olarak yansıyor. Kısa Çalışma Ödeneği’nin işletmeciye ne faydası var? Kanun karşısında çalışanlar zaten hep haklı. İşverenler ise hep suçlu. Bin lira kira desteğini hangi işletmeci almaya uğraşır ki. Bu sadece mahalledeki berbere, ayakkabı tamircisine ve terziye yapılan bir destektir. Kredi desteğinin %95’i, bankalarda kredibilitesi olan inşaat sektörüne verildi. Allah için lütfen soruşturun. Sözü edilen desteklerin yüzde kaçı kafe ve restoran işletmecilerine verildi? Bankacı kendi riskini azaltmak için, Kredi Garanti Fonu’ndan gelen fonları, riski olmayan inşaatçılara verdi veya gayrimenkul alan müşterilerine destek oldu. Sağ olsun, TÜRES Başkanı konuşmaya başlarken “Sonrasını dinlemeseniz de olur.” dercesine teşekkür ederek, kibarlık yaptı. Biz de paket servisler ile yetindik. Sanki devletin bir lütfu gibi bir ek iş konumuna getirildi. Anladık ki; parti kongresine katılımın çokluğundan, salonun tıklım tıklım dolu oluşundan koronavirüse yakalanılmıyormuş. Neden bu salgının kaynağını ibadethane ve AVM’lerde aramıyorlar? Bulaşın gerçek sebebi AVM’ler, kira alabilmek için bastırdı. Dünya Sağlık Örgütü kafe ve restoranlarda bir bulaş bile rapor etmedi. İl Sağlık Müdürlükleri’nde varsa açıklasınlar. Zaten çalışanlarımıza 2 haftada bir test yaptırıyorduk. Biz WC hijyenine önem verip, dezenfektan ihtiyaçlarını eksiksiz karşılıyoruz. Ayrıca neden mevzu bahis biziz? Sanki salgının sebebi biziz! Sokaklar, parklar ve bahçelerde herkes dip dibe ve her yer hıncahınç dolu! Bir şeyi kapatmak gerekiyordu. Güçleri bizlere yetti. Biz ise ihtiyacı olmayan bir tüccar gibi, sürekli teşekkür ettik. Arkadaşlar bu yazıları yazmaktan ve gerçekleri söylemekten çekinip, korkar olduk. Biz işletmecilik ve ticaret yaparken, devletimize ve milletimize istihdam sağlayan en önemli kurumlarız. Madem yürümek ve sokağa çıkmak yakışmıyor, o zaman lütfen tüm sosyal medya platformlarında “Sesimizi duyan yok mu? Biz yanıyoruz!” diye feryat edip, sesimizi daha gür çıkaralım. Gelin, birlikte haykıralım” dedi. HABER MERKEZİ