Sosyal medya kullanıcılarının -özellikle facebook- yakından tanıdığı ve minnettarlık duyduğu bir isim: Mark Zuckerberg.

                Mark, 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesinde okurken, okul kampüsü içinde kullanılmak üzere sosyal bir ağ kurdu. Kısa bir süre sonra Mark Zuckerberg dünyada tanınan kişi insanların başka insanlarla iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan Facebook ise bütün dünyayı saran sosyal ağ konumuna geldi.

                Kısa sürede yaşanan gelişmeleri anlatmaya gerek yok: Sayfalarda paylaşımlar altına konulan her parmak (Türkçe beğeni, İngilizce like) Mark’ın kasasını doldurup taşırmaya devam etmektedir.

                Neleri paylaşmıyoruz ki? Havada, karada, denizde her halimizle uyurken, uyanıkken, uçarken, kaçarken, yerken, kusarken dahası mıçarken.! Anlayacağınız ev içinde bir özelimizi bırakmadık sosyal medyaya taşıdık.

                Yediden yetmiş yediye facebook sayfası kurmayan kalmadı. İlk zamanlar ilkokul arkadaşını, ilk aşkını bulmak amacıyla başladık sonradan yatarken yastık altında like sesiyle uyur hale geldik.

                Sosyal medya -facebook, instagram, twitter vb- bu yüzyılın iletişimde kullanılan en önemli ve hızlı medya aracıdır. Sağ olsun facebook ekibi her gün yeni gelişmeler, güncellemeler ile bizi bu ağdan dışarı çıkarmamak adına gecesini gündüzüne katmış çalışıyor.

                Konuyla ilgili biraz istatistiki bilgi paylaşayım. Dijilopedi.com adresinde Türkiye’de 2019 internet ve sosyal medya kullanımları ile ilgili şu verilere bakalım:

                Ülkemizde 59,3 milyon internet kullanıcısı var ve bunların 56,3 milyonu telefonlarından internete bağlanıyorlar. Facebook’un 43 milyon Instagram’ın 38 milyon kullanıcısı bulunmaktadır.

                Bir nevi ülkenin hepsi aynı ağlar üzerinde buluşmuş oluyoruz. Sosyal medya kullanım sürelerine ise hiç girmeyelim neredeyse onlarsız hayatımızın bir anı geçmiyor. Çocuğunu sevmeye vakit ayırmayan ebeveyn, facebook parmaklamaktan yemek yemiyor.

                Şimdi gelelim asıl meseleye. Son bir ay içerisinde facebook üzerinden bildirilen intihar olayları dikkatimi çekti. İntihar etmeye karar veren insanlar “veda” paylaşımları ile yaşamlarına son veriyorlar.

                Antalya’dan bir futbol saha komiserinin facebook üzerinden veda mektubunu okuyorum. Mektubunda tanıdıklarına, eşine, dostuna, oğluna veda ederek, helallik istiyor ve daha sonrasında siyanür ile yaşamına son veriyor. Birkaç gün önce gece boyunca facebook sayfası üzerinden yaptığı paylaşımlarda bunalım içinde birisinin sona doğru gidişatını okumak mümkün. Yalnızlık içinde kıvranan adam içine düştüğü buhrandan kurtulamıyor.

                Facebook üzerinden arkadaşları kendisine ulaşmaya çalışıyor, yorumlardan anlaşılan. Ancak, intihar etmeyi kafasına koymuş kişi, hiçbir yoruma, çağrıya cevap vermiyor. Sabaha karşı cansız bedenine ulaşılıyor. Sevenlerinin, tanıyanlarının başı sağ olsun.

                Burada okunması gereken birtakım notlar var. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda kimi zaman bireysel ruh halimizi yansıtıyoruz. Mutlu, neşeli, hüzünlü, kederli, melankolik, karamsar kimi zaman öfkeli hisselerimizi yansıtan yazılar ya da fotoğraf kareleri koyarak bir anlamda kendimizi ele veriyoruz. Farkında olarak ya da olmayarak paylaşılan his durumları ile ilgili karşılık bekleniyor. Alkış, tebrik ya da avutma.

                İntihar eden kişinin geriye doğru facebook paylaşımlarına bakıldığında esasında intihar olayının gelişini haber verdiği görülüyor.

                Bu durumda ne olacak?

                Her türden paylaşımların takip edilip suç unsuru taşıyıp taşımadığı kontrol edildiğine göre psiko-sosyal problemleri içeren paylaşımların da özellikle takibe alınması gerekiyor. İntihar meyli taşıyan paylaşımların mercek altına alınarak paylaşımları yapanın -belki tedavi edilerek- intihardan vazgeçmesi sağlanabilir.

                Okul arkadaşları ile buluşmak için kurduğu facebook’u dünyanın en ücra köşelerine kadar götüren Mark Zuckerberg’e bir önerim var: Yeni bir güncelleme ile intihar şüphesi yaratan her türden paylaşımı adli birimlere iletecek bir sistem kursun böylelikle facebook üzerinden intihar modasının! önüne geçilmiş olur.