24 Haziran’da yapılan seçim öncesi çıkarılan yapılandırma ile ilgili dün bir açıklama geldi.

Süre uzatıldı…

Şimdi şöyle bir empati kuralım.

Son gününe kadar ortaya çıkmayanlar ve borçlarını yapılandırmayanlar ile 31 Temmuz Tarihinin son gün olması nedeniyle koşuşturup yapılandırmaya girenler…

Bunlardan hangisi suçlu, hangisi suçsuz.

Aslına bakarsanız her ikisi de suçlu.

Ülke genelinde 720 bin yapılandırmaya girecek borçlu mükellef varmış.

Bunlardan 433 bini son güne kadar başvuruda bulunmuş.

Tamam bunlar ilk açıklamaya göre yasanın tanımladığı 31 Temmuz’a kadar devlete olan borçlarını, tanınan imkanlar çerçevesinde ödemeye çalışmış.

Ya ödemeyenler?

Onlarda son gün yapılan açıklama ile 27 Ağustos’a kadar yapılandırmadan yararlanacaklarmış?

O zaman yazın sıcağında gidip de ter dökenler mi suçlu, yoksa yan gelip yatarak bir ay daha uzatılmasını bekleyenler mi suçlu?

Eğer böyle bir imkan tanındıysa herkes gidip görevini yerine getirmeli bence.

Getirmezse de cezasını çekmeli.

Ha burada ben kimseyi yargılamak istemiyorum.

Böyle bir yasa yılbaşı ikramiyesinin en büyük ikramiyesi gibi tüm devlete borcu olanlara iyi geldi. Rahat bir nefes aldı, derin bir uyku uyudu bence.

Bu ikincisi, yani sürenin biteceği gün çıkan uzatma ise tek kelime ile çifte kavrulmuşluktan başka bir şey değildir.

Eğer bu şansı da kullanmayan varsa ki olacaktır da bunlara sadece güler geçerim artık.

Hakaret etmeme gerek bile yok.

Kendilerine gülünmesini hak ediyorlar demektir.