YAPRAK ÖZER / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER Tarım alanları ve ormanlardan sonra geçtiğimiz hafta Sulak Alanlar Yönetmeliği’nin değiştirilmesiyle koruma altındaki sulak alanlar da yapılaşmaya açıldı. Son 50 yılda bir Marmara Denizi büyüklüğünde sulak alanının yok olduğunu söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi eski Başkanı Vahap Tuncer, “Sulak alanlarda çok ciddi riskler yaşanıyor. Birçok sulak alanda çekilmeler ve kurumalar görüyoruz. Ormanlarımız, tarım alanlarımız ranta kurban edildi. Şimdi maalesef sıra sulak alanlara geldi. Sulak alanlar da ranta kurban edilecek” dedi

Daha önce tarım arazileri ve ormanlar ranta kurban edilmiş, iki Ege Bölgesi büyüklüğündeki tarım arazisi yok olmuştu. Bunun yanı sıra Türkiye, ormanlarında da ciddi kayıplar yaşadı. Bu sorunlar hız kesmeden devam ederken, geçtiğimiz hafta Sulak Alan Yönetmeliği’nin değiştirilmesi ‘Sulak alanlar da ranta mı kurban olacak?’ sorusunu akıllara getirdi. Son 50 yılda bir Marmara Denizi büyüklüğünde sulak alanının yok olduğunu söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi eski Başkanı Vahap Tuncer, “22 Mart Dünya Su Günü’ydü. İçilebilir su kaynaklarının kirlendiği ve azaldığı, suya erişimin giderek güçleştiği günümüzde hepimiz samimiyet testinden geçiyoruz. CHP’li 11 Büyükşehir Belediyesi suya erişimi sürdürebilmeyi bilimsel toplantılarda tartışıp su manifestosu yayınlarken, iktidar 50 yılda yarısını kaybettiğimiz sulak alanların geriye kalanlarını özel şirketlerin kiralama ve kullanımına açtı. Elde avuçta satacak bir şey bırakmayan mirasyediler şimdi de topraklarımıza ve suyumuza göz diktiler. Gidecekler yakındır” dedi

“ÖZEL ŞİRKETLERİN ÖNÜNÜ AÇTI”

Yapılan değişiklikle özel şirketlerin önünün açıldığını ileri süren Başkan Tuncer, “Bu sulak alan yönetmeliği değiştirilerek özel şirketlerin yatırım yapılmasının önü açıldı. Eski yönetmelikte sadece sulak alanlarda sulama işlerini kolaylaştıracak yatırımlar yapılabiliyordu. Su pompası ve reaktör yapılıyordu. Suyun işletilmesine yönelik yapıların yapılmasına izin varken, yeni yapılan yönetmelikte sulak alanlarda özel şirketlerinde kamu yararına olmak koşulu ile yatırım yapmalarına, yapılaşmaya izin verildi. Türkiye’de günümüzde, Ak Parti iktidarına dönemindeki kamu yararlanma anlayışına baktığımız zaman kamu yararı anlayışı demek şirketlerin yararıdır. 22 Mart Dünya Su Günü’ydü. Devlet Su Günü ile ilgili suyu tasarruflu kullanalım derken, Türkiye’deki sulak alanları da yapılaşmaya açıyorlar. Bu değişiklikle Türkiye’deki su havzalarına çok büyük bir risk kapısı açtılar. Türkiye’de 135 tane sulak alan var kayıt altına alınmış bunların 14 tanesi de koruma altına alınmıştı. Bu 135 tane sulak alan içerisinde Antalya’da da önemli iki sulak alan var.  Bunlardan biri, Avlan Gölü diğeri de Karagöl. Şu anda maalesef iklim değişikliğine bağlı olarak geçmişte yapılan yanlışlarla birlikte Avlan Gölü’nü çok ciddi bir tehlike bekliyor. Türkiye’de gerek ilkim değişikliği gerekse de suların yanlış değerlendirilmesi sonucu son 50 yılda bir Marmara denizi büyüklüğündeki sulak alan yok oldu. Sulak alanlar yarı yarıya azaldı. Bu kadar bir kayıp yaşanırken şimdi birde sulak alanların özel şirketlere açılması, Türkiye’nin sulak alanları açısından çok ciddi bir soruna yol açacak gibi görünüyor. Sulak alanları sadece su temin ettiğimiz alanlar olarak da bakmamak lazım. Bunlar biyolojik çeşitliliğin yanı sıra ekolojik dengenin korunmasında da çok ciddi bir destek ve altyapı oluşturuyorlar” ifadelerine yer verdi.

“TARIM ALANLARI YOK OLACAK”

Türkiye’nin su kaynaklarının yok olacağını ifade eden Başkan Vahap Tuncer, “Türkiye su fakiri bir ülkede. Kişi başına düşen su miktarı bin 400 litreye kadar düşmüştür. Bizde kullanılan sulama suyunun yüzde 72’si tarımsal amaçlarla kullanılmaktadır. Bu su çıkmazın içerisinde gelecekte suya daha fazla ihtiyacımız olacağı bile bile sulak alanların özel sektöre yatırım alanı olarak açılması bir yandan da Türkiye’den de yarı yarıya su kaynaklarının önemli ölçüde yok olmasına sebep olabilir. Zaten su fakiri olma yolunda giden Türkiye’nin tarımın ciddi anlamda tehlikeye girmesine ve iklim değişikliğine yol açabilecek bir şeydir. Bu düzenlemenin değiştirilerek bütün sulak alanların korunması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“YANDAŞLARA YATIRIM”

Sulak alanların zaten risk altında olduğunu söyleyen Başkan Tuncer, “Bu değişiklik yandaşlara yatırım. Sulak alanlar ranta kurban edilecek. Türkiye de 50 yıl önce 2,5 milyon hektar sulak alan vardı. Şu an 1 milyon 100 civarında sulak alan kaldı. Zaten biz çok ciddi kayıp verdik. Bunların tamamı da Marmara denizi kadar. Türkiye’nin tamamında sulak alanlarda çok ciddi risk var çekilmeler var, kuruyanlar var. Belki de bu kuruyan alanların yatırıma, üretime açılma, iktidara yakın şirketlere verilmesi rant amaçlı bunlar gündeme gelecektir. Kuruyan sulak alanları tekrar su ile buluşturup ıslah edip ekolojik ve biyolojik dengenin korunması yerine zaten bunları elden çıkmıştı biz bunları başka amaçla kullanalım yaklaşımı ile yatırıma açıldığı zaman bu geriye kalan sulak alanlarda risk altına gelecek. Bir süre sonra geriye kalan sulak alanlarda elden çıkacaktır diye düşünüyorum” dedi.