Türkiye’de son 60 yılda 60’tan fazla su yüzey kütlesi, sulak alanın kuruduğu veya kurutulduğunu belirten TTKD bilim danışmanı ve göl uzmanı Dr. Erol Kesici, “Türkiye’de 18 milyar metreküp yer altı su rezervinin yüzde 70’e yakını tarımsal olması ve kuraklık nedeniyle kuruma ve tuzlanma tehdidi altında” dedi

TTKD bilim danışmanı ve göl uzmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye’de son 60 yılda Marmara Denizi büyüklüğünde sulak alanın kuruduğuna, vahşi tarımsal sulama yüzünden yılda 20 milyar metreküp suyun israf edildiğine dikkati çekerek, 22 Mart Dünya Su Günü’nde ‘Su Kanunu’ çıkartılması çağrısında bulundu. Türkiye’de uzun yıllardır birçok göl ve su kaynağında su seviyelerinin azalması ve kirlilik konularında bilimsel araştırmalar yapan Dr. Kesici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Mart günü, 1’nci Su Şurası Lansmanı’nda, “Önümüzdeki dönemde su yönetimindeki yetki çatışmasını önlemek amacıyla Meclis’te su kanunu hazırlıyoruz” açıklaması üzerine rapor hazırladı. Türkiye’de son 60 yılda 60’tan fazla su yüzey kütlesi, sulak alanın kuruduğu veya kurutulduğunu belirten Dr. Kesici, “Türkiye’de yer üstü ve yer altı su potansiyeli yıllık 112 milyar metreküp. 44 milyarı tarım, 13 milyarı içme-kullanma suyu olarak kullanılıyor. Araştırmalara göre tarımda kullanılan suyun 20 milyar metreküpü israf ediliyor. Türkiye’de 18 milyar metreküp yer altı su rezervinin yüzde 70’e yakını tarımsal olması ve kuraklık nedeniyle kuruma ve tuzlanma tehdidi altında. Bu nedenlerle vahşi sulama yerine bilinçli sulama sistemleri gerekiyor” diye konuştu.

EN BÜYÜK SORUNLAR

Suyun tüm canlılar, tarım sektörü, bolluk, bereket, sağlık, huzur, medeniyet, kalkınma ve yaşamın kaynağı olduğunu anlatan Dr. Kesici, “Su kaynaklarımızın korunması, tüm canlıların su hakkı ve suyun bilimsel kurallarla ve doğanın su döngüsünü göz ardı etmeksizin yönetilmesi temel ilke olmalıdır. Su kaynakları azalınca, artan sıcaklıklarla birlikte nem yağış azlığı başta tarım-gıda olmak üzere, sanayi, turizm, sağlık ve enerji alanlarında çok büyük olumsuzluklara neden olmaktadır. Suyun özensiz, plansız, verimsiz ve aşırı kullanılması, su kirlenmesi ve su kaçakları en büyük sorundur” diye konuştu. Türkiye’de içme ve kullanma kaynağı olan göller ve nehirlerin neredeyse tümünün kuruma, kirlilik ve biyolojik çeşitlilikte aşırı kayıplara uğradığını belirten Dr. Kesici, doğal göllerin yarıdan fazlasının da kuruduğunu kaydetti. Dr. Kesici, uzun yıllara dayalı bu çalışmalar sonucunda, su kaynaklarımızın su bütçelerinin azalmasının bölgesel kuraklığı artırdığını göz ardı etmeden, suların doğal döngüsüne engel olunmaması gerektiğini söyledi.

“SU SEVİYESİ MUTLAK KORUNMALI”

Doğal göllerde oluşum, hidrolojik ve biyolojik çeşitliliğin bilinmesinin çok önemli olduğuna işaret eden Kesici, “Su kaynaklarımızın ekolojik, biyoçeşitlilik, hidrolojik, fiziksel, kimyasal ve fizikokimyasal bakımdan sürekliliği için, fotosentez, çözünme-mineralizasyon vb. reaksiyonların oluşumunu hızlandırarak, sulardaki tür çeşitlilik ve sayısında azalmalara neden olmasının yanı sıra organik ve kimyasal kirliliğin önlenmesi bakımından göl su seviyesi-bütçesinin mutlak koşulla korunması gerekmektedir” diye konuştu. Mehmet ÇINAR/ (DHA)