Kepez’de 1+1 daire icradan satılıktır: AYRINTILI BİLGİ İÇİN TIKLAYIN:
https://www.kisa.link/MSQ3 

Aslında her şey o kadar basit ki. İstemiyorsan, sevmiyorsan olduğun yeri deyiş, bu kadar basit. Ama yok biz yapamayız. O da yapamadı. Ya da bile bile, isteye isteye tüm olumsuzluklara, tüm mutsuzluklara rağmen sustu. Niçin? Evet, niçin? Zenginlik, para pul, varlık için mi? Yıllardır bu soruyu bizzat ablama soruyorum, ancak aldığım cevap kafamdaki soruyu cevaplamaya yetmiyor. “Hadi ama, gün sonunda karnını doyuruyorsun, bir göz odada kalıyorsun. Eğitimin var, diploman var, çalışıyorsun tamam, ama para? Para yok. Senin maaşın kendi karnını doyurur ancak. Eğitimle, çalışmakla birşey olmuyor işte.”  “Miras?!” “Sen her dediğimi böyle tekrar mı edeceksin?” “Ben çok şaşkınım.” “Neden, ablacım, neden şaşkınsın. Bak, artık yeter, sustum, sustum, ama artık yeter. Ben kocamı seviyorum, o da beni seviyor.” “Sen kocanı değil, parasını seviyorsun.” “İkisi de aynı şey.” “İnanmıyorum sana, gerçekten inanamıyorum.” “Annemler bile senin kadar karışmıyor bana. Pes yani.” “Zaten annemlerin nasıl buna izin verdiklerini de anlamıyorum.” “Kocam onlara yeni ev alacak hediye olarak.” “Sus payı olarak yani.” “Her zaman alıyordu zaten.” O sırada adam bana benim üniversite masraflarımı ödemek için para teklif etti. Ancak ben ablama çok kızgındım ve bu yüzden kabul etmedim. Babamlarsa ya kabul edersin, ya da okuyamazsın dediler, bana destek olmadılar. Ablamla o zamanki konuşmamız hala aklımda. Ablam o an diz çöktü önümde, yüzünde çok masum, gerçekçi bir ifade vardı, tanıdığım ablamdan farklı bir suratı vardı, şimdi karşımda diz çöken bu kız benim özbeöz ablam değildi sanki. “Canım benim, dinle beni, ben ona çok aşığım, konu para falan değil, gerçekten seviyorum onu.” Yalanmış. Ablam sırf para için onunla evlenmişti. Ancak beni sevdiğine inandırmıştı. Bense ona kandım. Sonra ablam okul masraflarımı kocasının ödemesi için beni ikna etti. Ta ki 3 yıl sonra ben onun ablamı dövdüğünü öğrenene kadar. Geceleyin, annem koşarak odama geldi, ablamın kötü durumda olduğunu söyledi. O zamanlar ilk yeğenim henüz 2 yaşındaydı. Eve gittik. Ev darmadağındı, yeğenim mutfakta oturmuştu, korkudan titriyordu, ablamsa salonda kanlar içindeydi. Hemen hastaneye götürdük. Hastanede ablamın iki haftalık hamile olduğu, ancak çocuğunu düşürdüğü öğrendik. Kocası yüzünden. Ablam yıkılmıştı. O gece herşeyi bana anlattı. Annem bu olanlara hiç şaşırmadı, çünkü her şeyden önceden haberdardı. Ablam önceleri olan tüm kötü olayları anneme anlatmıştı, annemse her defasında ne olursa olsun onun kocasına geri dönmesi için ikna etmişti. Zaten ablamın da o adamdan ayrılmak istemediğini görüyordum. O gece tüm çabalarıma rağmen ablam yine de kocasına gitti. Kocası sabahleyin ona pahalı bir yüzük, annem ve babama pahalı eşyalar almıştı. Yine sus payı olarak. Bana da yanında çalışmam için iş teklif etti, kendi yardımcısı olmamı istedi, sus payı olarak, ama ben kabul etmedim. Hatta okul masraflarımı da artık ödemesini istemediğimi söyledim. Hiçbir şey söylemedi, ancak sinirlendiğini gözlerinden çıkan kıvılcımlarda görebiliyordum. Annemlerle ablam da beni ikna etmeye çalışsa da kabul etmedim. Sonra da kendime iş buldum, hem okuyup, hem çalıştım, masraflarımı kendim ödedim. Ablama, anneme, babama çok kızıyorum. Sus payını bu kadar çok sevdiklerini için, hayatın yalnızca paradan oluştuğunu düşündükleri için, sevginin, aşkın adını parayla lekeledikleri için, vicdanı parayla susturdukları için… Kendime de kızıyorum. Onlara gerçeği gösteremediğim için, bir çare bulamadığım için, para hırslarını söndüremediğim için, elimden hiçbirşey gelmediği için.  (ALINTI)