Dünyanın en önemli görevlerinden birisi de bana göre ormancılıktır. Bir ağacın kesilmesi ile yerine yenisini dikseniz bile eski halini alması çok uzun yıllar alır. Bu nedenle de ormancıların işi hem zor, hem de önemlidir. Bize dedelerimizden miras kalan ağaçlarımızı, ormanlarımızı yani dünyanın oksijen depolarını torunlarımıza bırakmamızı sağlama görevi onlarındır. Gerçi keşke ağaç kesmeme bilincine erişsek de, ormancılarımıza iş düşmese. Özellikle eskilerin Orman Muhafaza Memurlarından ödleri kopardı. Kışlık odununu buradan çıkarmaya çalışan köylüler, karşılarında ormancıları gördüklerinde ne yapacaklarını şaşırırlardı. Biraz da görev yerlerinin etkisiyle olsa gerek bu kişiler sert mizaçları ile de dikkat çekerlerdi. Hatta gazeteciliğimin ilk yıllarında bazı sert müdahalelerini de haber yapmıştım. Geçtiğimiz günlerde oğlum bir arama kurtarma derneğinin gönüllü üyesi. Güver uçurumuna ceset aramaya gitmişler. Çıkışta kimsenin bir dalı bile alınmaması gerektiği, ormandan dal almanın bile yasak olduğu belirtilmiş. Bunlar güzel de peki Düzlerçamı’ndaki ağaç katliamına nasıl göz yumuluyor. Ağaçlar kesiliyor, tel örgülerle çevriliyor. Kesilen ağaçların çukur şeklinde kökleri görünüyor. İşte bunu anlamak mümkün değil. Yapan belli, çevrilen yer belli, ağacı kesen belli, kesilen ağaçlar belli. Burada hala bir adım atmak için ne bekleniyor.

VALİYE SESLENİYORUM

Ben buradan Vali Ersin Yazıcı’ya, Döşemealtı Kaymakamı Nuri Özder’e sesleniyorum. Burada yazdığım orman, babamın malı değil. Bu bölgede bir santimetrekare yerimde yok. Ancak burası Devlet babanın malı ve sizde korumak durumundasınız. Lütfen orman ile sizde görüşün ve burada bir araştırma yaptırın. Dere yataklarına kadar tel örgülerle talan edilen yerler, yeniden sahibine yani devlete geri dönsün. Eğer devlet burayı korursa, daha doğrusu orada da devletin gücünü hissettirirse kimse ağaç kesmeye de cesaret edemez. Hepimizin bu dünyada bir görevi var. Ama bence en önemli görev dedemizin mirasını, torunlarımıza aktarmak. Bu görevimizi yerine getiremedikten sonra gerisi lafügüzaf…

BRAVO ÖZKOÇ!

Geçtiğimiz günlerde CHP Gurup Başkanvekili Engin Özkoç bir açıklama yapmış ve isim vermeden Kepez Belediye Başkanı’nı eleştirerek şu sözlere yer vermiş: “Bende şimdi size buradan, samimiyseler bir şey yapmalarını rica ediyorum. AKP’li Kepez Belediye Başkanı, yabancı kişilerin olduğu bir toplantıdaki video kaydı ve söylemini buradan size açıklıyorum. “Dünya’nın çeşitli şehirlerinde 1915 olayları yani Ermeni katliamı olarak bahsediliyor. Bu da Türkiye’nin bir ayıbı ama bizler yaşamadık sizler yaşamadınız. Yapanlar yanlış yapmışlar, tabii ki özür dilenmesi gerekiyor. Ben özür dilerim” diyor. Nerede Recep Tayyip Erdoğan? İşte sizin belediye başkanınızın Ermeni soykırımı ile ilgili görüşü. Hala belediye başkanı, tek bir sesiniz çıkmıyor” diyor. İyi de birader nasıl ses çıksın belediye yanlış, başkan yanlış. İnanılır gibi değil.  Koskoca CHP sözcüsü Keskin Belediyesi ile Kepez Belediyesi’ni karıştırıp bu açıklamayı yapıyor. Tabi haklı olarak Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü zehir zemberek bir açıklama yaptı ve konuyu yargıya taşıdı. Özkoç’da Başkan Tütüncü’den özür diledi. Şu anda enflasyon aldı gitti, kapanmada küçük esnaf büyük sıkıntı yaşıyor, AKP oy kaybediyor. CHP’nin el atıp böylesine önemli bir konuyu mundar etmemesi beni şaşırtırdı. Ne demişler hiçbir başarısızlık tesadüf değildir. Esen kalın…