Teknolojinin gelişmesiyle birlikte 0-5 yaş aralığına kadar düşen kullanım oranları her geçen gün artıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Psikolojik Danışman Ayşe Çil Kara, “Teknoloji kullanımın da beni en çok korkutan şey, çocukların kötümser bakış açılarını geliştirip, duygusuzlaşmasıdır” dedi

Bilgisayar ve internet kullanımı 2018 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerde sırasıyla yüzde 59,6 ve yüzde 72,9 oldu. Bu oranlar 2017 yılında sırasıyla yüzde 56,6 ve yüzde 66,8 idi. Bilgisayar ve internet kullanım oranları 16-74 yaş grubundaki erkeklerde yüzde 68,6 ve yüzde 80,4 iken, kadınlarda yüzde 50,6 ve yüzde 65,5 oldu. Cep telefonu kullanma yaşı da 10’a düşerken, her 10 çocuktan 9’unun televizyon izlediği belirlendi. Yapılan bir araştırma ülkemizdeki akıllı telefon kullanım oranlarına dair ilginç verileri ortaya koyuyor. Türkiye’deki 6 ile 15 yaş arası çocukların yüzde 59’unda akıllı telefon olduğu görülürken, yüzde 42’sinde tablet, yüzde 44’ünde ise bilgisayar olduğu belirlendi. Teknoloji kullanımının küçük yaşlara kadar inmesinin meslek seçimlerini de etkileyeceğini söyleyen Psikolojik Danışman Ayşe Çil Kara, “Çocuklarımızın telefon tablet ve bilgisayarda gerekli süreden fazla zaman geçiriyorlar. Youtube, Z kuşağı için kendilerini ifade edebilecekleri, fikirlerini paylaşabilecekleri ve içerik üretebilecekleri bir mecra durumuna geldi. Belki bir 10 yıl önce ‘’Büyüdüğünde ne olacaksın?’’ sorusu yöneltildiğinde çok fazla çocuğumuz doktor mühendis derken, şimdi Youtuber ve Instagram fenomeni diyor. Çocukların genel olarak Youtuber olmak istemesinin temel sebebi ise gayet basit. Günümüzde bir Youtube kanalı açmak gayet kolay. Tek tıkla kanalınızı açabiliyor ve yüklediğiniz videolar ile milyonlarca izleyiciye ulaşabiliyorsunuz. Üstelik bu sayede hiç de fena sayılmayacak paralar da kazanıyorsunuz. Çocuklarla yaptığım görüşmelerden aldığım cevaplarla yola çıkacak olursam, çocuklar en çok izledikleri kayda değer bulunmayan videolardan esinleniyorlar. ‘’ Bunda ne var,ben daha iyisini yaparım’’ düşüncesine kapılabiliyorlar. Dolayısıyla tek sermayeleri görüntü kalitesi iyi bir akıllı telefonken çok fazla da düşünmüyorlar. Daha stressiz, evden yapılabilecek ve çok karşılıklı iletişim gerektirmeyecek bir meslek olarak değerlendirdikleri için cazip gelebiliyor. Önüne geçme konusunda da ebeveyn olarak öncelikle kendi değerlerimiz ve bu konuyla ilgili algımızı değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarımızı iyi gözlemleyip, okul öncesi dönemden ilgi ve yeteneklerine zamanında ve doğru yönlendirmede bulunmak gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“DUYGUSUZLAŞACAĞIZ”

Çocukların küçük yaşlardan itibaren tablet ve telefona meraklı olmalarının nedeninin ebeveynlerin model olmalarından kaynaklandığını söyleyen Psikolojik Danışman Ayşe Çil Kara, “Bunun temel nedeni bizim model olmamız şeklinde söyleyebilirim. Bazen iş bazen özel sebeplerden sürekli telefon ve tabletlerin elimizde olması, gelen bir mesaja tebessümümüz, çocuklarımızı çok küçük yaşlarda tanıştırıyor olmamız temel nedenleri olarak yorumlanabilir” diye konuştu. İlerleyen yıllarda teknoloji kullanımıyla birlikte sosyal medya ve ağlar nedeniyle olaylara tepki vermekte zorlanacağımızı, duygusuzlaşmaya doğru gidileceğini vurgulayan Psikolojik Danışman Ayşe Çil Kara, “Birbirimizi daha fazla özlediğimiz, duygulara ve hislere hasret kalacağımız bir süreç bizi bekliyor gibi geliyor. Beni en çok korkutan başlangıç bir odadan diğer odaya yazışarak haberleştiğimizi duyduğum an olmuştu” dedi. Teknoloji ve sosyal medya bağımlılığının yüz yüze iletişimi engellediğini belirten Danışman Kara, çocuğun enerjisinin içinde birikmesinden kaynaklı şiddete eğilimlerinin de artacağını aktardı. Velilerin gerekli bazı önlemler alması gerektiğini söyleyen Psikolojik Danışman Ayşe Çil Kara, sözlerine şöyle devam etti:

“Velilerimize çocuklarını mümkün olduğu kadar 3 yaşa kadar telefon tablet ve televizyonla tanıştırmamaları, her ne olursa olsun ekran karşısında yemek yedirmemeleri, çocuğun kendi alanı olan odasında telefon, tablet, televizyon ve bilgisayar bulundurmamaları ve yer için ortak alanı tercih etmelerini, en önemlisi kendimizde ihtiyaç dışında kullanmayarak model olayı, çocuğumuzun izleyeceği filmi ya da oyunu önceden kendimiz izleyip oynamayı, birlikte izlemeyi ve kendini fazla kaptırmaması için arada sohbetler ve soru cevap şeklinde ilerlemeyi önerebilirim. Yapılan araştırmalar ve uzmanların yorumlarıyla değişkenlik gösterebilmektedir. 0-3 yaş arasında mümkünse hiç, 3-6 yaş arasında tablet ve bilgisayar oyunları 13-20 dakika TV ise ortalama 45 dakika olabilir iken 7 yaş sonrasında ise maksimum 1.5 -2 saat maruz kalabilir diyebiliriz.” EBRU KOÇAK / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER