Toron, 20 Ağustos 1930’da Bursa, Mudanya’da dünyaya geldi. Bir zamanların sanatçı isimlerinden biri olacağından habersiz, ailesi onu sevgiyle kucağına aldı. İlkokul, ortaokul ve liseyi Bursa’da tamamladı. Hatta Zeki Müren ile de aynı okuldalardı. Bir gün okul arkadaşı Sanat Güneşi olacak ve onu anma gecesinde Zeki Müren’in 64. Yaşını oynamak Toron’a nasip olacaktı. Toron, ilkokulda müsamerelerle birlikte tiyatroyla tanıştı. Sahnede belli ki oldukça derin bir nefes çekmiş, tozunu yutmuştu. Hücrelerinde yer eden bu sanat, onun vazgeçilmezi olacaktı. Bir söyleşisinde küçük bir anısını şöyle paylaşacaktı yıllar sonra: “Sınıfta iki kumbaramız vardı: Kızılay kumbarası ve şahsi kumbaramız. Sene sonunda biriken paralarla gezmeye giderdik. Kızılay kumbarasındaki para ise fakir çocuklar içindi. Eğer az para birikti ise, evimizin verandasında kendi yazdığımız veya doğaçlama olarak, bir kuruşa mahallenin çocuklarına çadır tiyatrolarındaki gibi temsiller oynardık. Kumbaraya çok para attığımda, öğretmenim babama şikayet edip “Çocuğunuz bu kadar parayı nereden buluyor?” diye sormuş. Babam sorduğunda söylemek zorunda kalmıştım. Babam da “İyi halt ediyorsunuz pis oyuncular!” demişti.” Babası çok kızmış, evet. Ancak mani de olmamıştı. Toron ve arkadaşları, müsamerelerine devam etti. Zaman geçti ilkokul, ortaokul derken lise sıraları da gelmişti. Lisede daha çok şiirlerden oluşan tek kişilik oyunlar oynuyordu. Sesi yeni yeni oturuyordu boğazına ve belki de sesini ilk keşfettiği zamanlardı. Tabii sadece oynamıyor, sürekli tiyatro izlemenin fırsatını kolluyordu. Bursa’daki Şehir Tiyatrosu’na turneye gelen oyunları da izledikten sonra hevesi arttı. Kararını vermek de kolaylaşmış oldu. Tiyatro, onun mesleği olmalıydı. Melih Cevdet Anday ve Ahmet Kutsi Tecer, Şehir Tiyatrolarında hocaydı. Şair ve aktör Ercüment Behzat Lav da çalıştırıcı olarak bulunuyordu. Toron, işte bu dönemde katıldı çalışmalara çok şey öğreniyordu. Sene sonuna gelindiğinde, 1949’da, “Tiyatro Resitali” verildi. Toron da, arkadaşları da çok başarılı bir iş çıkarmışlardı. Dönemin Vali ve Belediye Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, çok beğendi. Hemen bir emir verdi ve İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü resmen kuruldu. Toron, sinemaya ilk adımını dublaj  ile attı. Bir gün filmlerinde Cüneyt Arkın’a ses olacaktı öylesine aranan bir isim olacaktı. Artık tiyatro, seslendirme, radyo çalışmaları, hepsini bir arada yürütüyordu. Daha sonra da Müjdat Gezen’den, diksiyon ve makyaj dersleri aldı. Her an bir şeyler öğrenmek için öyle hevesliydi ki. 1973’ten beri her sene Berlin’e, halasının oğlunu ziyarete gidiyordu Toron. Bu ziyaretler sırasında SFB radyosunda Erkin Özgüç, Aras Ören ve Güner Yüreklik ile tanıştılar ve birlikte çalışmaları da oldu. Ramazan ve yılbaşı skeçleri hazırlayıp oynadılar. İşte bu çalışmaları sırasında duymaya alıştığı bir cümle vardı: “Keşke hep burada olsan” 1979’daki gelişinde Bülent Talay ile karşılaştı. Şehir Tiyatrosu’ndan arkadaşlardı ve arkadaşı, Berlin Senat’ta görevliydi. Aslında Toron da öyle çok istiyordu ki yurt dışına açılmayı. Yıllardır içinde biriken isteğin sonunda ona da bir teklif geldi. Böylece 1980’de kendi isteğiyle Şehir Tiyatrosu’ndan emekli oldu ve Berlin’e gitti. Toron Karacaoğlu, eşi Nurten Hanım’la İstanbul’da yaşamını sürdürüyordu. Yazları ise, oğulları Ata Tamer’in de sürekli yaşadığı Altınoluk’ta geçiriyorlardı. Mayıs ayından bu yana Altınoluk’ta kalan Toron Karacaoğlu, evinde dün (22 Ağustos) saat 22.00’de hayata veda etti. Oğluna göre, sebep kesinlikle tiyatro camiasına küskünlüğüydü. Şu açıklamada bulundu: “Babam, ’Ben sahnede öleceğim’ diyordu ancak 60 yılını verdiği tiyatro sahnesinden 3 yıl önce koparıldı. Şehir Tiyatroları’ndan ayağını kestiler. O yüzden tiyatro camiasına ve hayata küstü. Sağlığı son derece iyiydi ancak son 3 yılda çöktü. Son 1 haftadır yemek dahi yemiyordu. Tiyatro camiasına küskün olarak hayata veda etti.” Onu aslında ne çok yerde gördük, sesini ne çok işittik. Böylesine özel işlerin hepsini başarı ile sonlandıran Karacaoğlu, 54 yıllık sanat yaşamında hepimizin kalbine inceden dokunmayı bildi.