29 Mayıs günkü gazetemizde yer alan  “Lara bölgesi Amazon ormanları’’ köşe yazımdan sonra birçok vatandaş sinek ve böceklerden yakındıklarını sayfada belirttiler. Özelden yazanlar, telefonla arayanlar inanın daha çoğunluktaydı. Hepsinin ortak söylemi, “Antalya sinek ve böcek istilası altında. Uyuyamıyoruz, endişeliyiz’’ şeklindeydi. Umutluydum, bu yazıyı okuyan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bir yanıt verecek veya konuyla ilgili birim gazeteyi veya beni arayarak çalışmalar hakkında bilgi verecek şeklinde düşünüyordum.

Olmadı, hiç kimse aramadı…

Oysa 36 yıllık meslek yaşamımda kurumlar böyle bir yazı ile karşılaştıklarında önemle dikkate alır, yazıyı yazanı veya gazeteyi arayarak, yapılmış veya yapılacak olan konuyla ilgili çalışmalar hakkında bilgi verir.

Ne gezer…

Büyükşehir de, Başkan da sessiz.

Biz gözle görülmeyen minik ama canımızı yakan küçük sivrisinek, karasinek ve bilumum böcek ve haşeratla baş başa kaldık. Sayıları geçen yıla oranla kat be kat artan bu haşeratlar Dünya turizminin başkenti Antalya’yı adeta istila etmiş durumdalar.

Dün beni telefonla arayan Mustafa isimli vatandaşın sitemleri yeniden yazmamı zaruri kıldı. Oldukça kızgın olan ve Muratpaşa ilçesinde yaşadığını söyleyen Mustafa bey çok sinirliydi. En az 15 dakika sineklerden yaşadığı uykusuzluklarını dile getirdikten sonra neden basının bu konuya eğilmediğini, yazmadığını isyan edercesine dile getirdi. Kızgın vatandaş, “Anlamıyorum, sizin kanınız kırmızı da bizim beyaz mı? Niye yazmıyorsunuz? Anlamıyorum. Başkan Böcek’in kanı ne renk? O rahatsız olmuyor mu? CHP il ilçe başkanlarının derisi çok mu kalın? Kulakları sağır mı? Halkın bu yaşadıklarını hissetmiyor, duymuyorlar mı? Meclis üyeleri nerede yaşıyor? Uganda da mı? Allah aşkına bırakın bu siyasi polemikleri iş yapın iş. Biz korona derken, Antalya’da sıtma hortlarsa hiç şaşırmayın” şeklinde konuştu.

Bu sitemini, isyanını dinlediğim vatandaşa bu konuda yazı yazdığımı ama hiçbir yanıt, cevap, muhatap bulamadığımı anlattım.

Evet ben köşe yazımı yazdıktan sonra facebook’da da yayınladım. Birçok insan görüş bildirmiş şikayetlerini dile getirmişti veya yazımı tıklayarak katkılarını belirtmişler. İsimlere baktım, bende CHP İl, İlçe, Kadın kolları Başkanı, meclis üyeleri, partinin klavye sörleri hepsi arkadaş olarak kayıtlı ama maalesef hiç biri ne görüş belirtmiş ne tıklamış. Bu beni düşünmeye sevk etti..

Neden…

Oysa kenti saran bu haşereler meydanlara çıkarak biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyenler bu durumdan rahatsız olmuyorlar mı?

Bu sinekler sadece iktidar yanlılarını mı ısırıyor!!!

Hani CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yürüyüş yaparak, “Hak hukuk adalet’’ demişti. Nerede bu adalet anlayışı?

Hani sosyal demokrat bir partiydik.  Adalet dağıtan olacağımızı iddia ediyorduk, şimdi ne oldu?

Hani CHP tabanında 68 – 78 kuşağı Devrimci gerçekçi yiğitleri neden halkın bu yakarışını ciddiye almadı?

Galiba hepimiz iyi biliyoruz. Siyaset bir felsefe bilimidir. Yani halkı ikna etme sanatıdır. Ama ülkemizde maalesef bu bir koltuk muhafaza, yer kapma, nemalanma sanatına dönüşmüştür. Korku nedeniyle bir tek CHP içinde siyaset yapan kişi ne aradı ne sordu, ne görüş yazdı, ne de tıklama cesaretinde bulundu.

Bu millete bu ayıptır…

Günahtır…

Haydi hayırlısı…