Trafikte hız, siyasette ego felakettir. Hele ki, bazı insanların sermeyesi alçak gönüllüğü, mütevaziliği ve sempatisiyse… İşte 25 yıldır tanıdığım Muhittin Böcek’te tam böyle biridir. Yıllarca yaşlı bir insana sarılmaktan, bir çocuğu öpmekten, insanları kucaklamaktan hiçbir zaman imtina etmedi. Ancak son zamanlarda Sayın Başkan’ın ortaya koyduğu tablo, gerçek kişiliğinin çok dışında. Tanıdığımız Başkan Böcek ile şimdikinin arasında dağlar kadar fark var. Hatalar zinciri nerede başladı derseniz, dilimin döndüğünce anlatayım. Bir kere başkan, baştan beri ‘Ben aday adayı değilim, ben adayım’ diyerek büyük bir hata yaptı. Adayım sözünün altında bir daha Konyaaltı’na dönmem, sadece Büyükşehir’e aday olurum, ya da hiçbir yerden aday olmam demek istemişti. Ancak bunu yanlış ifade etti. Ben aday adayıyım partim bu görevi verirse varım, yoksa siyasetin başka bir noktasında olurum diyebilirdi, demedi. Adayım ifadesi parti tabanında büyük rahatsızlık yarattı. Oysaki zaten herkes Böcek’i aday olarak görüyordu. Ardından Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte fotoğraf çektirip kendi sosyal medya hesabından, “Sayın Genel Başkanımla 19 ilçeyi konuştuk” sözleri tabanı iyice rahatsız etti. Teşkilatların tamamı, bu duruma tepki gösterdiler. Üstelik zaten teşkilatlar, Semih Esen’in yerine Cavit Arı’nın Milletvekili yapılmasını çoktan Böcek’e yazmışlardı.

Parti meclisinden isimler okunduğunda şok oldum. Muhittin Başkan ile aralarında problemleri olduğu bilinen Mustafa Gül zaten Kemer adayı gösterilmişti. Aday adaylığı döneminde halef selef olduğu Ümit Uysal Muratpaşa adayıydı. Kaldı ki, Böcek’in aday gösterilmesi halinde Ümit Başkan’ın yerini koruyacağı kesindi. Döşemealtı’na Konyaaltı adaylığına Böcek tarafından taş konulduğu iddia edilen Turgay Genç yeniden aday gösterildi. Asıl bomba ise Konyaaltı’nda patladı. Muhittin Başkan tarafından milletvekili listesinden çıkarıldığı ileri sürülen, Semih Esen Konyaaltı’na aday yapıldı. Böcek’in milletvekillerinden ise sadece arasının Cavit Arı ile iyi olduğu biliniyor. Parti Meclisi’nin sona ermesinin ardından Ümit Uysal’ı telefonla aradım. Henüz Ankara’daydı.

“Başkanım size yakın isimlerin başına Muhittin Başkan getirildi. Bu bir handikap değil mi?” sözlerime gösterdiği tepki ses tonuna bile yansımıştı. Biraz da kızgın bir ifadeyle, “Ne ilgisi var dostum. Bu kadro CHP’nin kadrosudur. Muhittin Başkan’da hepimizin Büyükşehir adayıdır ve kendisi için sonuna kadar mücadele edeceğiz.”

Ümit Uysal’ı uzun yıllardır tanıyan biri olarak doğrusu bu sözlere çok da şaşırmadım. Çünkü o partinin bir neferiydi, bu konuşma da bana göre en doğru sözlerle sonuçlanmıştı. Ancak sonradan yaşanan gelişmeler şaşırtıcı. Sorun ne Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’dan, ne Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül’den, ne Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’den, ne de Konyaaltı Belediye Başkan adayı Semih Esen’den çıktı. İlginç bir şekilde problem yine Muhittin Başkan kanadından gelişti. Duyumlarıma göre Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, ‘Aday yapılmadım’ deyip herhangi bir alınganlık göstermeden, Antalya için çok önemli olan 31 Mart yerel seçimleri öncesi, gerçekte olduğu gibi kamuoyuna da birlik görüntüsü vermek ve partisini zaafa uğratmamak adına 5 kez randevu talebinde bulundu. Ancak bu randevu talepleri, farklı gerekçelerle olumlu yanıt bulmadı.  En son Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun Muhittin Başkan’ın Esen’i istememesi üzerine oluşan krizi çözmek için Antalya’ya gelerek görüşmeler yaptı. Önce “Havaalanında beni kimse karşılamadı” diye tüm başkanları ve milletvekillerini suçlayan Böcek, diğer yandan da net bir dille Semih Esen’i Konyaaltı’na istemediğini, yerine gelecek isme ise karışmayacağını söyledi. Oysa 18 Aralık günü parti meclisi 16.00’da bitmişti. Böcek, diğer partililer, milletvekilleri ve belediye başkanlarıyla görüşüp, birlikte hareket etmeden,18.30 uçağıyla Antalya’ya geldi. Böylece havaalanındaki karşılamada, birlik beraberlik görüntüsü verilememiş oldu.

Ancak kriz mevcut başkan ve adayları ile de sınırlı değil. Kepez, krizin bir başka adresi oldu. Burada ittifak adayı olarak İYİ Parti’den Murat Dinç’in çıkarılmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Zaten bütün merkez ilçelerin adayları CHP Parti Meclisi’nden geçerken, Kepez İYİ Parti’ye bırakılacağı için gündeme gelmemişti. Ancak Muhittin Başkan burada da devreye girerek, adayın Murat Dinç olması gerektiğini, ancak CHP’den aday olması gerektiğini savundu. Bu da ortalığı fena karıştırdı. Hala aynı kriz sürüyor. Belli ki, Aksu’yu zorla da olsa içine sindirmek durumunda kalacak gibi duran İYİ Parti,  Kepez’den de kendi adaylarını gösteremezse, Büyükşehir’de ittifak diye bir şey kalmayacak. İşin kötüsü artık ittifak kurulsa da Kepez’de ne kadar tutar o da ayrı bir tartışma konusu. Daha önce resmi açıklama yapmayan Garip Erdoğan, Böcek’in bu tutumu ile sahaya inmiş, ittifakı iyice çatırdatmış oldu.

Haddim olmasa da, Muhittin Başkan’a çeyrek asra dayanan dostluğumuzdan dolayı birkaç tavsiyede bulunmak isterim.

1 – Bence artık aday değiştirmeye çalışmaktan vazgeçmeli.

2 – Tüm belediye başkanı ve aday olanları toplayarak birlikte dostane bir yemek yemeli.

3- Tüm teşkilatları bir araya getirerek, bir toplantı düzenlemeli.

4 – Acilen adaylıktan çekilecek söylentilerinin önüne geçmeli.

5 – Hemen kulislerden, Ankara görüşmelerinden arınarak sahalara inmeli.

Tüm bu olumsuz portreye rağmen, kiminle konuşsam “Muhittin Böcek’e oy vereceğim” diyor. Yani şansı hala çok yüksek. Bu iç krizleri çözüp, İYİ Parti’nin desteğini almayı başarırsa, seçimi alır diyemem, ancak en az Menderes Türel kadar şansı olur. Başkan bunları yazdığım için belki bana kızacak, ama ben hayatım boyunca inanmadığım bir durumda, “Sen bu seçimleri kesin alırsın. Her yaptığın doğru. Helal olsun” demedim, demem.

Bu tavsiyelerime ister kulak versin, ister vermesin. Ben bunları yazarak Sayın Muhittin Böcek’e karşı görevimi yaptığıma inanıyorum. Çünkü ne demişler: “Dost acı söyler. “