Akseki’ye bağlı Pınarbaşı ve Güzelsu’ya açılmak istenen mermer ocakları için 17 Temmuz’da ÇED toplantısı yapılacağı duyurusu yapıldı. Duyuru üzerine bölge halkı ve çevreciler harekete geçerek sitemlerini dile getirdi

Akseki’ye bağlı Pınarbaşı ve Güzelsu’da açılmak istenen 2 adet mermer ocağının ÇED toplantısı yapılacağının açıklanmasına, bölge vatandaşı ve çevreciler tepki gösterdi. Ocakların Pınarbaşı ve Güzelsu’da açılmak istenilmesine karşın toplantının Çukurköy Mahallesi Köy Konağı’nda yapılmasının nedeni de merak konusu oldu. Ulaşımı zorlaştırmak adına böyle bir karar alındığını düşündüklerini belirten ve mermer ocaklarının bölgeye yapılmasının uygun olmadığını dile getiren A Platformu Sözcüsü (Antalya, Isparta, Burdur, Denizli, Kaş Platformu) Hediye Gündüz, bu bölgelere mermer ocağının açılamayacağını, açılmasının abesle iştigal olacağını dile getirdi.

“GİZLEMEK İSTİYORLAR”

Mermer ocaklarının açılmak istendiği Pınarbaşı ve Güzelsu bölgeleri hakkında bilgi veren Gündüz, “Bu bölgeler Akseki havzasının çok güzel, hatta en güzel yerleşim alanlarındandır. Adlarına da bu güzelliklerden dolayı Pınarbaşı ve de Güzelsu denmiştir. Pınarbaşı’nda dünya mirası sedir ağaçları vardır. Bin yaşının üzerinde olan, Çardak sediri denilen bu sedirlerin 4’ten fazlası koruma altında olup aynı zamanda tescillidir. Mermer ocağı açılacak yer Pınarbaşı Köyü’ne 800-1000 metre mesafededir. Güzelsu’da açılmak istenen ocak ise yerleşim yerine 240 metre mesafededir. Mermer ocağı açmak istedikleri yer, önce tarlayken,  2007 yılında ormana geçmiştir. Köylüden orman diye alınan alan,  içinde kayalıklar var diye şimdi şirkete verilmek istenmektedir. Pınarbaşı Köyü’nde 150 kişi yaşamakta. Köyün toplam alanı, yaklaşık 2 bin dönüm. Araziler ise orman alanı içinde bölüm bölüm adacıklar halindedir. Mermer ocağı açılacak yerde endemikler bulunmakta. Yapılan bilimsel çalışmalarla mermer ocağı açılacak köylerin yakınında Pınarbaşı, Güzelsu, Çukurköy ve Çaltılıçukur havzasında 20’ye yakın endemik bitki vardır. İki ocağı da tek firma talep ettiği için, aynı gün, aynı yerde 2 toplantı birden yapılacak fakat her nedense Güzelsu ve Pınarbaşı’nda açılmak istenen mermer ocaklarının ÇED toplantısı Çukurköy’de olacak. Bunun amacının köylülerin toplantıya katılmasını zorlaştırmak ve mermer şirketinin işlerin kolaylaştırmak olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca bu bölgelerdeki güzelliklerin görülmesinin, bilinmesinin engellenmesi adına kamuoyundan saklamak istendiği fikrindeyiz. Bilgilendirilecek köy olarak 3 köye duyuru yapılmış, köy muhtarlarına tebligat yapılmıştır. Mermer ocakları Çaltılıçukur, Pınarbaşı, Güzelsu sınırında, ancak yakın çevredeki birçok havzayı etkileyecektir” dedi.

“DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK”

Pınarbaşı ve Güzelsu’nun genel özelliklerine değinen Gündüz, havzanın dünyada başka örneğinin bulunmadığını ve korumaya alındığını söyleyerek, aynı anda 4 iklimin yaşanabileceği, Geylan, Salamut ve Morca yaylarıyla çevrili, görkemli sedir ağaçlarıyla süslenmiş, dağ keçileriyle ünlenmiş bölgenin mermer ocaklarına kurban gitmemesi gerektiğini dile getirdi. Akseki’nin, Türkiye’de ilk rasathaneyi kuran bilim adamı Fatin Gökmen ve Atatürk döneminde Diyanet İşleri Başkanı olan Ahmet Hamdi Akseki’nin köyü olduğunu hatırlatarak, ilçenin diğer önemlerini şu şekilde anlattı:  “Akseki bir kültür merkezidir. Düğmeli evleriyle tarihi yansıtır. Dünyada başka örneği olmayan yapı örneğinde 300-500 yaşlarında konaklar vardır. Yayla ikliminin merkezi olan bölge, yaylaları, gölleri, doğası ve havasıyla ünlü bir yerdir. Akseki’nin bütünü ormanlık alan olduğu için yaban hayatının Türkiye’deki en önemli merkezlerinden biridir. Örneğin, Gidengelmez dağları, Üzümdere havzası, Geylan yaylası, Salamut yaylası ve Morca yaylası. Buralar korumadadır ve domuz, vaşak, ayı, dağ keçisi tavşan keklik gibi hayvanlar yaşar. Sadece bunlarla sınırlı olmayıp, bölge Türkiye’nin en önemli endemik bitkilerine de sahiptir. Kardeleniyle de bilinir ve koruma altındadır. Akseki havzasında Göknar Ormanı da dünyadaki ilk 100 orman içerisine girmektedir.

GİZLENEN BELGELER

Devletin bir şahsa para kazandırmak adına koruma altındaki doğal güzellikleri berbat ettirmek istediğini ve koruma statüsü olmasına rağmen yokmuş gibi belge gizlediğini ifade eden A Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz, daha önce açılan taş, çakıl ve mermer ocaklarının bölgeye verdiği zarar hakkında, “Daha önce de ormanlar ve ağaçlar kesildi. Ocaklar çalışırken çıkan tozlar ise diğer ağaçları kuruttu. Fotosentezi önlediği için ağaçlar nefes alamıyor ve kuruyor. Kamyonlar yollara zarar veriyor. Taş ocaklarından çıkan tozlar trafik kazalarına neden oluyor, yol kenarına yakın taş ocaklarından çıkan tozlardan trafik kazaları olduğu ve ölümlü kazaların olduğu halk tarafından söyleniyor” diyerek tepkisini dile getirdi. FATMA ARSLAN / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER