Cumhurbaşkanının tam kapanma çağrısını ilk televizyonlarda sonra yazılı basından öğrendik. Çok zor durumda olsalar bile, yaşamlarını zorluklarla idame ettiren vatandaşlarımız bile açıkça bu kapanmayı olumlu karşıladı. Yaklaşık bir yıldır aç kapa aç kapa tıpkı artema reklamı gibi olduk. Virüsü ülkemizde kötü yönetenlerin yüzünden adeta maymuna döndük. Buna işkence mi dersin, başka bir deyim mi eklersin hepsi doğru. Özellikle yaşlılarımız kapana kapana virüsten değil farklı rahatsızlıklardan dolayı ya hayatını kaybediyor, ya da sağlığını tam yitirerek dert üstüne dert ekliyor.

Peki Cumhurbaşkanımızın dediği gibi tam kapandık mı?

Elbette hayır. Ne kapanması aslında farkında olmadan kapatıldık. Hapsedildik. Türkiye de 16 milyon insan sokakta. Kimi inşaat sektöründe, kimi fabrikada, kimi devlet memuru, kamu çalışanı. Sanki virüs bunlara ulaşmıyor. Sanki bu lanet virüs müzisyenleri, pazarcıyı, restoran sahiplerini, kafe çalışanlarını kahvecileri, açık hava park yerlerini, meltem rüzgarının estiği sahilleri, denize girerek yüzenleri etkiliyor.

Oysa inşaat sektöründe çalışanlar zor şartlar altında korumadan uzak ve toplu olarak sık sık bir araya gelmek zorunda olan iş kolu. Kim öle kim kala müteahhittin umurunda mı?

Peki üretim yapan fabrikalarda kapalı alanda çalışan emekçi işçi kardeşlerimiz…

İşte virüsün en kolay bulaştığı alan…

Tüm bunlar yetmezmiş gibi devlet seni kapatırken bankalar açık. Maliye memurları çalışıyor. Senden takır takır vergi alınıyor, çekin varsa bankaya borcun varsa ödemek zorundasın, ama bu parayı kazanıp borcunu ödemeye izin yok…

Pazar yeri kapalı, Neden…? Kontrollü açılamaz mıydı?

Olmaz olamaz çünkü zam üstüne kontrolsüz zam yapan marketler zinciri nereden ve nasıl kazanacak…

Gidin bakın etiketlere birkaç gün öncekiyle bu günkü fiyat farkını görün. Almak zorundasın kaç para da olsa zorunlusun?

Senin sokağa çıkmana izin yok ama zamlara izin var?

Karadeniz’de doğal gaz bulundu diye en az 3-4 ayrı zamanlarda yetkililerin açıklaması ve havuz medyasının köpüklemesiyle sevindik.

Peki ne oldu?

Ne olacak zengin doğalgaz rezervini bulduk diye doğal gaza zam geldi…

Polisler, bekçiler parklarda sokaklarda kol geziyor. Gözler parklarda nefes alan çocuklarda. Yüz metreyi bile zor yürüyebilen ama doktor tavsiyesiyle mutlaka her gün yürüyüş yapmak zorunda olan yaşlılarda.

Polis çok mu seviyor ceza kesmeyi. İstisnanın dışında elbette hayır. Onlarda uygulamaktan rahatsız. Onlarda bu mantık dışı emirlerden yorgunlar.

Polis ceza keserken vicdanı sızlaya sızlaya kesmek zorunda. Devletin kasası boş. Üretim, ihracat, turizm gelirleri yetmiyor. Vergi yükü kesmiyor.

Ceza lazım ceza…

Dünyanın hiçbir ülkesinde söylendiği gibi tam kapatma şekli bu değil ve olamaz. Devlet bir yandan alacağına atmaca kesilirken, bir yandan da seni işinden ederek adeta açlığa, sefalete mahkûm ediyor.

Kes cezayı al parayı…

İşte bunun adı tam kapanma mı? Zorla kapatılma mı?

Bunun adı halkı virüsten koruma mı?

Halka ceza mı?

Anlamak mümkün değil. Haydi hayırlısı…