Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Finike-Demre-Kaş-Kalkan Devlet Yolunun yapımını TBMM’ne taşıdı; “4-5 milyara mal olacak otoyol Batı Antalya için öncelikli değil. Bunun yerine yıllardır ertelenen Demre Limanı, projesi ele alınsın” dedi

İYİ parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapımı planlanan dünyaca ünlü Finike Portakalının yetiştirildiği verimli ovadan ve 11 Arkeolojik Sit Alanı içinden geçecek olan 4 şeritli “Finike-Demre- Kaş-Kalkan Devlet Yolu”nun gerçekleşmesi halinde doğa katliamı gerçekleşeceğini, UNESCO’nun koruması altındaki SİT alanlarının tahrip edileceğini belirterek, “yandaşa para kazandırmak için yapılacak 4 şeritli otoyol kime hizmet edecek?” diye sordu. Subaşı 4-5 milyar liraya mal olacak projeden derhal vazgeçilmesini istedi.

Hasan Subaşı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından cevaplandırılması istemi ile konu ile ilgili TBMM Başkanlığına bir soru önergesi verdi. Subaşı, önergesinde bölgenin bir profilini çizerek, “Bakanlığınız ve Karayolları Genel Müdürlüğü plan ve projelerine göre, dünyaca ünlü Finike Portakalının yetiştirildiği verimli ovadan ve 11 Arkeolojik Sit Alanı içinden geçecek olan 4 şeritli ‘Finike-Demre- Kaş-Kalkan Devlet Yolu’ yapılmak istenmektedir. Projeyle ilgili olarak 29 Mart 2019’da başlatılan ÇED süreci, 4 Haziran 2020 tarihinde sonlandırılmıştı. Bu kararın ardından Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü, Finike-Demre bölünmüş yol projesini, ÇED Gerekli Değildir kararı Haziran 2019’da mahkemece iptal edilen Kaş-Kalkan bölünmüş yol projesi ile birleştirerek yeni bir ÇED süreci başlattı” dedi.

Finikeliler yolu istemedi

Subaşı, Finike kamuoyunun yapılacak yolun binlerce dönüm portakal bahçesini yok edeceğini belirleterek yapılacak yola tepki gösterdiğini hatırlatarak şöyle devam etti:

“Bunun üzerine Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü 21 Haziran 2021 tarihinde ‘Finike ilçesi sınırlarındaki bölünmüş yol projesi, yöre halkının gösterdiği tepki ve talepleri üzerine bölünmüş yol projesi kapsamı dışına çıkarılmıştır. Daha önce belirlenen güzergâhın Finike ilçesi sınırlarında kalan kesiminde herhangi bir proje çalışması yapılmayacak, mevcut yol olduğu gibi kullanılacaktır. Ayrıca bu kesim devam eden Finike-Demre-Kaş Yolu ÇED sürecinin de dışında tutulacaktır” şeklindeki yazıyı Valilik ve ilgili kurumlara gönderdi.

Finike güzergâhının çıkarılmasıyla mevcut projeye göre Demre’nin Beymelek sahilinden başlayacak olan bölünmüş yol projesi, Köşkerler, Gürses, Kapaklı ve Yavu mahallelerinden geçerek Kaş sınırlarına giriyor. Kaş’ta ise Sarılar, Ağullu, Pınarbaşı, Çukurbağ, Yeniköy, Gökçeören ve Sarıbelen mahallelerinden geçerek Kalkan’da son buluyor.  Demre-Kaş arası 36,3 kilometre, Kaş-Kalkan arası ise 28,7 kilometre (toplam 88 km.) olarak projelendirilen bölünmüş yol projesi, orta Likya coğrafyası olarak anılan ve doğal peyzaj ile kültürel mirasın iç içe geçtiği hat boyunca ilerliyor”

Projenin Zarar Vereceği Doğal, Tarihi, Turistik Yapılar

Likya uygarlığının zengin kültürel mirasını barındıran ve Antalya-Muğla illerinin sınırlarında bulunan antik kentlerin, 2009 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesine girdiğini hatırlatan Hasan Subaşı, bu projenin cinayetten farkı olmadığını dile getirerek şöyle devam etti:

“Otoyol projesi, Myra, Sura, Istlada, Hoyran, Kyaneai ve Phellos gibi orta Likya kentleri ve bunlara bağlı yerleşimlerinin bulunduğu 11 farklı Arkeolojik Sit Alanı bölgelerden geçiyor. Planlanan Kaş-Kalkan güzergâh üzerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Duyarlı Alanlar’ haritasına göre 11 hassas alan bulunmaktadır. Bunlar, Likya Orkidesi Dağılım/Koruma Alanı, 1. Derece Doğal Sit statüsündeki Kalkan Güney Yamaçları ve 9 arkeolojik sit alanıdır. ÇED dosyasında verilen listede 454 bitki adının yer alması, proje güzergahı ve etki alanındaki bitki (flora) çeşitliliğinin ne denli zengin olduğunu kanıtlamaktadır. Bu zenginlik, bölgenin bugüne kadar görece koruna gelmiş olması sayesindedir’’

Birinci Sınıf Tarım arazileri maki çalı gösterildi.

Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporlarda maki ve çalı olarak gösterilen bölgenin aslında 1. Sınıf tarım arazileri ya da dünyada sadece bu bölgede yaşayan ‘yok olma tehlikesi altında olan endemikler bitkiler’ kategorisinde bulunan sürmeliçiğdemi, Likya orkidesi ve Kaputaş andızotunun yaşadığı bölge olduğunun altını çizen hasan Subaşı, ‘’yangından mal kaçırır gibi, önce ihale edilen, sonra araştırma bile yapılamadan hayata geçirilmek istenen otoyola, diğer kamu kurumları da karşı çıkmış, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü’nün yol projesiyle ilgili 27.4.2016 tarihli ilk görüşünün de dikkate alınmadığı görülmektedir. Yazıda, ‘…belirlenen güzergahta bölgenin en önemli turizm değeri olan peyzaj bütünlüğüne ve alanda yaşayan yaban keçisi gibi nesli tehlike altında olan türlerin habitat bütünlüğüne zarar vereceği, bu güzergahın, alanın kuzeyinde hali hazırda yöre halkı tarafından kullanılan hatta kaydırarak projenin yeniden modellenmesi gerektiği…’ şeklinde önemli sakıncalar dile getirilmiştir’’ diye konuştu.

Mahkeme kararlarını dinleyen yok

Kaş-Kalkan arasında yapılması planlanan ancak tarım alanları, arkeolojik ve doğal sitler ile nesli tehdit altındaki bitki ve hayvan türlerini yaşam alanından geçen otoyol projesi için Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 22 Haziran 2017’de ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verdiğini anlatan Antalya İYİ Parti Milletvekili Hasan Subaşı, “yöre halkı ve sivil toplum örgütlerinin açtığı dava sonucu bu karar iptal edilmişti. Davaya bakan Antalya 2. İdare Mahkemesi’nin 19 Haziran 2019 tarihli iptal kararında, alternatif güzergâh veya mevcut yolların iyileştirilmesi ile dokunun en az olumsuz etkiye maruz kalacak şekilde korunması için yeterince araştırma yapılmadığına işaret edildi” dedi.

Bu yolun ne turizme ne ekonomiye faydası var

Hasan Subaşı önergesinde, hazırlanan ÇED dosyasında yolun turizme, ekonomiye katkı sağlayacağının iddia edildiğini de dile getirerek; şunları söyledi:

“Oysa, sürdürebilir nitelikteki turizmi, dolayısıyla ekonomisi deniz, doğa ve tarihe dayalı olan bölge, otobanın yaratacağı ciddi boyuttaki doğa ve peyzaj tahribatı, tarım ve sit alanlarının kaybıyla nasıl bir kazanım elde edecektir?

11 Arkeolojik Sit Alanının yanı sıra tarihi Likya yoluna müdahale edilecek ve dünyaca ünlü Kaputaş plajının yer aldığı Kaputaş Kanyonu ise viyadükle aşılacaktır.

Hızlı seyahat ve ‘Yol konforu’ gerekçe gösterilerek yapılacak proje, geri dönülemeyecek bir çevre tahribatına neden olacağı bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında açıkça bellidir. Kaldı ki mevcut Finike-Kaş kıyı yolu oldukça yeterlidir. 5/6 yıl önce yüksek proje bedelleriyle kıyı yolu iyileştirilmiş ve genişletilmiştir.

Finike-Demre-Kaş-Kalkan (Finike kısmı iptal edilmiştir) güzergahını içeren otobanın maliyeti 2.165.698.077 TL’dir. Ancak bilirkişiler maliyetin 4-5 milyara, inşaat süresinin ise 4-5 yıla çıkacağını öngörmektedir.

Bölgenin en önemli su havzası olan Karagöl’de ve Avlan’da su tutmak için gereken projeyi, uzun yıllardır yarım kalan Demre limanı projesini, Korkuteli-Elmalı yolunu tamamlamak için gerekli olan bütçe bulunamazken, hiçbir şekilde faydası olmayacak bir otoban projesi için bütçe ve kaynak nasıl bulunabilmektedir?

Yöre halkının katiyen karşı çıktığı bu proje kamu kaynakları kullanılarak doğaya, tarihi ve arkeolojik eserlere, endemik bitki kültürüne, turizme ve tarıma zarar verilmesi pahasına hangi amaçla kabul edilebilmektedir.

Güzergahta, Finike ile birlikte hesaplanan Demre-Kalkan arasında yapımı öngörülen 7 tünel ve 1 aç-kapa tünelinin (toplamda 19,21 km) bedeli 1.063.273.500.-TL olarak verilmiştir. Açılacak olan bu tüneller için yolun 10 km’si dinamitlerle patlatılarak geçilecektir.

Yaklaşık 45 dönüm büyüklüğünde bir şantiye alanı kurulacak ve Yarmalarda yaklaşık 7 milyon metreküp moloz çıkması ve 3 milyon metreküpünün, yolun yükseltilmesi gereken kısımlarda dolgu malzemesi olarak kullanılması öngörülmektedir. Bu hafriyat malzemesi de 3 ayrı depo alanında toplanacaktır.

Bilirkişi raporuna göre “inşaat aşamasında, patlatma ve yarmaların yanı sıra, iş makineleri ve yüksek tonajlı araçların geçişi sonucu toz ve egzoz (kurşun, karbon monoksit, kükürt oksitler, vb.) emisyonlarının hava kirliliğine yol açması, vibrasyon ve gürültü, yeşil (bitkisel) dokunun sıyrılması ve toprağın büyük ölçüde kullanılamaz hale gelmesi sonucu yaşanacak habitat kaybı, hem flora hem fauna türlerini ciddi etkileyecektir”

Yöre halkı da istemiyor

Geçen hafta Kaş ve Demre’de gerçekleştirilen Çevresel Etki Değerlendirme Toplantılarında başta turizm ve arkeoloji konulu meslek birlikleri ve temsilcileri olmak üzere, yöre halkı, turizm işletmecileri, kent konseyi, belediyeler, çiftçiler, vb. tüm paydaşlar bu projeye karşı olduklarını açıkça ifade ettiklerini de dile getiren Hasan Subaşı, sadece bölge değil, Antalya halkı adına projenin vereceği zararlar nedeniyle iptal edilmesini istediklerini de belirterek, sorularını da şöyle sıraladı: