Küresel ısınma, kuraklık ve vahşi sulama nedenleriyle Dünya’nın susuz bir geleceğe gittiğini belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Serkan Aydın, yetersiz su kaynaklarının bilinçsiz kullanıldığını belirtti. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Sebze Bölümü’nde domates üzerine araştırmalar yapan Serkan Aydın, kıt su kaynaklarının hızla tüketildiğini belirterek gelecek nesillere susuz bir Dünya bırakıldığını söyledi.
100 BİNDEN FAZLA SU KUYUSU VAR
İklim değişikliğinin, küresel ısınmanın ve değişen yağış rejiminin özellikle tarımı ciddi olarak etkilediğini belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Serkan Aydın, Türkiye’de toplam su kaynağının 4,3 milyar metreküp olmasına rağmen yıllık tüketilen su miktarının 6,5 milyar metreküp olduğuna dikkat çekti. Kullanılan suyun yüzde 90’ının tarımsal sulamada kullanıldığını belirten Aydın, kaynakların yetersiz kalması nedeni ile su kuyusuna yönelim olduğunu ve 100 binden fazla ruhsatsız su kuyusu olduğu düşündüklerini belirtti.
PLANLAMA GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Mevcut su tüketiminin tarımsal üretimi, verimliliği ve sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini belirten Serkan Aydın, “Sıcaklık ortalamaları Dünya genelinde geri dönülemez seviyelere ulaştı. Özellikle Kuzey Yarım Küre’de bu değişim dramatik bir şekilde kendisini gösteriyor. Sular da hızla tükeniyor. Bu noktada bitkiye suyu, ihtiyacı miktarda, zamanında, damlama sistemle vermek en doğru yöntemdir. İklim değişikliği tarım sektörünü tehdit ediyor. Üretim planlamamızı ciddi şekilde gözden geçirmeliyiz” diye konuştu.
KURAKLIĞA DAYANIKLI DOMATES
Etkisini arttırarak hissettiren kuraklığın stratejik ürünleri de olumsuz etkilediğini belirten Serkan Aydın, şunları söyledi: “Artık fonksiyonel gıdalar ön plana çıkıyor. Mesele karın doyurma değil, dengeli ve sağlıklı beslenmek. Domates de stratejik ürünlerin başında geliyor. Dünya’da 180 Milyon ton üretilen domatesin 13 bin tonu Türkiye’de üretiliyor. Bu kulvarda 4. sıradayız. İklim değişikliği, özellikle domates gibi ısı ve suya duyarlı olan bitkilerde olumsuz etkilere yol açıyor. Aşırı sıcaklar ürün üzerinde strese, polen dökülmesine ve enerji tüketimini artırarak büyümesini olumsuz etkiliyor. Bu durumda da üreticiler daha fazla su kullanmak zorunda kalıyor. Su kıtlığı bitkinin gelişimini, meyve boyutunu, verimini azaltıyor. Damla sulama bile çözüm olmayabiliyor”.
İNOVASYON VE YENİ TÜR ISLAHI
Kuraklığa dayanıklı bitki türleri ıslahına önem verilmesi gerektiğini belirten Serkan Aydın, konuyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü: “İklim değişikliği konusunda yapılacak en önemli stratejik çözümlerden biri, olumsuz şartlara dayanıklı yeni çeşitleri ıslah etmek. Değişen çevre koşullarına daha çabuk adapte olan türler ıslah etmeliyiz. Su kaynaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde bu strateji çözüm olabilir. Çeşit geliştirmenin yanında iyi tarım uygulamalarına önem vermeliyiz. Gelecekte bu çalışmaların daha da hızlanacağını ve önlem alınacağını öngörüyoruz. İklim değişikliği ile mücadelede tarımsal üretimi korumak için inovasyon ve bu tür araştırmalar büyük önem taşıyor.”