Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Millet Mektepleri’nin Baş öğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım 1928’in anısına her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Öğretmenlik kutsal bir meslek. Öğretmen hem eğiten hem de öğreten olarak hepimizin hayatında çok özel bir yere sahip. 

Vefasızlığa seyirci kalarak biz de suçluyuz.

Ana ve babamızdan sonra bize en yakın kişi öğretmen. Gerçek anlamda bir hayat rehberi öğretmen. Ailemizle, en yakınımızdakilerle paylaşamadığımız sevinç ve üzüntülerimize ortak olan da öğretmen. Ancak, o kutsal varlığa, öğretmene layık olduğu değeri vermeyen, veremeyen, vermek için de çaba göstermeyen bir ülkenin insanlarıyız. Ülkeyi yönetenlerin öğretmene vefasızlığına, öğretmeni sahipsiz, kaderiyle baş başa bırakmasına karşı seyirci kalarak biz de suçluyuz.

Öğretmenlik saygın meslek olma özelliğini kaybetti

Öğretmenlerin meslek örgütü Eğitim İş Sendikası, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle 81 ilde görev yapan 5 bin 514 öğretmenin çevrimiçi katılımıyla, “Öğretmenlerin, Ekonomik, Mesleki ve Sosyal Durumlarına İlişkin Öğretmen Görüşleri’ araştırması yaptı.  Araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı: Araştırmaya katılanların yüzde 93’ü “Öğretmenlik saygın bir meslek olma özelliğini kaybetti” görüşünde birleşti. Türkiye’nin dört bir yanında görev yapan 1 milyon öğretmen, pandemi tedbirleri kapsamında ilk kez öğrencilerinden uzak bir şekilde Öğretmenler Günü’nü kutlayacak.

Yüzde 73’ü çocuklarına kılık kıyafet alamıyor

Eğitim-İş’in araştırmasının verilerine göre çocuk sahibi öğretmenlerin yüzde 63’ü çocuğunun gıda ihtiyacını karşılayamıyor. Öğretmenlerin yüzde 73’ü çocuklarına kılık kıyafet alamıyor. Her 100 öğretmenden 47’si kendi çocuğunun bile eğitim ihtiyacını karşılayamıyor. Yüzde 96’sı son bir yılda yaşanan fiyat artışlarının bütçesini çökerttiğini düşünüyor. Öğretmenlerin yüzde 44’ü ev kredisi, yüzde 30’u araç kredisi, yüzde 25’i eğitim kredisi ödüyor.

Öğretmenlerin yüzde 26’sı ek iş yapıyor

Araştırmanın çarpıcı sonuçlarına göre, öğretmenlerin yüzde 29’u esnafa, yüzde 35’i şahıslara nakit olarak borçlu yaşıyor. Öğretmenlerin yüzde 37’si kredi kartlarının sadece asgari ödemesini yapabiliyor. Araştırmaya katılan öğretmenlerimizin yüzde 3’ünün maaşında icra var. Yüzde 8’inin maaşına en az bir kez icra gelmiş. Öğretmenlerin yüzde 46’sı anne/baba arkadaş yardımı alarak ancak geçinebiliyor. Borç batağındaki öğretmenlerin yüzde 26’sı ek iş yapıyor.

Gelir yetersizliği yüzünden psikolojik sorun yaşıyorlar

Eğitim-İş’in çevrim içi araştırmasına katılan öğretmenlerin yüzde 61’nin gelirlerinin yetersizliği nedeniyle psikolojik sorun yaşadığını bildirdi. Öğretmenlerin yüzde 75’i borçları nedeniyle mesleki verimlerinin düştüğünü söyledi. Öğretmenlerin yüzde 43’ü daha çok para kazanacağı bir iş bulursa mesleği bırakacağını belirtiyor.

Çocuğum kesinlikle öğretmen olmasın

Araştırmanın bir diğer çarpıcı verisine göre öğretmenlerin, yüzde 86’sı kesinlikle çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor. Öğretmenlerin yüzde 80’i uzaktan eğitimi çok başarısız bulurken, yüzde 83’ü devlet okullarını niteliksiz buluyor. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, şunları söylüyor: “Bu araştırmayı her yıl yapıyoruz. Bu yıl tüm zamanların en acı araştırma sonuçlarıyla karşılaştık. Araştırmada ekonomik sorunlar açık ara öne çıktı”

Öğretmenlerin torpil isyanı

Araştırmaya göre öğretmenlerin yüzde 46’sı görevden alınma korkusu yaşadığını söyledi. Öğretmenlerin yüzde 83’ü yönetici olmak için mutlaka torpile ihtiyaç olduğuna inanıyor. Yüzde 48’i yöneticiler tarafından öğretmenlere siyasi baskı yapıldığını düşünüyor. Öğretmenlerin yüzde 59’u gelecekten umutlu olmadığını ifade ediyor. Öğretmenlerin sadece yüzde 15’i gelecekten umutlu

Sana layık olamadık öğretmenim

Hem gelecekte Türkiye’yi yönetecek olan çocuklarımızı ‘eti senin kemiği benim’ anlayışı ile öğretmene emanet ediyoruz, hem de öğretmenin geçim derdi çekmeden, evine ekmek götürme kaygısı taşımadan görev yapmasını sağlayacak koşulları oluşturmuyoruz. Bizi affet öğretmenim. Sana layık olamadığımız için, seni koruyup, kollayamadığımız için, sana yapılan haksızlıklara seyirci kaldığımız için. Yine de 24 Kasım kutlu olsun öğretmenim.