Geçtiğimiz hafta içinde 56. Altın Portakal Film Festivali yapılan bir basın toplantısı ile start aldı. Büyükşehir Belediyesi toplantı salonu, basın mensupları ile doldu. Bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak öğrenci ve meraklı vatandaşlar da toplantıyı izlemeye gelmişti. Zaten konukların çoğunluğu basın mensuplarının neredeyse iki katıydı.

Konuşmacılarının tam arkasında logo olarak beyaz perdenin sultanı Türkan Şoray’ın muhteşem bir resmi yer almış, ikonik görüntüsü afişine yansımıştı. Bu tercih bence son 5 yıldır ihmal edilen Türk sinemasına olan saygı ve sevgiyi simgeliyordu. Bazı arkadaşlar bu tercihi eleştirmeye, sanatsal bulmamalarına karşın ben çok anlamlı buldum.

Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Cansel Çevikol, ve Ahmet Boyacıoğlu festivalin yapılması konusunda ‘Dibe vurmuş olan bu festivali zar zor da olsa toparlamaya çalışacağız’ şeklinde mesaj verdiler. Daha sonra salonu dolduran basın mensupları ve konuklardan sorular geldi desem çok doğru olmaz, genellikle geçmiş yıllarda kısa metrajlı film yarışmasında yaşanan sansürleme, temenniler hatta festival ile ilgili anılarını anlatanlar oldu. Oysa bu festivalin birinci derece maddi imkansızlıklar içinde neler yapılabileceği, nasıl yapılabileceği, sanatçılar ile halkı nasıl bir araya getirilebileceği, dibe vurmuş bu festivalin nasıl toparlanacağı pek sorulmasa da Başkan Böcek nispeten kısa bir açıklama ile ‘’Henüz bir çok şeye karar vermedik. Her şeye bu günden sonra karar verip işe başlayacağız ve zamanımız çok az’’ dedi. Festival zaten 26 Ekim ile 1 Kasım tarihi tarihleri arasında yapılacak.

Böcek ve Çevikol ile Boyacı’ya basının mutlaka en aktif şekilde katılımı sağlanması gerekir gibi, İstanbul Magazinciler Derneği ile temasa geçilerek festivali tatile gelen firmalara peşkeş çekilmemesi gerektiği, aktif haber yapan basının davet edilmesi gerektiğini tavsiye olarak dile getirdim. Festivali koordine edenlerin konuyu ne dereceye kadar ciddiye alacaklarını bilemem ama gerekirse onlara yardımcı olabileceğimi anlattım. Umarım geçmiş yıllarda otellere yapılan rezervasyonlar bazı firmalara kıyak çekilmeden Antalya’nın ve Festivalin anlam ve önemi açısından tavsiyeme kulak verirler diye düşünüyorum.

Aslına bakılırsa bu yıl Sayın Başkan Böcek’in işi çok zor. Ülkede yaşanan ekonomi koşullar, İktidarın festivale olumsuz bakış açısı, ekonomik sıkıntı Böcek’i oldukça zorlayacak. Bence bu zor yıllarda görevleri emin ellere teslimi halinde hani tabiri caiz ise taşı gediğine koyabilmeleri durumunda bu işi az bir zayiat ile atlatarak, gelecek yıla daha güzel ve ülkeye yakışır bir festival hazırlıkları yapılabilir.

Burada önemli olan işi bilenleri iş başına getirmek, bu anlamda hiçbir siyasi yapı gözlenmeden ulefe dağıtır gibi görev dağılımı yapılmadan, çıkarcılardan, şakşakçı ve yalakalardan uzak durularak doğal bir yapılandırma ile hazırlanmalıdır.

36 yıldır aralıksız izlediğim Altın Portakal Film Festivali’nde çok şey gördüm ve yaşadım. Bu tavsiyelerimi umarım yetkililer dikkate alır. Aksi halde sorunlar yumağına dönüşen festival içinden çıkılmaz bir hale dönüşür. Bu da gerek siyasi açıdan gerek sosyal açıdan Başkanı, partisini, Antalyalıları, Türk sinemasını, ciddi bir biçimde etkiler.

Umarım her şey güzel olur…

Umarım organizasyondaki görevliler sağ duyu sahibi olur.

Umarım Sayın Başkanımız fırsatçılara fırsat vermez.

Benden söylemesi…