İnsan faaliyetlerinin neden olduğu sera gazları atmosferde birikmesine ve dünyanın ısınmasına yol açıyor. Bu durum iklim sisteminde birçok soruna neden oluyorken, birçok ekolojik, sosyal ve ekonomik sorununa da neden oluyor. Küresel ısınmanın neden olduğu sonuçlar ise; hava durumu değişiklikleri, deniz seviyesi yükselmesi, ekosistem bozulması, tarımsal verimde azalma, su kaynaklarının azalması ve sağlık sorunları gibi nedenlere yol açıyor. Yapılan araştırmalara göre 2030 yılına kadar 4 ila 6 derece civarında olması bekleniyor. Tüm dünya için tehdit oluşturan küresel ısınmanın sera gazı emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir çözümlerin benimsenmesi gerekiyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TÜRKİYE'YE ETKİLERİ
Yapılan araştırmaya göre; sıcaklık artışının 2030 yıllara doğru artacağı öngörülmüştür. Kış mevsiminde sıcaklık artışının mevsimsel ve bölgesel olarak farklılıklar göstermekle beraber 4 derece yazın ise 6 derece civarına ulaşması bekleniyor. Küresel iklim değişikleri özellikle hava sıcaklığını etkiliyor. Bu durum Türkiye de tarımı, endüstriyi, turizmi ve ekonomiyi etkiliyor. Değişen ekosistem, toprak yapısı, kaybolan canlı türleri de bu durumdan Tarım için elverişli toprakları olan Türkiye’de topraklar kuraklaşmaya başlıyor. Aynı zamanda yağışlar azalacak ve su sıkıntısı baş göstermesi bekleniyor.
ANTALYA’YI OLUMSUZ ETKİLİYOR
Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürü Candemir Zoroğlu, yaptığı açıklamada genel sıcaklık artı yaşanmasını beklediklerini ifade ederek, “Dünya genelinde iklim değişikliklerine neden olan ve bu değişikliklerin yerel olarak birçok bölgeyi etkileyebildiği bir sorundan söz ediyoruz. Tabii Antalya gibi kıyı bölgeleri de iklim değişikliğinin etkilerini farklı şekillerde deneyimleyebilir. Öncelikle genel bir sıcaklık artışı bekleyebiliriz. Yağış desenlerindeki değişiklikler de bir diğer önemli konu. Bugün zaman zaman gözlemlediğimiz gibi daha düzensiz yağışlar, kuraklık dönemleri ve ani şiddetli yağışlarla karşılaşabiliriz. Tarım açısından düşündüğümüzde, sıcaklık artışı ve yağış değişiklikleri, Antalya’nın bir diğer önemli ekonomik faaliyet alanı olan tarım faaliyetlerini etkileyebilir. Özellikle su kaynaklarına olan talebin arttığı, kuraklık dönemlerinin sıklaştığı bir bölge için bu önemli bir konu. Doğal ekosistemler de bu değişikliklerden nasibini alabilir. Deniz suyu sıcaklığındaki değişiklikler, balık ve deniz yaşamını etkileyebilir; bitki örtüsünde ve biyoçeşitlilikte değişiklikler gözlemlenebiliriz” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ÖNLEMLER ALINMALI
Candemir Zoroğlu konuşmasında Antalya’nın turistik yapısını örnek vererek turizm sektöründe etkileneceğini belirterek, “Antalya'nın turistik yapısını düşündüğümüzde, daha sıcak yaz ayları ve deniz seviyesindeki değişikliklerin, turizm sezonu ve plaj turizmi üzerinde etkileri olabilir” dedi. Zoroğlu son olarak; İklim değişikliği ile başa çıkmak ve bu değişikliklere uyum sağlamak için sürdürülebilirlik önlemlerinin alınması büyük bir önem taşıdığını belirterek, “Türkiye’nin, küresel iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir dönüm noktası olan Paris Anlaşması’nı imzalayan ülkeler arasında yer aldığını ve iklim değişikliğiyle mücadelede daha sürdürülebilir bir gelecek için önemli adımlar atılmalı” şeklinde ifade kullandı.