Ekonomik kriz hemen hemen her kesimi derinden etkilerken, Akdeniz Üniversitesi Makine Teknik Ressamlığı Bölümü’nden mezun olan girişimci Arzu Demiral’ın hayatında köklü bir değişime yol açtı. 5 yıl mesleğini yapan ancak yaşanan ekonomik krizden dolayı işten çıkarılan Demiral, Hatay’ın Payas İlçesi’nde hayvancılık yapması hayatını değiştirdi. Demiral, gençlere çağrıda bulundu.  Ofis masalarının arkasında geçen uzun yıllar, onun içindeki doğa sevgisini bastırmaya yetmemişti.

Arzu Çiftlik (8)

DOĞAL BİR YAŞAM ARZUSU

Kentteki iş hayatındaki başarılarına rağmen, her zaman içinde yeşeren doğal bir yaşam arzusu nedeniyle Demiral, bu değişikliği gerçekleştirmek için cesaretini topladı. Elindeki birikimlerini, büyük bir tutkuyla bağlandığı bu yeni yaşam tarzına yatırım yaparak değerlendirdi. Şimdi, sabahları kuş cıvıltıları ve temiz hava eşliğinde uyanıyor, günlerini hayvanlarıyla ilgilenerek ve doğanın tadını çıkararak geçiriyor. Köydeki bu yeni yaşamı ona sadece huzur getirmedi, aynı zamanda kendine yetebilmenin özgüvenini de kazandırdı. Hayvancılığa olan ilgisini her geçen gün daha da derinleştiren Demiral, sadece üretmekle kalmıyor, başkalarına da iş imkanı da sağlıyor.

Arzu Çiftlik (7)

Demiral, hayallerinin peşinden koşmuş ve hayallerini büyütmek için çok çaba sarf eden bir girişimci. Bütün zorluklara kadın başına göğüs gerdi. Küçücük işletmesinde ki hayvan sayısı her yıl katlanarak çoğaldı. Arzu Demiral, röportajımızda besicilik ve hayvancılık, destek kredi koşulları, hayatı ve bu işe nasıl başlanması gerektiği ile ilgili sorularımıza cevap verdi.

D.G: “Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?”

A.D: “Arzu Demiral 22 Ekim 1979 Hatay İskenderun doğumluyum evli ve bir çocuk annesiyim. Anadolu Teknik Lisesi Makine Bölümü, daha sonra Antalya Akdeniz Üniversitesi Makine Teknik Ressamlığı Bölümünden mezun oldum. 2004 yılında çok büyük bir firmada 5 yıl teknik ressam olarak çalıştım.”

D.G: “Yıllarca şehirde yaşayıp sonrasında köy hayatına alışma süreciniz nasıldı?”

A.D: “Aslında herkesin hayalini kurup, gerçekleştirmekle ilgili haklı çekincelerinden dolayı vazgeçtiği kırsalda yaşama fikrini hayata geçirebilen şanslı insanlardan olduğumu düşünüyorum. Tabii ki çok zorlukları oldu pişman olma noktasına geldiğim şeyler de yaşadım ama özellikle Pandemi sürecinde bir apartman dairesinde kapalı kalmadığımda daha iyi anladım doğru bir seçim yaptığımı. Köy ve şehir yaşamını şöyle karşılaştırabilirim. Herkesin de bildiği üzere sizin özgürlüğünüz bir başkasının özgürlüğünün sınırları ile biter. Kırsalda bu mesafeler uzuyor dip dibe değilsiniz bu da özgürlük alanınızı genişletmiş oluyor.”

Arzu Çiftlik (5)

BU ÜLKEDE HAYVANCILIK YAPILMASINA İHTİYAÇ VAR

D.G: “Diğer mesleğinizi bırakıp neden çiftlik işine girdiniz?”

A.D: “2009 yılında ülkemi derinden etkileyen krizde çalıştığım firma küçülme kararı aldı ve işten çıkarıldım. Çok sevdiğim mesleğimden bu şekilde ayrılmak bana çok zor geldi. Önce kendi mesleğimde devam etmek istedim fakat iş bulamadım. Boş duramazdım bir şeyler yapmalıydım. Hep üretme arzusu olan bir insan olarak, kalabalıktan sıkılmam oğlumla bir arada olabileceğim ve onun her anına şahit olabileceğim bir iş seçmek istiyordum. Özellikle kendime içinde üretim ve ticaret olan bir iş kurmalıydım.

Arzu Çiftlik (4)

Her şey tam olarak şöyle başladı. Oğluma ev yoğurdu yedirmek istiyordum fakat süt bulamıyordum. Bir iki ineği olan hanımlardan rica minnet sıra alıp ancak haftada 5 lt süt alabiliyorduk. Bir anda karar verdim ve bir hafta içinde küçük derme çatma bir ahır kiraladım ve 4 adet inek aldım. İşsiz olduğunu bildiğim hayvancılıktan anlayan bir aileyi de işe aldım. Bir yıl bu şekilde geçti. Ben elimden geleni yapmıştım artık sıra devletime gelmişti ve Ziraat Bankası'na gittim. Çünkü benim bu işi büyütmeye ülkemin de hayvancılık yapılmasına ihtiyacı vardı. Beni hiçbir devlet kurumu geri çevirmedi en çok ilçe belediye başkanımız sayın Bekir Altan destek oldu. İlçesinde bu işi yapmak isteyen bir kadına elinden gelen her şeyi yapacağına söz verdi ve sözünde de durdu. İşletmemi kurarken yer belirlesem de yerin ıslahı konusunda tüm iş makinalarını seferber etti. Dönemin ilçe tarım görevlileri müdürüne kadar her konuda destek oldular. Bu süreçte sevgili eşime çok tesekkür ederim. En büyük destekçim oldu. Ayrıca anneme, babama ve yardımı olan herkese benim bu çabamda yanımda oldukları için çok teşekkür ederim.”

Arzu Çiftlik (18)

D.G: “Çiftçilik işine girdiğinizde kaç hayvan ile başladınız. Şu an kaç hayvanınız var?”

A.D: “Ziraat Bankası müdürü sayın Kemal Ayvacı, hayatımın dönüm noktası olan kararları almamı sağlayan insan. Bana güvendi bu işi yapabileceğime inandı ve sıfır faizli 5 yıl ödemeli bir kredi verdi. Bu sayede düzgün bir ahır yaptım. Başlangıçta 4 olan inek sayımı da 24'e çıkardım. Kısa bir süre sonra 130 adet damızlık dişi koyun satın aldım. Koyunlarımı 2 yılda 500 başa çıkardım. 30 adette Halep cinsi olan keçim var.”

YENİ GİRİŞİMCİLERE DESTEK KREDİSİ

D.G: “Bu işi yapmaya başlayınca devletten destek aldınız mı?”

A.D: “Karşılıksız hibe desteği almadım. Sadece Ziraat Bankası'ndan uygun ödeme koşulları olan kredi aldım ve bu benim için en büyük destekti.”

D.G: “Eğer böyle bir işe girilmek istenirse yeni girişimci olarak devlet destek veriyor mu?”

A.D: “Şimdi bu işe girmek isteyen yeni girişimciler için de Ziraat Bankası'nın çok avantajlı kredileri var. Mutlaka gidip görüşmelerini isterim.”

D.G: “Girdi maliyetleriniz nedir?”

A.D: “Şu anda her şeyin çok pahalı olduğu gibi hayvancılıkla alakalı girdiler de çok yüksek. Ama daha kötü günlerimiz de oldu. Güncel rakamlarla, benim koşullarımda 20 litre süt veren bir ineğin, bir aylık beslenme maliyeti yaklaşık olarak 4000 TL’dir. Bunun içerisine ve veteriner masrafları da dahil.”

Arzu Çiftlik (14)

 3 AYLIK DENEME SÜRECİ MECBUR OLMALI

D.G: “Birçok insan bu işi yapmaya korkuyor. Siz bu konuda ne tür tavsiyeler verirsiniz?”

A.D: “Bu işten korkmakta haklılar diyebilirim. Çünkü çok komplike bir iş, tavsiyem şu olur kendilerine. Yakın bir çiftlikte gönüllü ya da ücretli fark etmez 3 ay kendilerini denemeleri. Çünkü hayvancılık anlatarak ya da bir iki gün görerek karar verilebilecek bir iş değil. Yaşadıkça öğreniyorsunuz birçok şeyi, zorluklar karşısında direncinizi ölçebiliyorsunuz. Bu işe destek hibe ve kredi verilecek kişi ve kurumlarında 3 aylık deneme sürecini mecbur hale getirmeliler.”

Arzu Çiftlik (12)

6 ŞUBAT DEPREMİ

D.G: “6 Şubat depremi ile birçok ilimizde ciddi can kaybı yaşandı. Bunun yanı sıra mal kaybı da oldu. Sizde Hatay'ın bir ilçesinde yaşayan biri olarak ne derece etkilendiniz?”

A.D: “Bölgemi derinden yaralayan 6 Şubat depreminden tabii ki psikolojik olarak çok fazla etkilendik. Yakınlarımın evleri, iş yerleri yıkıldı. Tarifsiz, anlatılması çok zor bir süreçti. Kendi çekirdek ailem ve çiftliğim maddi olarak hiç zarar görmedik. Zarar görmeyenler olarak zarar görenlere elimizden gelen bütün desteği vermemiz gerekiyordu. Bu dönemde sadece bunu yapabildik elimizden geldiği kadar. Sağdığımız sütleri insanların toplu olarak bulundukları alanlara götürüp pişirerek ikram ettik. Yıllarca sütümüzü satın alan insanlara, hiçbir şeye ulaşılamayan o dönemde bunu yapabiliyor olmak tarifsiz bir mutluluktu benim ve ailem için.”

Arzu Çiftlik (15)

D.G: “Çalışanlarınız var mı? Hayvanlarınıza bakım konusunda nasıl destek alıyorsunuz?”

A.D: “Çok iyi yardımcılarım da oldu beni çok büyük zarara uğratanlarda, bu konuda söyleyebileceğim şey şudur ki çiftliğinizden çok fazla uzaklaşmamanız gerekiyor. İşinizin başında olmalısınız, hayvanlarımızı evlatlarımız gibi görüp sevmeliyiz. Çocuğunuzu bir bakıcıya emanet ettiğinizde nasıl tedbirler alıyorsanız, hayvanlarımız içinde aynı şekilde olmalı. Ben yatırım yaptım geri kalanını yardımcılar yapar diye bir şey yok. Maalesef kimse sizin hayvanınıza sizin gibi bakmaz.”

D.G: “Besicilik ve hayvancılığın önemi bu ülke için çok büyük. Bununla alakalı neler söylemek istersiniz?”

A.D: “Bu sorunuza Atatürk'ün düşünceleri ile cevap vermek istiyorum. Bu ülkenin en çok iki şeye ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır. Çiftçi ve asker. Çiftçinin malı asla hazzedilemez demiş, kanunlaşmasını sağlamıştır. Gıda alanlarında başka ülkelere bağımlı olmamamız gerekiyor. Bu ekonomiyi çok geriye götüren stratejik önemi çok büyük bir konudur. Gıda konusunda kendine yetemeyen bunu kendi topraklarında üretemeyen bir toplumun ne üretirse üretsin gelişmemiş bir toplum olacağını düşünüyorum. Gıda dışında özellikle süt ve süt ürünleri, et ürünleri hiçbir şekilde yerini başka bir şeyin dolduramayacağı grup içinde yer alıyor. Tabii ki zirai bitkilerin de aynı şekilde önemi var.”

Arzu Çiftlik (10)

İŞİMİ BENDEN SONRA OĞLUMUN DEVRALMASINI İSTİYORUM

D.G: “Bundan sonraki hedefiniz nedir?”

A.D: “En büyük hedefim, artık 45 yaşında biraz yorulduğunu hisseden bir kadın bir anne olarak bu işe oğlumun devam etmesini sağlamak. Bu alanda bir üniversite eğitimi almasını, eğitimini aldıktan sonra benden daha ileri seviyelere taşımasını istiyorum. Bunun için gerekli altyapıyı şu anki halinden çok daha iyi bir noktaya getirmek için hala çalışmaya devam ediyorum. Hedefimi yakın zamanda başka bir sebeple karşılaştığım ilçenin Ziraat Bankası Müdürü sayın Zekiye Pınar Çağlar hanımefendi daha da yükseklere çıkardı. Yorgunluklarımla ilgili bu işin zorlukları ile alakalı olarak biraz sitemde bulundum. Finans konusundaki sıkıntıların bu işi yapanlar için rahatlatılması konusunda daha iyi destekler olması gerektiğini söylediğimde, bana siz yeter ki yapın bizim sizler gibi insanlara ihtiyacımız var. Devletimizin bize verdiği görev sayesinde sizin gibi insanlara destek olma konusunda elimizden geleni yaparız dedi. Ülkemizin şu anda her zamankinden daha fazla tarım ve hayvancılık anlamında geliştirilmeye ihtiyacı olduğunu ve devam etmemizin gerektiğini anlattı. Benim bütün yorgunluklarımı alan çok etkileyici bir konuşma sonrasında çiftliği mi daha da büyütme kararı aldım.

Arzu Çiftlik (11)

ŞANSLI OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM

Özellikle kadın, genç girişimci ve halihazırda çiftçilik yapan kişileri desteklemek için çok avantajlı bir kredisinin olduğunu, belli bir tutar kadarını yine sıfır faizle devlet sübvansiyonlu kredi verebileceğini söyledi. Beni hiç yormadan yıpratmadan bu krediyi tahsis etti. Bu sayede sürüme 10 inek daha eklememi sağladı. Tarım ve hayvancılık alanlarında hizmet veren tüm kurumlar da ülkesini seven ülkesinin ihtiyaçlarını bilen ve çiftçiye yormayan güler yüzlü bürokratlara ihtiyacı var. Benim karşıma da hep kritik zamanlarda yukarıda bahsettiğim özelliklerde insanlar çıktı. Bu konuda şanlı olduğumu düşünüyorum. Ben geri dönüşüm konusunda hassas biriyim. Bu sebepten birçok ürünü geri dönüştürüyorum. Mesela hayvan yemi çuvallarının ipleriyle makromeleri yaptım. Bu işi baz alarak konuşmak gerekirse ipinden, çuvalından gübresine kadar birçok ürünün geri dönüşüm amaçlı kullanılabilir.”

Muhabir: DEMET GÖKÇE