Antalya’nın pek çok deresinde kuraklık ve çevresel kirlilik sorunları yaşanmaya devam ediyor. Akdeniz havzasındaki göller kurumaya yüz tutmuş durumda. Bunun yanı sıra göl ve dere yataklarında çokça bu duruma rastlanmaya devam ediliyor. Bunlardan biri de Antalya’nın oteller bölgesinde bulunan Acısu Deresi’nde kuraklığa sonucu sazlık oluşumu ve kirlilik alarmı veriyor. Dere yatağındaki suyun renginde bulanıklık oluşurken, atık suların derede kirlilik yaratması dereye ait ekosistemi de tehdit ediyor. Bunun yanı sıra derenin Akdeniz’e aktığı noktada Caretta Carettaların yer aldığı koruma alanı bulunuyordu ancak bölgede oluşan yerleşim yerleri doğal tahribatı beraberinde getirdi. Konuyla ilgili konuşan Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güray Doğan, derede oluşan sazlıkların kuraklık sonucu olduğunu ifade etti. Ayrıca 2022 yılından bu yana derede kuraklık ve kirlilik alarm vermeye devam ediyor.
ATIK SULAR DEREDE KİRLİĞE NEDEN OLUYOR
Acısu Deresi ile ilgili 2022 yılında Pelin Orhan Fen Bilimleri Enstitüsü Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tez’inde derede oluşan kirlilik incelediği ve dereye deşarj edilen atık sular nedeniyle bozulmaların yaşandığı ifadelerine yer verilmişti:
“Su kaynaklarındaki yayılı kirlilik girdileri ve noktasal kirlilik girdileri suların kalitesi üzerinde baskı oluşturmakta ve bu durum toplum açısından problem haline gelmektedir. Bu çalışmada Türkiye’nin güneyindeki Akdeniz Havzası’nda yer alan Acısu Deresi’nin su kalitesinin ve miktarının iyileştirilmesi için incelenmiştir. İncelemede noktasal kirlilik yüklerinin dereye deşarjı yapılan atıksu arıtma tesislerinin atıksu deşarjlarıdır. Yayılır kirlilik yükleri yoğun gerçekleştirilen tarımsal faaliyetlerden gelen kirliliklerdir. Bu kirlilik yükleri nehir suyunda baskı oluşturur. Bu çalışmada, kirlilik kaynaklarına çokça maruz kalan ve denize deşarjı olan Akdeniz Havzası’ndaki Acısu Deresi’nin su kalitesindeki bozulma sunulmuştur. Dereye deşarj edilen arıtma tesislerinden gelen atıksular dere üzerinde ötrofikasyon ve bakteriyolojik bozunma nedenlerinin ana sebebidir. Ek olarak yoğun tarımsal faaliyetlerin gerçekleştirildiği bu havzada yıl boyu süre gelen (azot ve fosfor içeren) gübreler ve zirai ilaçlamalar sebebiyle çeşitli pestisitlerin suya karışmasına ve su kirliliğine sebep olmuştur.”
“DENETLEMEDEN GEÇMESİ GEREKMEKTEDİR”
Yaklaşık iki yıl önce derenin denetlenmesi gerektiği ifadelerine yer verilmişti: “İzleme istasyonlarında seçili kirletici parametreler incelenmişti ve inceleme sonucunda dere suyundaki pestisit analizleri, miktar açısından yönetmelikler tarafından belirlenen sınırın altında çıkmıştır. Ancak tarımsal faaliyetler git gide kullanımı artmakta ve pestisitlere maruz kalma olasılığı günden güne artarak gitmektedir. Bu durum mevcut ekosistemi ilerideki zamanlarda bozabilir. Acısu Deresi’nde arıtma tesislerinden gelen atıksu deşarjları ve tarımsal faaliyetlerin kontrol altına alınarak daha sıkı bir denetlemeden geçmesi gerekmektedir. Derenin döküldüğü bölümde bakteriyolojik analiz sonuçları, mevcut üç adet atıksu artıma tesisinden gelen deşarj sularının bazı zamanlarda Mavi Bayrak su kalite standartlarını ihlal edebileceğini ve turizm üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğini göstermiştir.”
“BİR KURAKLIK PROBLEMİ VAR”
2024 yılında ise sorunlar artarak devam ederken, Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güray Doğan, derenin kuraklıkla karşıya kaldığını ve oluşan sazlıkların kuraklık sonucu olduğunu vurgulayarak, “Acısu Deresi’nin sıkıntısı yukarıdan başlıyor. Bir kuraklık problemi var zaten o bölgede. O kuraklık problemiyle beraber bölgedeki yerleşim yerlerinin yanından geçiyordu. Köylerin ortasından geçerek aşağıya doğru inen bir dereden bahsediyoruz. O köylerin foseptikleri bu dereye karışıyordur, besliyordur. Ancak bu mevsim kurak mevsim, öyle bir karışma beklemeyiz. Foseptiklerden dolayı bir karışma beklemeyiz. Dolayısıyla deredeki yeşerme aslında kuraklığın alameti, yani kuraklık sebebiyle derelerde sazlık oluşmuş. Derede su aksa, akan suda saz olmaz, durgun suda saz olur. O yüzden su az olduğu için sazlık oluşmuş. Devlet Su İşleri’nin bunu çözmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
DERENİN TEMİZLEMESİ GEREKİYOR
Son dönemde derede yaşanan sorunun, arıtma tesislerinde kaynaklandığını dile getiren Doç. Dr. Doğan, “Buradaki problemlerden bir tanesi, ASAT'ın diye biliyorum ama arkadaşlarla konuştuğumuzda ‘Bakanlığın arıtma tesisi var’ denildi ama bu artma tesisinden kaynaklı bazı sorunlar ortaya çıkmaya başlıyordu, bu tez zamanında. Oteller arıtması vardır illaki. Otellerden çıkan atık su da buralara geliyordur. Ancak doğrudan oteli suçlayamayız. Çünkü otelin atık suyu, derede su var olacakmış gibi bir standarda sınır değeri vardır. Derede su yoksa ve sen buraya atık su verirsen, istediğin kadar arıttığın bir atık suyu versen dahi, orada yeşerme olur. Onun kurtuluşu yok, bu yeşermeler kuraklığın bir sonucudur. Bundan daha kötüsü işte bunu daha erken bir mevsimde görmek. Derenin temizlenmesi gerekiyor. O sazlıkların ortadan kaldırılması gerekiyor. Yoksa taşkın olur” dedi.
DERE TAHRİP ALTINDA
Doç. Dr. Doğan konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Acısu deresinin çıkışı Carette Carettaların yuvalama alanıydı ve sit alanıydı. Koruma altında bir alandı diye hatırlıyorum. Derede yeşerme var. Bunun yanında bölgede aktif tesisler var ve eskiden nesli tükenmek üzere olan Caretta Carettalar var ancak şu anda tahrip altında. Dereye dışardan akan atık su arıtma testinin sınır değerleri vardır. Sorsanız ‘Biz bunu sağlıyoruz işte test sonuçlarımız’ derler. Kendi laboratuvarlarında yaptıkları sonuçları gösterirler.”