Antalya ve Muğla’yı birbirine bağlayan antik kentlerle çevrelenmiş Likya Yolu, hem macera severlerin hem de doğa tutkunlarının ideal bir durağı haline gelmiş durumda. Özellikle yerli ve yabancı yürüyüş tutkunları tarafından tercih ediliyor. Rota boyunca zorluk seviyeleri bulunan Likya Yolu’nda antik kentlerden, doğal güzelliklerinden geçilip yürüyüş sağlanıyor. Konyaaltı’ndan başlanan yol Fethiye’ye kadar uzanıyor. Ana hatlar üzerinden gidildiğinde bile 25 günü bulan yolun tamamını gezmek ise bir ayı geçebiliyor.
PHASELİS’TEN İTİBAREN GÖRÜLEBİLEN ANTİK KENTLER
Likya Yolu’nu gezmek isteyenler bu antik kentleri görebiliyor. Birçok antik kentin olduğu yolda en dikkat çekenlerden bazıları ise şu şekilde;
Likya Yolu’nun doğusunda yer alan Phaselis’i içinde barındıran Tekirova'dan başlayarak antik kalıntılar ve su kemerleri ile tanınan Phaselis, Likya Yolu'nun önemli duraklarından biri sayılıyor. Kumluca ilçesine bağlı Olympos, antik dönemlerde korsanlarla mücadelesi ve Roma dönemi kalıntılarıyla ünlü kent, Çıralı Plajı'nın yanı başında bulunuyor. Kumluca yakınlarında yer alan Rhodiapolis, Likya döneminin önemli sağlık merkezlerinden biri olarak biliniyor. Antik tiyatro ve lahitler, Likya Yolu’nun bu bölümünde dikkat çekiyor. Gagai, Kumluca ilçesinde yer alan küçük bir Likya antik kentidir. Ticari bir liman olarak kullanılmış olan Gagai, Rhodiapolis'e oldukça yakın bir konumdadır.
LİMYRA VE MYRA BAŞLI BAŞINA ÜNLÜ
Limyra, Finike yakınlarında bulunan bir antik Likya kentidir. Roma dönemine ait yapıları ve kaya mezarlarıyla ünlüdür. Limyra, Likya Yolu üzerinde yer alan doğuya yakın bir başka duraktır. Arykanda, Finike’nin kuzeydoğusunda, dağlık bir alana kurulmuş önemli bir Likya şehridir. Tiyatrosu, hamamları ve kaya mezarları ile ünlüdür. Demre yakınlarında yer alan Myra, kaya mezarları ve Aziz Nikolaos Kilisesi ile bilinir. Myra, Likya Yolu'nun batıya doğru ilerleyen bölümlerinden birini oluşturur. Myra’nın liman kenti olarak bilinen Andriake, ticari faaliyetlerin yoğun olduğu bir merkezdi. Tahıl ambarı (granarium) ve agora kalıntıları Likya Yolu üzerindeki önemli duraklardandır. Theimussa, Üçağız köyü yakınlarında Kekova Körfezi'nin karşısında yer alır. Küçük bir liman kenti olan Theimussa, doğuda yer alan bir diğer Likya kentidir.
XANTHOS ÖNEMLİ YER TUTUYOR
Kekova Körfezi'ne bakan Simena, deniz manzaralı kale ve kaya mezarlarıyla ünlüdür. Deniz yolu ile ulaşılabilen bu antik kent, Kekova bölgesinin önemli bir parçasıdır. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Xanthos, Likya’nın en büyük ve en önemli şehirlerinden biridir. Kaş’ın Kınık köyü yakınlarında yer alır ve Likya Yolu üzerinde büyük bir tarihi öneme sahiptir.
LETOON’UN MİTOLOJİK ÖZELLİKLERİ KAYITLARA GEÇMİŞ
Xanthos’a yakın olan Letoon, Likya’nın dini merkezi olarak bilinir. Tanrıça Leto’ya adanmış tapınakları ile ünlü olan kent, Likya Yolu’nun bu bölgesindeki önemli duraklardan biridir. Likya Birliği’nin başkenti olarak bilinen Patara, aynı zamanda büyük bir liman kentiydi. Likya Yolu üzerindeki en batıya yakın büyük antik kentlerden biri olan Patara, özellikle deniz manzarası ve tarihi kalıntıları ile ünlüdür. Kaş yakınlarında bir tepeye kurulmuş olan Phellos, Likya döneminde stratejik öneme sahip bir savunma kenti olarak bilinir. Kaya mezarları ve kale kalıntıları görülebilir. Kaş ilçesinin merkezinde yer alan Antiphellos, özellikle antik tiyatro ve mezarlarıyla dikkat çeker. Bu antik kent, Likya Yolu'nun batısına doğru devam ederken karşılaşılan önemli yerleşimlerden biridir.
PATARA YOLU ÜZERİNDE APOLLONİA, PYDNAİ GİBİ KENTLER BULUNUYOR
Apollonia, Kaş’a yakın Kılıçlı köyünde yer alan küçük bir Likya kentidir. Antik tiyatro, sur kalıntıları ve çeşitli yapılar günümüze kadar ulaşmıştır. Apollonia, Likya Yolu üzerinde doğal güzelliklerle çevrili, keşfedilmeye değer bir duraktır. Patara’ya yakın bir noktada yer alan Pydnai, Likya Yolu’nun batıya doğru ilerleyen bölümünde küçük bir kale kentidir. Kumluova civarında yer alan bu antik yerleşim, yürüyüşçülerin uğrak noktalarından biridir.
TLOS’A DOĞRU YOL YAVAŞ YAVAŞ SONA ERİYOR
Tlos, Likya’nın en eski ve en büyük şehirlerinden biridir. Fethiye’nin doğusunda, yüksek dağların eteğine kurulu olan bu kent, mitolojik kahraman Bellerophon’un efsanesiyle bilinir ve kaya mezarları, tiyatrosu ve surları ile etkileyici bir atmosfere sahiptir. Fethiye’nin güneyinde yer alan Pinara, özellikle kaya mezarları ve tapınakları ile bilinir. Likya’nın önemli kültürel merkezlerinden biri olan Pinara, doğa ile iç içe sakin bir antik kent olarak dikkat çeker. Sidyma, Fethiye’ye bağlı Dodurga köyü yakınlarında yer alan bir Likya kentidir. Küçük bir yerleşim olan Sidyma, iyi korunmuş lahitler ve Roma dönemine ait yapılarıyla ünlüdür. Sidyma’nın sakin ve huzurlu atmosferi, Likya Yolu’nu takip eden yürüyüşçüler için önemli bir durak oluşturur.
