Myra Antik Kenti’nde, 50’den fazla pişmiş toprak heykelcik bir arada bulundu. M.Ö. 1 ve 2’nci yüzyıla ait kilden yapılmış ve boyaları kısmen korunmuş kadın, erkek, tanrı, tanrıça, koç ve atlı süvari heykelcikleri ile adak plakaları, bilim dünyasını heyecanlandırdı

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Akdeniz Üniversitesi adına Prof. Dr. Nevzat Çevik başkanlığında yürütülen Myra ve Andriake Kazı çalışmalarında, 2000 ile 2200 yıllık, 50’den fazla pişmiş topraktan heykelcik toplu halde bulundu. M.Ö. 1 ve 2. yüzyıla ait, boyaları kısmen korunmuş kadın, erkek, tanrı, tanrıça, koç, atlı süvari ve adak plakaları gibi zengin çeşitlilikteki figürinler, binlerce yıl sonra gün ışığına çıkarılmış oldu. 2020 yılı kazı çalışmalarında temel hedeflerinin Roma dönemi tiyatrosunun sakladığı sırları çözmek olduğunu belirten Myra ve Andriake Kazıları Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik, çalışma programlarını bu kapsamda biçimlendirdiklerini ifade etti. Prof. Dr. Çevik, Myra Antik Kenti’nde tiyatro kazılarında Roma tiyatrosu öncesinde alandaki erken varlıklar araştırılırken, Helenistik dönem yapılarına ait duvarların ortaya çıkarıldığını söyledi. Prof. Dr. Çevik, Helenistik dönemde Roma tiyatrosu altında kalmış bir küçük tiyatro ve Helenistik tiyatro zamanından ve öncesinden yapıların bulunduğu çalışmalarda bir mekanın içine dökülmüş halde çok sayıda terracotta heykelcikler, çeşitli seramikler, bronz, kurşun ve gümüş objeler bulduklarını söyledi.

‘SANKİ MYRA HALKI GÜNÜMÜZE GELMİŞ GİBİ’

Çoğunlukla M.Ö. 2. ve 1’inci yüzyıla tarihlenen eserlerden oluşan koleksiyonun, kadın, erkek, çocuk, tanrı, tanrıça, koç, atlı süvari, meyve taşıyıcısı, çocuklu kadın, adak plakaları gibi çok zengin çeşitlilikte figürinler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çevik, şunları söyledi:

“Müthiş bir terracotta heykelcik koleksiyonunu bir arada bulduk. Tüm koleksiyona henüz ulaşamadık. Sanki Myra halkı dirilmiş de hep beraber koşup, günümüze gelmiş gibi. Sağlam ve tüm olarak, şimdilik 40-50 parça heykelciğin olduğu koleksiyona ait daha yüzlerce heykelcik parçası bulunuyor. Bu parçalar birleştiğinde daha fazla heykelcik olacak. Günlük hayattan insanlar, kadınlar, erkekler, tanrılar, tanrıçalar, yarı tanrılar ve adak plakaları olmak üzere çeşitli poz ve ölçülerde heykelciklerden oluşan müthiş bir koleksiyon. Üzerlerindeki boyaların da kısmen korunmuş olması, kendi dönemlerinde ne renk giysiler giydiklerini ve terracottaların hangi renklerle boyandığını bize gösteriyor. Olağanüstü çeşitlilikte tiplerden oluşan bu zengin koleksiyonun ortaya çıkarılmış olması o zamanın teknolojisini, heykelcik sanatını da bize anlatıyor. Myra’da M.Ö. 1 ve 2’nci yüzyılda nelerin var olduğu konusunda zengin ipuçları veriyor.” Selma KUNAR/ (DHA)