Bay Kemal bürokrasiden gelen, bürokrasinin ne olduğunu bilen CHP’nin lideri. Çok büyük yükün altına girmiş durumda. Evet bay Kemal Alevi. Alevi tanrıyı Türkçe seven, peygamberi Ali gibi seven o inanca göre ibadet eden demektir. Söylenen şu ki, Türkiye’de aleviden başkan olmazmış. Bir başkan namuslu değilse, dindar olsa ne yazar? Dünyanın başka bir memleketi var mı kendi dili haricinde din Eğitim veren. Ben bilmiyorum. Elbette bir dil bir insandır.

Böyle söylemde olan hak -hukuk adaleti olmayan kişidir. Zaten mevcut iktidar yirmi yılda hukuku tahrip etti.  Delik deşik yamalı bohçaya dörderdi. Hukuk sadece bir başkanın egemenliğine hizmet etmez, hukuk genele şamildir. Yani kamu vicdanıdır.

Bir iktidar gelince: Öncelikle hukuku düzeltmelidir. Adalet ve hukuk yerinde değilse, hiçbir eylem doğru olmaz.” Adalet, mülkün temelidir.” Yani bütün topraklarımız üzerindeki, her bireyin bağımsız olarak haklarını kullanmasıdır. Söylemelere bakarsak, ilk önce hukukun ele alınacağını düşünüyoruz. Zaten hukuk olmadan ne içte ne de dışta inandırıcı olursunuz.

Tek buluşma noktamız var. Atatürkçülük. Yaptıklarını yapın. Yemin olsun ki, on üç milyonken yaptıklarımızı seksen beş milyonla daha çabuk yaparız. Gerekirse Türkiye’nin kalkınmasına hizmet edecek bilim insanı getirelim. Bu uğurda Türk insanından bu işleri projelendiren bilim adamımız varsa ne ala, haydi durmak yok. “Yorulsanız da Atatürk’ün samimi dost ışığında yürüyünüz.  Bir ürün üretimi sonunda değerlidir. Herkes gücü ve kapasitesi oranında, Yaptığı işi doğru yaparak üretime katılmalıdır. “Ayinesi iştir kişin lafa bakılmaz.” Birilerinin size “aferin” demesi gerekmez. Siz işinizde samimi olun. Bilim adamı iseniz, laboratuvardaki, çiftçi iseniz tarlada, öğretmen iseniz sınıflarda ve halka ait çalışmalarda en iyisi siz olmalısınız.

Propaganda çalışmalarında: Somut veriler ortaya koymalısınız.

1-Vatandaşın üretimi nasıl olacak?

2- Üretilecek ürünler nasıl pazarlanacak? Ürünler yetiştirirken hangi ilaçlar kullanılacak, temin ettiniz mi? Sulamaması gübrelemesi nasıl yapılmalı? Ürün pazara taşırken navlon giderleri ne nasıl yani planlama yapılmış mı?  Çiftçilerimiz geri dönecek mi üretim yerlerine? Ya da köyüne, üretim yerine dönmeyen kişilerin arazileri nasıl değerlendirilecek? Devletimiz, bu kadar Ziraat Mühendisi yetiştirdi. Sahaya gitmeleri gereklidir. Olağan üstü durumlar, olağan üstü tedbirlerin almasın gerektirir. Yani artık çiftçiler geri dönmüyorsa, devlet  veya belirli süre taşeron Ziraat  mühendislerine yaptırılmalıdır. Üretmeyen toplumlar köle olurlar. Biz bunu tarım için söyledik. Sanayi için de düşünülebilir.

Vatandaşın eğitim programı var mı?

Tekrar oluyor ama her üç öğrenci bile olsa o köye öğretmen görevlendirilecek mi? Sosyal yönden, köyün yalnızlaşmamasından ötürü bu tedbir alınmalıdır. Önceden saç ayağı denilirdi muhtar, öğretmen, imama şu an öğretmeni olmayan köyler dik üçgen gibidir. Köylerde imamın sözü dinlenir oldu. Çünkü tek okumuştur. Kutsiyeti vardır. İyi bir propagandacıdır. Hatiptir. İki kelime Arapça   ile verdiği tezi imzalar. Atatürk’ün talimat ve görüşlerini okuyunuz. O size yol gösterecektir.