Tarihimizde hep beka sorunu yaşadık. Bin yıldan beri Anadolu’dayız. Trakya’dayız. Bu beka sorununu bir türlü aşamadık. Osmanoğulları Söğüt ve çevresindeki egemenliğini sağlamak için sürekli taciz edilip, akınlar yapıldı. Söğüt, Bursa, Edirne gibi şehirler payitaht yapıldı. İstanbul’un fethinden sonra da İmparatorluk haline gelmek ve yerelde ise, o mahallin sevilen liderleri başa getirilmiştir. Bu insanlar da sorun çözen itikatlı, adil olduklarını yaptığı yatırımlar ve kararlarla adlarını tarihimize yazdırdılar.

Beka sorunu Osmanlı İmparatorluğunun yıllarca içten içe, yapılan planlarla toprak kayıpları ile gün yüzüne çıkıyordu. Nedenlerinden önde geleni kendilerine imtiyaz, manda ve sömürge sağlamaktı. Bu rüya hala devam ettiğini her Türk biliyor. Beka sorunu Çanakkale Savaşı ile Mustafa Kemal paşa ile  dur deniliyor.

Beka problemi bitti mi? Hayır.

Beka problemini gören Atatürk başta tam bağımsızlığı yeğlemiş ve “Yurtta barış, dünyada barış” diyerek, her zaman mali yönden, eğitim yönünden, sosyal yönden güçlü olmamızı işaret etmişti. “İstikbal göklerdedir.” Özdeyişi ile Kayseri’de uçak fabrikası kurdurmuştu. Barışın gerçekleşmesi için kendi savaş sanayimizin diğer ülkelerle başa baş ve hatta üstün olmalıdır. İzmir İktisat kongresi ile namuslu ülkede kapitalistlerin gelişmesine dair kararlar alınmıştı. Sıfırdan külleri arasında doğan, güneştir Türkiye Cumhuriyeti.

İkinci dünya harbinden sonra da bir Marşal planı diyerek, Türkiye’nin üretimini durdurmak, kendi sanayii mallarını satabilmek için, kendi üreticilerini korumak, güçlendirmek gibi kendi açılarından kutsi hedefleri gerçekleştirmiştir. Kore savaşı ile şehit olan askerlerimize bedel olarak deforme olmuş reoların ve katırların verilmesi aslında onur kırıcı bir durumdur.  Bu durum sömürgeye kucak açmaktı. Yıllarca SSCB’ne karşı bir kale olarak durduk. ABD’ye almış kadar üs verdik. Katma değerlerimizi bekamız açısından silah alımı yaparak, verilen silahlarını (aldığımız) kullanamaz olduk. Kıbrıs barış harekatinde gördük. Parasını verip aldığımız uçakları izinsiz uçuramadık.

1980 sonlarında başlayan PKK sorunu 300-400 milyar harcadık. Harcamaya devam ediyoruz. Elbette beka sorununda canımız feda diyoruz.

Yakında yapılacak mahalli seçimlerin beka sorunu olduğu tehdidi nedir? Bunu anlamıyorum. Birileri çıksa da bir anlatsa olmaz mı? Yerel seçimlerde kim hayin? Adaylardan hayinler varsa neden mahkemelerimiz iş yapmıyor, yargılamıyor? Bu beka sorunu çok yakın bir tehditse neden konuşup çare bulmuyoruz?

Mahalli seçimlerin bir beka sorunu olduğunu söylemek, tehlikeli bir durumdur. O zaman iptal edin gitsin. Gelin sözü bir kaba koyalım. Ya mahalli seçimleri yapılacak yerel hizmetler üzerinden yürütelim ya da topluca cepheye gidip savaşalım.

Ya Allah bismillah.Ya beka…

Ya yerel (mahalli Seçimler.)