Büyük yıkımın, asrın felaketinin üzerinden tam 22 gün geçti. Ancak ne depreme kaç kurban verdiğimizi belirleyebildik, ne yaraları sarabildik, ne de vatandaşlarımızın barınma-yiyecek-içecek sorunlarını çözebildik. Depreme hazırlıksız yakalandığını kabullenemeyen, eleştirilere tahammül edemeyen iktidar başta halkın haber alma hakkını kullandırmak için kelle koltukta görev yapan gazeteciler olmak üzere ‘cadı avı’na çıkarak sahte bir cennet yaratmaya çalışıyor. Bu ülkenin gerçek ve namuslu gazetecileri varken, gerçekleri gizlemek, halktan kaçırmak da asla mümkün olmayacak.

Varsın birileri not tutsun, varsın birileri kara kaplı defterlerle tehdit etmeye kalkışsın gerçekleri yazmaktan ve söylemekten asla geri durmayacağız. Sizlerle büyük felaketi, asrın yıkımını yaşayan deneyimli bir gazetecinin izlenimlerini, mesajlarını ve feryadını paylaşmak istiyorum. Zor olsa da afetin en çok hasara yol açtığı Hatay’da depremi yaşayan usta bir gazetecinin gözlemlerini aktarmak istiyorum. Depremin birincisinden kurtulup, kentinin ve insanlarının yaşadığı felaketi, yıkımı kamuoyu ile paylaşmak için daktilosunun başına oturduğu anda ikinci depreme yakalanan Antakya Gazeteciler Cemiyeti (AGC)Başkanı Ahmet Abdullahoğlu’ndan söz ediyorum. Ahmet Abdullahoğlu, sosyal medya paylaşımında çok çarpıcı noktalarına işaret edip, depremin en çok zarar verdiği Hatay’ın geleceğinin ve geleneğinin yaşatılmasına yönelik çok çarpıcı tespitler, mesajlar ve önerilere yer veriyor. 

Elbette her meslekte olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de paralı askerler, iktidar yalakaları, gerçekleri gizleme, yalan haber ve yorumları ile toplumu yanlış yönlendirmekle görevli kirliler var. Yılların deneyimli gazetecisi Ahmet Adullahoğlu, basın mesleğinin kokuşmasına neden olanlara ‘Aziz Hataylılar’ diye başlayan paylaşımında şu mesajı veriyor: ” Sosyal medyada ne idüğü belirsiz soysuzlukların yaptıkları paylaşımlara karşı öncelikle sivil toplum kuruluşlarının üye ve yöneticilerine seslenmek istiyorum. Hatay’ımızı ve Antakya’mızı bizler yönlendirip, bizler yeniden ayağa kaldırabiliriz. Geçmişte sivil toplum kuruluşları olarak yaptığımız mücadeleler sonucu bu güzel kente kazandırdıklarımızı kimse görmezlikten gelemez. Bir kez daha kolları sıvayıp, sahaya inmeliyiz”

Siyasetçiler kabul etmese de siyaset ve siyasetçiler kamuoyu araştırmalarına göre en güvensiz kurumlar haline dönüştü. 11 ilimizde 13,5 milyon insanımızı etkileyen 50 bine yakın insanımızın canını kaybettiği asrın felaketi de siyasetin ve siyasetçilerin, ağırlıklı olarak da ülke yönetiminde olanlar ile destekçilerinin bu yüzünü net bir biçimde ortaya koydu. Aynı zamanda basın mesleğinin çatı örgütü olan Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun (TGF) üyesi de olan Antakya Gazeteciler Cemiyeti’nin Başkanı Ahmet Abdullahoğlu, sosyal medya paylaşımında siyaset kurumu için de şu çarpıcı yoruma yer veriyor:” Eğer siyasetçileri bekleyecek olursak çok geç kalırız. Bakın felaketin üzerinden haftalar geçti bir çadır sorununu bile çözemediler. Sivil toplum örgütleri olarak yeniden bir araya gelip, en kısa zamanda Ankara yolculuğuna çıkmalıyız. Yaparsak biz Hatay’daki meslek örgütleri yaparız. Yoksa kaplumbağa hızındaki siyasetçileri beklersek var halimize. Çağrıyı ben Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak yapıyorum. Cevap ne kadar kısa zamanda verilirse, o kadar erken yol alırız. Gazamız mübarek olsun”