Çok uzun bir zaman önce değildi. Sanırım bu hikaye senin ve bizim hikayemiz, belki de sadece senin,  ne denir ki yazılanlar önemli, herkes kendi payına düşeni alacak sanırım, her zaman olduğu gibi…

Doğum ve ölüm kadar kısa bir zaman içinde gerçekleşen anlatımlar ve yaşanmışlıklar vardı. Ve kesinlikle bir mutluluk ve acı da vardı. Kimileri dahi diyordu. Kimileri ise bir şizofren yakıştırması yapıyordu. Sanırım bu konuları herkesten çok daha iyi biliyorlardı. Herkesi her kesimi yönetmek istediklerinden belliydi. Onlar her şeyin en iyisini biliyorlardı.

Hayatımızda hikayeler önemlidir. Yaşanmışlıkların kalıcı etkilerini anlamamız açısından önemlidir. Tercihler yaptığımız ve tercihleri bizim oluşturduğumuz bu dünyadan neden şikâyetçi olduğumuz konusunda kendi kendine bir kısır döngüye girenler de bizleriz sanırım.

Biz seçiyorduk ama biz yönetiliyorduk… Ve biz bu hikâyeden nedense mutlu olamayan belki birkaç azınlık kişileri oluşturuyorduk… Bizim hikâyemiz bizi çoktan aşmış ama sadece okurken bu yaşamışlıkları diğer günler gibi işte, bir taraftan gülüyor ve eğleniyor. Diğer taraftan da en büyük isyanın feryatlarını, bir hikâye işte… Ne söylenebilir ki…

Sevgi, saygı ve sadakat ile başlayan cümlelerin sayısı artmış ve herkes mutlu olmayı kendine rol edinmiş bir hikâye yazıyordu kendi yaşamında. Sonu gelmez gibi görünen bir yol vardı. Hikayenin başında da ve sonunda da bu yol sanki hiç engebeli değilmiş gibi anlatılıyordu.

Seni ben tercih etmedim.

Seni ben istemedim.

Ama güzel bir hikâyen var. Seni ve senin hikâyeni şimdilerde dinleyenler var… Dediğim gibi bu hayat doğum ve ölüm kadar kısa bir zaman onun içindir ki, siz de bu anın keyfini sürün kendi hikâyeniz içinde mutlak yeni bir yol hikayesi çıkana kadar…