Tarım sektörünün özel şirketlerin eline geçeceğini ileri süren Ziraat Mühendisleri Genel Başkanı Özden Güngör, “Tarımda ekim planlamasını artık özel şirketler belirleyecek. Çiftçiye sen patates ek, sen soğan ekme diyecek. Böyle bir tarım politikası olamaz” dedi

Son yıllarda yapılan politikalarla üretim sekteye uğrarken, ithalata bağımlı politikalar nedeniyle yeni tarım projeleri üretiliyor. ‘Milli Birlik’ projesine gelen tepkilerle ilgili açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, tarımın ekim planlamasının artık özel şirketler belirleyeceğini söyledi. Başkan Güngör, “Soğanla patates sofralarımızın vazgeçilmezidir. Şuan vatandaşlarımız bir kilo soğan alacağı yere, yarım kilo soğan alıyor. Ülkemizin ne ekim planlaması ne de tarım politikası var. Her bakan değiştiğinde başka bir politika uygulanıyor. Cumhurbaşkanımız, 25 Nisan’da Milli Tarım Projesi’ni açıklayacaktı fakat çok büyük bir tepkiyle karşılaşınca 5 Mayıs’a ertelediler. Tarımı özelleştirerek ‘SEMERAT’ diye bir holding kuracaklar. Devletin şimdi ki projesi tarımı özelleştirmek. Bu SEMERAT’ın içerisinde Eti, Ülker, Banvit, Nemat gibi büyük şirketler var. Tarımda ekim planlamasını artık özel şirketler belirleyecek. Türkiye’de ne kadar nohut, mercimek ve fasulyenin ekileceğini özel şirketler belirleyecek. Bu projeyi ortaya çıkarıldıktan sonra İl müdürlükleri çiftçileri yönlendirecek. Çiftçiye sen patates ek, sen soğan ekme diyecek. Böyle bir tarım politikası olamaz” diye konuştu.

ÇİFTÇİ ARKA PLANDA

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, Türkiye’nin İran ilişkileri neticesinde kötü sonuç alınarak petrol ve benzin fiyatlarının da yükseldiğini belirtti. Başkan Güngör, “Bu projede çiftçi ön planda değil. Bu projede girdi maliyetleri yok, aile çiftçiliği yok. Tarım topraklarını ve meraları koruma diye bir şey yok. Bu projede en önemlisi de üretici lehine bir hareket yok. Burada tarım sermayenin tamamını özel sektöre devretmişler ve ‘Bana şu kadar üretim’ getirin demek istiyorlar. Bu politikayla fiyatlar düşmez. Eğer ki milli tarım projesi devreye girerse bugün ki fiyatları ararız. Şuan ki soğan fiyatı 8 liradan 12 liraya yükseldi. Vatandaşlar soğanı ve patatesi çok ucuza alacağım diye heveslenmesin. Ne zaman tarla ürünleri hasat edilirse o zaman bir miktar fiyatlar düşer. Fakat tarımda girdi fiyatları yani tohum, gübre ve ilaç pahalı olduğu için otomatik pazardaki ürünlerin fiyatlarına yansıyor. Yakın zamanda hayvan yemine yüzde 10 zam yapıldı. Türkiye ile İran sorunları arttığı için petrol ve benzin fiyatları yükseldi. Dolar fiyatları yükseldi. Eğer ki tarım sektörü bileşenlerinin dediklerini dikkate alırlarsa bazı sorunlar azda olsa çözülebilir. Bana göre tarım şuan yerlerde sürünüyor. Her şeyi ithal eder olduk” ifadelerini kullandı.

TARLADA ÜRETİCİ KALMADI

Büyükşehir yasasının çıkarılmasıyla birlikte yanlış politikalar uygulandığını savunan Başkan Güngör sözlerine şöyle devam etti:

“Şuan da en iyi olduğumuz sektör tavukçuluk sektörü. Fakat bu yem fiyatlarının düşürülmesi lazım. Çok yakın bir zamanda Besi yemine yüzde 10 zam geldi. Devletin bir an önce fiyatları düşürmesi lazım. Şuanda 26 buçuk hektar tarla alanından 23 milyon hektar tarım alanına düştük. Yani 3 buçuk milyona yakın tarım alanımız yok oldu. Mera alanlarında ise 16 buçuk milyon hektar alandan, 10 buçuk milyon hektar alana düştük. Üretici sayımız her geçen gün düşüyor. Üreticilerin şuanda bankalara 112 milyar lira borcu var. Çiftçiler tarlaları bırakırsa üretim durur. Şuanda çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 700 bin çiftçi kayıt sisteminin dışarısında. Üretici hasat edemezse ve borcuda olursa mecbur olduğu için çiftçi mesleği bırakacak. Tarım sektörünü bırakıp şehirlere giden insan sayısı çok fazla. Köylerde genç nüfus kalmadı. Devlet çiftçiyi tarladan koparmak için her türlü çabayı gösteriyor. Büyükşehir Yasasının çıkmasıyla birlikte köyler mahalle oldu. Köylerin ortak mülkiyetleri hep belediyelerin eline geçti. Bunlar doğru politikalar değil bizim üretmemiz lazım. Çiftçinin gelir seviyesinin arttırılması lazım. Belirleyici ve planlayıcı bir tarım politikası uygulanması lazım.” EBRU KOÇAK / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER