Son yıllarda ülkemizde özellikle siyaset üzerinden bir kutuplaşma yaşanıyor. Maalesef bu kutuplaşma da günden güne sertleşiyor, hatta zaman zaman ahlak sınırlarını da aşıyor. Şu anda ülke 3’e bölünmüş durumda. Bir gurup hükümetin yaptığı her şeye karşı. Ne yaptığının hiçbir önemi yok. Adeta 19 yıllık bir travmanın eseri olarak bunlar ne yapıyorsa yanlıştır diyor. İkinci bir gurup ise muhalefetin söylediği her şeye karşı. Söylenenleri bir mantık süzgecinden bile geçirmiyor. Ne olursa olsun iktidar haklıdır, muhalefet yalan söylüyordur gibi bir algı oluşmuş. Hatta geçen sokak röportajında bir vatandaşı tongaya düşürmüşler. HDP’li belediye başkanı CHP’ye geçmiş ne diyorsun diye soruyor. Adam başlıyor anlatmaya…

“Normaldir. Zaten bular birlikte aynı şeyi düşünüp, birlikte hareket ediyorlar” diye saydırırken, youtuber hemen devreye girip, “Pardon CHP değil, AKP’ye geçmiş” diyor. Adamda saniye duraklama yok. Hemen o efsane yanıtı yapıştırıyor “Hatasını anlayıp doğru yolu bulmuş” diye…

Bir gurup daha var ki bunlar her şeye karşı. İktidara da karşı, muhalefete de karşı… Şimdi gelelim asıl meselemize. Maalesef bu gurup aşıya da karşı. Israrla bir gurup var ki, aşısını yaptırmıyor. Yaptırmaya da niyeti yok. Toplumsal bağışıklık için nüfusun yüzde 70’inin aşı olması gerekiyor. Şimdiye kadar aşı bulmakta geciken, her seferinde aşı geliyor diye kandırdıkları için hükümete kızdık, eleştirdik. Şimdi ise aşı var ve aşı olmak istemeyen ciddi bir kesim de var. Kendilerince bazı doğruları var. Kimine göre bu iş genetik kodlama, kimilerine göre birkaç yıl içinde aşı olanlar ölecekler. O bahane bu bahane derken, aşı olmuyorlar. Dün sabah itibarıyla 39 milyon 423 bin 258 kişi ilk doz aşısını, 22 milyon 636 bin 658 kişi ise 2. doz aşısını olmuş. İlk dozda aşılamada yüzde 60’a ancak gelmişiz.

Böyle giderse bu hastalıktan yıllarca kurtulamayacağız. Önceki günkü vaka sayısı 12 binin üzerine çıkmış. 5 bin hedefi yalan olmuş kimin umurunda? Ben şuna inanıyorum aşı olmayı kabul etmeyen arkadaşlar, ileride bu aşının kendisine vereceği tahribattan çekiniyorlar. Yani sağlıklarını bizden daha çok düşünüyorlar. Biz salaklar kobay olarak aşı oluyoruz, ancak onlar entelektüel bakış açıları ile aşıyı reddediyorlar. Bence bu arkadaşları devlet karantinaya almalı. Nasıl olsa onların düşüncesine göre biz aşı olanlar öleceğiz. İnsanlığı kurtarmak için bu arkadaşlar aşı olmadıklarına göre, bu insanların bizim gibi bilmediği aşıyı olan tiplerle aynı toplumda yaşamaları onlara haksızlık. Bu nedenle devlet bu insanları izole etsin, bu insanlar kamu kurumlarına, bankalara, otellere giremesinler. Bunları marketlere bile almayalım. Nuh’un gemisine binmeye meyilli bu kişiler, bence kesinlikle karantinaya alınmalı, ya da sosyal hak yasakları getirilmeli. Bu işin başından beri bir sürü abuk subuk bilim adamı görüşleri dinledik, izledik. Ancak belki de tek ortak noktaları aşı olunmasının gerekli olduğu fikriydi. Bu bilim adamlarından da bu işi daha iyi bilen bu arkadaşları bir şekilde izole etmeliyiz. Yoksa ne bu hastalık biter, ne de hayat yeniden normale döner. Turizm sezonunun sonuna kadar ülke açık kalır diye tahminim vardı ancak bu rakamlar böyle giderse, Eylül’ü de bulmak hayal.

Esen kalın…