Cemal Kutay, 1909 yılında Konya’da dünyaya geldi. Paşalar, valiler, bakanlar, büyükelçiler çıkarmış olan ve Fatin Rüştü Zorlu, Eşref Kuşçubaşı, Vasıf Çınar gibi birçok ünlünün mensup olduğu Bedirhani aşiretindendir. Bedirhan Bey’in Hüseyin Kenan adlı oğlundan dünyaya gelen ve Cemal Kutay’ın babası olan Tahir (Kutay) Bey, birçok yerde görev yaptıktan sonra Konya’da, bugünkü Yargıtay’la askeri mahkeme arası bir kurum olan İstinaf Ceza Mahkemeleri Reisliği görevinde yer almıştır ve Millî Mücadele’nin hemen başında da merkezi Sivas’ta olan Yargıtay (Mahkeme-i Temyiz) başkanlığı yapmıştı. Cemal Kutay’ın annesi Süreyya Hanım, bugün Batı Trakya’da kalan Dimetokalı Miralay Mustafa Nuri Bey’in kızıdır. Cemal Kutay, ailenin yedi çocuğundan beşincisidir. Dört kız kardeşinden Faika, DP döneminde Elazığ Milletvekili ve Millî Müdafaa Encümeni Başkanı olan Mehmet Şevki Yazman’la evlenmiş, bu evlilikten Türkiye’nin ilk petrol mühendislerinden Tuncer Yazman dünyaya geldi. Diğer kız kardeşi Fahrünisa, Albay Suphi Akgün’le evlenmişti. Haşim İşcan’la dünür olan çiftin tek çocukları, Ege Üniversitesi kurucularından ve Türkiye’nin ilk kalp cerrahlarından olan Prof. Dr. Sermet Akgün’dür. Üçüncü kız kardeşi Fitnat, Atatürk’ün muhafızlarından ve Birinci dönem Van Milletvekili Hasan Sıddık Haydari’dir. Dördüncü kız kardeşi Hayrünnisa, Konyalı tüccar Mustafa Öztermiyeci ile evlenmişti. Cemal Kutay’ın erkek kardeşleri ise Kenan ve Abdi Kutay’dır. Cemal Kutay, henüz 10 yaşlarında iken Mevlevi dergahı şeyhi Velet Çelebi’nin öğrencisi olarak icazet (yeterlilik) aldı. Cemal Kutay, 13 yaşında iken babasını kaybetti. On beş yaşına geldiğinde, eve destek olmak için tatillerinde Konya’da çıkmakta olan Babalık gazetesinde düzeltmenlik yaptı. 1927 tarihinde idadiyi (lise) bitirdi, yüksek öğrenim görme imkânına sahip olamadı. 1928’de iş aramak için, cebinde üç-dört gün yetecek para ile Ankara’ya giderek, hükümetin yayın organı Hakimiyet-i Milliye gazetesinde (1934’te Ulus adını aldı) muhabir olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde gazetenin yazarı Falih Rıfkı (Atay) ile birlikte Ahmed Emin (Yalman), Hüseyin Cahit (Yalçın), Ankara Müftüsü Şerafettin Yaltkaya, Esat Sezai Sümbüllük, Mehmet Âkif’in damadı Ömer Rıza Doğrul, Ahmet Hamdi Akseki ile tanışarak onlardan destek aldı. Bu senelerde tanıştığı diğer isimler Abidin Daver, Refik Halit, Burhan Felek oldu. Hakimiyet-i Milliye’de 1939 yılına kadar çalıştı. İşten çıkarılınca Konya’da Yeni Anadolu isimli, Anadolu’da ilk defa sekiz sayfa, renkli başlıklı bir gazete çıkardı. Daha sonra İstanbul’a giderek Celal Bayar’ın büyük oğlu Refi Bayar’la Güneş matbaasını kurarak Halk isimli bir gazete çıkardı. İki sene sonra, başarılı olmayan bu gazeteyi kapatıp Millet ve Hakka Doğru dergilerini (1944-51) yayımladı. Ailesi Cemal Kutay’ı, 1944 yılında Yugoslavya göçmenlerinden Niğde’ye yerleşmiş olan Kamil-Nezahat çiftinin kızları Melahat (Günan) Hanım’la evlendirdi. Bu evlilikten beş çocuğu dünyaya geldi. Çocuklarından Zeynep Sırma, yüksek maden mühendisi Erol Kuyaş’la Ayşe Mine, Adnan Koca ile, Ömer Faruk, Prof. Dr. Sevil Kutay’la, Gazale Nilgün, yüksek inşaat mühendisi Mehmet Ciğeroğlu ile, İnci Kübra, tanınmış fotoğraf sanatçısı Moris Maçoro ile evlendiler. 12208 sayfa ve yirmi ciltten oluşturulan Mutlakiyet – Meşrutiyet – Cumhuriyet devirlerini ele alan Türkiye İstiklâl ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi kitabı, bu konuda hazırlanmış en kapsamlı eserdir. Mason olduğu yolunda söylentilerin yaygın olduğu Kutay, yakın dostları arasında büyük mason üstadları bulunduğunu, hatta Mim Kemal Öke, İbrahim Necmi Dilmen, Besim Ömer Paşa’nın kendisine bu yolda teklif getirdiklerini, ancak masonluğu kabul etmediğini söylemiştir. Cemal Kutay, 5 Şubat 2006 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.