Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler
WhatsApp
Sosyal Medya

CHP’Lİ VEKİLDEN ‘SENARYOYA’ TEPKİ

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve başlamasından kısa süre sonra okullarda başlatılan ‘Senaryo’ yöntemini eleştirdi

CHP Antalya Milletvekili Mustafa

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşülmeye devam ederken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri üzerine konuşan CHP Antalya Milletvekili Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Mustafa Erdem, Eğitimin bir sorunlar yumağı olduğunu dile getirdi ve “Yeni Bakanımızın gelmesiyle birlikte olumlu anlamda değişen bir şey olmadı. AKP iktidarı süresince tam 17 kez eğitim sistemi, 9 kez de Millî Eğitim Bakanı değişti. Her gelen Bakan farklı bir düzen kuruyor. Yeni gelen Bakan da okullarda yapılan sınavlarda yeni bir şey icat etti; senaryolar. Öğrenciler sınavları birinci senaryo mu, ikinci senaryo mu, üçüncü senaryo mu; ona göre yapacaklar. Öğretmen, öğrenci, herkesin kafası maalesef karışık. Ben de bu bütçe değerlendirmesini hangi senaryoya göre yapsam diye düşündüm yine de halkın, öğretmenin, öğrencinin yaşadığı, anladığı senaryoya göre konuşmak istedim.” diyerek Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve başlamasından kısa süre sonra okullarda başlatılan” senaryo” yöntemini eleştirdi.

CHPLI VEKILDEN ‘SENARYOYA TEPKI CHP’Lİ VEKİLDEN ‘SENARYOYA’ TEPKİ
CHP’Lİ VEKİLDEN ‘SENARYOYA’ TEPKİ 1

DEĞER KAYBI

“2024 yılı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi 1 trilyon 92 milyar lira olarak belirlenmiş. 2023’e göre 2 kattan fazla artmış ama işin aslı öyle mi? Tabii ki değil. Bu rakam, yüksek enflasyon ve Türk lirasında yaşanan değer kaybının etkisi. Her bütçe döneminde olduğu gibi yine “Aslan payını eğitime ayırdık.” diyorlar. Öyle mi? Değil. Eğitim bütçesinin millî gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın yarısına bile ulaşmamış. Yirmi iki yıl içinde Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezî bütçeye ve millî gelire oranı çok değişmediğinden bu yıl da eğitim harcamalarının esas yükü zaten ay sonunu getiremeyen, geçim sıkıntısı yaşayan velinin sırtına yüklenmiştir. Bakıyoruz, eğitim yatırımına ayrılan pay her yıl düşürülmüş. Şimdi, belki itiraz edeceksiniz ama okullar başlarken okul önüne giderseniz -gidenleriniz de vardır- her okulun kapısında kolilerle kırtasiye malzemesi, tuvalet kâğıdı, temizlik malzemesi taşıyan veliler görürsünüz. Veli okula sabun götürmezse inanın tuvaletlerde sabun yok.” açıklamasıyla bakanlığın 2024 yılı bütçesinin temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu vurguladı.

OKULLARDA TEMİZLİK SORUNU BÜYÜYOR

Mustafa erdem, sözlerine şöyle devam etti:

“65 okulumuzda hizmetli sorunu var. Ayrıca, önceki yıllarda İŞKUR aracılığıyla okullara güvenlik görevlisi sağlanıyordu ancak tasarruf etme gerekçesiyle artık okullarımıza güvenlik görevlisi verilmiyor yani çocuklarımız Allah’a emanet. Yine Antalya’da 94 okulda on binlerce öğrencimiz ikili eğitim yapan okullarda eğitim görüyor. Neden? Çünkü yeterli okul yok. İlimizde 53 okulda sınıf mevcutları 40’ın üzerinde. Bu denli kalabalık sınıflarda sağlıklı ve verimli eğitim öğretim mümkün mü? Gerçi sizin çocuklar başka yerlerde okuyor olabilir, anlamıyor olabilirsiniz ama gerçekten bu mümkün değil. AKP eğitimi ticarileştirdi, “Paran yoksa okuma.” diyor vatandaşa. Bu mu eğitime ayılan aslan payı?

TEPKİ GÖSTERDİ

Hem 12. Kalkınma Planı’nda hem de stratejik planlarda okul öncesi eğitim ve okullaşmadan bahsedilip duruluyor. Türkiye yüzde 39 ile, 3-5 yaş aralığında okul öncesine erişim oranının en düşük olduğu OECD ülkesi.” Diyerek Türkiye’deki okul öncesi eğitime dair sorunlara değinen CHP’li Milletvekili Mustafa Erdem, “Okul öncesine verilen bir öğün yemeği kestiniz siz yahu. Yandaş müteahhitlere milyar dolar ödemeler yapılırken çocuklarımıza bir elmayı, bir mandalinayı çok gördünüz.”

O YURTLARA MAHKUM EDİLDİLER

Eğitim sisteminde yapılan değişikliklere ve eğitimde bir türlü doğru politikanın bulunamamasına dikkat çekerek, eğitime ilişkin sorunları saydı:

“4+4+4 sistemini getirdiniz. Liselere girişlerde 5 farklı sınav sistemi denediniz, düz liseleri kapatarak sınavlar sonucunda Anadolu ya da fen liselerine yerleşemeyen binlerce öğrenciyi açıkta bıraktınız. Bu öğrenciler zorla imam-hatip liseleri, meslek liseleri ve özel okullara yönlendirildi.  13.800 yüz köy okulunu kapattınız. Çocuklar “taşımalı eğitim” adı altında eğitimden uzaklaştırıldı.

Yatılı ilköğretim bölge okullarının sayısını azalttınız. Yoksul ailelerin çocukları merdiven altı geçici vakıf, cemaat ve derneklerin yurtlarına mahkûm edildi.  Köy okullarında öğrenim gören çocuklar, mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocukları, yoksul ailelerin çocukları, çocuk işçiliği derken eğitimden çekilme oranları arttı.  Asıl sorun; eğitimin bir taraftan paralı hâle getirilirken diğer taraftan zorunlu olan nitelikli bilimsel eğitimden uzaklaştırılması ve gericileştirilmesidir.” BÜLTEN