Hayvanlara yapılan işkence ve tecavüz olayları her geçen gün artış gösterirken, seçimden önce söz verilen hayvan hakları yasasında değişiklik yapılmaması tepkilere neden oldu. Başkan Yanık, “Beklenen hayvan hakları yasası seçim vaadi olarak kaldı. Sözlerini tutmadılar” dedi

Hayvan haklarıyla ilgili hükmün yer aldığı 11 maddelik manifestonun yasal düzenlemeyle getirilmesi beklenirken, hala sonuçlanmaması tepkiye neden oldu. Çıkması beklenen hayvan hakları yasasının seçim de gündeme gelmesiyle hayvan severleri umutlandırmıştı. Hayvan hakları yasanın sadece seçim vaadi olduğunu öne süren Antalya Can Dost Derneği Başkanı Arife Yanık, para cezasının da caydırıcı bir özellik olmadığını kaydetti. Dernek Başkanı Yanık, “Cumhurbaşkanı seçimlerden sonra hayvan hakları ve korumalarıyla ilgili yeni yaşanın çıkacağını söylemişti. Bunlar seçim vaatleri olarak kaldı. Hayvanlarla ilgili yeni bir bakanlığın kurulacağını söylemişti. Fakat yerine getirmedi. Şuan yürürlükte olan 750 liralık para cezasının hayvanları koruma ve şiddetin azaltılması yönünde bir caydırıcı özellik olduğunu düşünmüyorum. Türkiye gibi gelişmiş bir ülkeye bu gibi yaptırımlar yakışmıyor. Gelişme konusunda ilerleme göstersek de hayvanlar hakları konusunda hala eksiklerimiz büyük ölçüde devam ediyor. Bir canın bedeli para cezası olamaz. Hayvanlara yapılan şiddet, işkence ve tecavüz olaylarında medyaya yansıyan olayların dışında gün içerisinde gelişen birçok vaka var. Cumhurbaşkanının sözünü bir an önce tutmasını bekliyoruz. Hayvanlara yapılacak olan yaptırımların bir insana uygulanır gibi olmasını istiyoruz” dedi.

“HAYVAN HAKLARI ÖNEMSENMİYOR”

Hayvanlar üzerinden vergi ve üretim kaçakçılığı yapan kişi sayısının fazla olduğunu vurgulayan Dernek Başkanı Yanık, “Hayvanlarla ilgili birçok problem var. Kaçak üreticiler almış başını gidiyor. Kaçak üreticiler sosyal medya üzerinden birçok hayvanı üretip satıyorlar. Öncelikle bu insanlarımızın üretim ruhsatının olmasını gerekiyor. Devlette vergi kayıtları olmadıkları için vergi kaçakçılığı yapıyorlar. Kaçak üretim ve kaçak verginin durdurulmasını istiyoruz. Kaçak üreticiler bir hayvanı 2 bin liraya satıyor. Eğer bir başkası tarafından kaçak satış yaptığı tespit edilirse 750 lira para cezası uygulanıyor. Satış yapan kişi ‘yine para olarak kardayım’ mantığı ile satmaya devam ediyor. Ayrıca idari para cezasını ödemeyenlere de hapis cezası gibi hiç bir yaptırımı yok. Şuanda hayvan hakları konusu suiistimale çok açık bir konu. Hayvan haklarıyla ilgili gözle görünür bütün sorunlar burada yer alıyor. Ticaret, üretim ve işkence yapmak isteyen bütün insanlar burada” ifadelerini kullandı. Sözlerine şöyle devam eden Yanık:

“Avrupa ülkelerinde hayvanlara yapılan işkencenin cezası 3 yıl hapisten başlıyor. Ben dernek başkanı olarak dosyamda 30 ‘dan fazla dava var. Bunun nedeniyse insanlar devlet tarafından adaleti bulamadıklarından dolayı, adaleti kendileri sağlamaya çalışıyor. Geçen yıl yaşadığım bir olayda hayvana işkence eden bir adamı deşifre ettik diye biz suçlu olduk. İnsanlar kendileri adaleti sağlamaya çalıştıklarından dolayı suç oranları artıyor ve bir sürü askıda kalan vakalar yer alıyor. Bunun temeli ise hayvan haklarının yetersiz oluşundan kaynaklanıyor. Hayvan haklarının yasal olarak önemsenmemesi, bütün suçları tetikliyor. Para cezası hiç bir şekilde yeterli değil. Hayvan severlerin duygularını ve sayısını hafife alıyorlar. Hayvanlara yapılan kötü olaylar o kadar arttı ki, insanlar adli olarak bir ceza almayacağını bildiği için suç işlemeye devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

“HAKLAR 3-5 KİŞİYE KALMAMALI”

Hayvan haklarını yasası düzenlemelerinin bir kaç konfederasyona kalmamasıyla ilgili çözümler ortaya koyan Yanık, “Hayvan haklarıyla ilgili düzenlemeler bir kaç tane dernek ya da konfederasyonla birlikte yapılacak olan bir şey değil. Bakanlıklar başta olmak üzere Türkiye’de ki bütün Sivil Toplum Kuruluşu (STK), dernek, kurum ve hayvan severlerin fikirleri alınarak düzenlemelerin yapılması gerekir. Hayvanlarla ilgili bazı konfederasyonlar yurt dışına hayvan çıkışların yasaklanmasından ticari anlamda kaygıları var. Birçok hayvanın ticari anlamda yurt dışına gönderilmesinin sebebi deney hayvanı olarak kullanılmasından kaynaklanıyor. Hayvan haklarıyla ilgili Türkiye genelinde il il komite kurulup oy çoğunluyla ilgili yasalar çıkarılabilir. Hiç bir hayvanın canı ne para yaptırımına, ne de bir kaç konfederasyonun fikrine bırakılmalıdır. Şuanda hükümet bir kaç konfederasyonun fikrine dayalı yasa çıkarıyor, bu yanlış bir durum. Yurt dışına gönderilen hayvan sayısını devlet açıklasa, vatandaşların dudakları uçuklar. Yurt dışında hayvan mı yok. Deney hayvanı olarak kullanmaları yasak olduğu için bizim ülkemizden alıyorlar. Bağırsaklarından ameliyat ipliğinden tutunda, kemiklerinden sabun yapanlar var. Bunların bütün temeli hayvan haklarının TCK’ya bağlanmamasından kaynaklanıyor” diye konuştu. EBRU KOÇAK / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER