İnsanlar kendi tercihlerinin faturasını ödediği sürece sorun yok. Ancak sizin tercihleriniz başkasının yaşamını etkilerse, o başka bir durum. Ya bir tercihiniz çocukların hayatına mal olursa, işte o tam bir felaket. Türkiye’nin sosyal bir devlet olduğunu kabul ediyoruz.  Bu durumda sağlık harcamalarının da devlet tarafından karşılanması gerekmez mi?

Bugün manşetten Pınar Budak arkadaşımızın haberini yayınladık. Haberde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, SMA tedavisinde kullanılan yöntemin deneysel olduğunu söylüyor ve şunları ekliyor: “SMA ile alakalı çok ciddi bir duygu sömürüsü, umut sömürüsü ailelerin çocukları üzerinden hassasiyetlerini deneysel alana çekmeye çalışan bir yapı var. Siz, insanların hem çocuklarını kobay olarak kullanacak hem de dünyanın araştırma parasını da üstüne alacak sistemi onaylamamızı ve bunu desteklememizi bekliyorsunuz. Bunu bu millete lütfen yapmayın. Elinizde küçücük çaresiz bir yavrunuz var. Onun tedavisini sağlayabilmek, onu iyileştirebilmek için her türlü umuda sarılan aileler var. Yani bu tedavi türü safsata diyor.

ÇOCUKLAR DANS EDİYOR

Peki Antalya SMA ve Genetik Hastalıklarla Mücadele Derneği Başkanı Kamile Kurt ne diyor: “Tedaviden önce oturamayan çocuklarımız, tedavi gördükten sonra bisiklete biniyor, dans ediyor ve ayakta durup birkaç adım atabilir hale geldi. Zaten 130 tane çocuğu incelemeye aldıkları zaman bu çocukların, önceki ve sonraki durumlarında bariz şekilde görülecek iyileşmeleri var.” Kurt düzenlenen kampanyalarda paranın yetişmediğini, bu nedenle de 2 çocuğun ölümünün ardından bu paranın 3. çocuğa aktarılarak yaşama tutunmasının sağlandığını söylüyor.

PEKİ BEN NE DİYORUM?

TOBB’un açıklamasına göre 1980-1990 yılları arasında 195 milyar dolar para havaya uçmuş. Yani savurganlık sonucu tüketilmiş. Yeni döneme dair böyle bir çalışma bulamadım. Ya korkudan kimse açıklamıyor, ya da o kadar büyük parayı hesaplamaya kimsenin matematiği yetmiyor. Yine faizlerin düşük tutulması için savrulan para 128 milyar dolar. Muhalefet aylarca bu paranın nerede olduğu sorguladı. Yapılan açıklamalara göre sarayın bir günlük masrafı 10 milyon lira. Yani yıllık masrafı 3 milyar 650 milyon lira. Her yıl geçiş garantisi nedeniyle verdiğimiz milyarlara ne demeli? Bu devletin savurganlığı. Biraz da kendimize soralım. En son ne zaman bir ayakkabımızı tamir ettirdik, ya da terziye bir pantolondaki yırtığı diktirdik. Gardıropumuzda kaç gömlek, kaç kravatımız var. Peki bir SMA’lı çocuğa hiç yardım ettik mi?  Devlet tercihlerini şatafattan, bizler israftan yana kullandıkça daha bu ülkede bir çocuk yaşasın diye çok çocuk ölür.

Esen kalın…