Dünyada pandemi ilan edildikten sonra ülkelerin sınırlarını kapatarak uluslararası izolasyon son tahlilde ülke içinde şehirlere giriş çıkışın yasaklanması ve evde izolasyon ile devam etmektedir. Bütün çabalar salgının geniş kitlelere yayılmasını ve bulaşmasını önlemek ve can kayıplarının önüne geçmek adınadır.

Nisan ayının ilk haftasında görülen manzara şöyle: Zorunlu olarak çalışmak ve işe gitmek durumunda olanların haricinde herkes evde. 20-65 yaş aralığında olan vatandaşların ise sokağa çıkmaları yasaklandı.

Özellikle gelişmiş ülkelerden corona virüs için aşı geliştirme haberleri geliyor. Hatta aşı çalışmaları konusunda sona doğru yaklaşıldığı ifade ediliyor, bilim insanları, deneme ve üretim aşamalarını da hesaba katarak önümüzdeki altı aylık süreçte dünyanın başına bela olan virüse karşı aşının kullanıma sunulacağı tahmin ediliyor.

Ülkemizde, Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan bilim kurulunun önerileri doğrultusunda sosyal izolasyon kuralları eksiksiz olarak işletilmeye çalışılıyor. Dün itibariyle maskesiz olarak dolaşmak, market, pazaryeri gibi alanlarda bulunmak yasaklandı. Halkın bütününün maskeye erişimi konusunda gelişmeleri takip ediyoruz.

Umarız kısa zamanda hayat normale döner.

Zira sosyal izolasyon kuralları gereği ev içerisinde olması beklenen vatandaşların davranışlarının boyutu değişmeye başladı. Sosyalleşmeyi çoğunlukla ev dışında iş ve arkadaşları ile sağlayanlar ev ortamında aile ve çocukları ile vakit geçirme konusunda sıkılmaya başladılar. Zira günlük rutinlerinde ev içerisinde kaliteli zaman geçirme bulunmayan birey için bu durum gayet normal.

Hal böyle olunca kutu misali ev içerisinde günlük zaman diliminde birbiri ile normal günlerden daha çok temas eden ve karşılaşan aile bireyleri zorlandılar. Ev içerisinde yaşamı sürdürmenin hiç kolay olmadığı görüldü.

Tekel bayi işleten bir tanıdığım corona günlerinde işlerinin açıldığını, normal zamanlarda yaptığı satıştan kat be kat alkol satışı gerçekleştirdiğini söyledi. Hane halkı ile vakit geçirmek yerine alkol tüketimine yönelen kişinin hem kendisi hem de aile içinde zararlı davranışlar sergileyebileceği tahmin edilebilir. Cumhuriyet Gazetesinin haberinde görüldüğü gibi “aile içi şiddet” vakalarında artış göze çarpmaktadır.

Yine kadın hakları savunucusu aktivist ve örgütlerin tespitine göre “kadına ve çocuğa yönelik şiddet” vakalarında artış vardır.

6284 sayılı kanun gereği haklarında tedbir ve uzaklaştırma kararı verilenler hane içinde kalmaya ve ne yazık ki aile üyelerine şiddet uygulamaya devam etmektedirler.

Buradaki paradoks nasıl aşılacak: Salgınla baş etmek için, sosyal izolasyon kuralları gereği evde kalmak gerekiyor ev içerisinde ise erkek şiddetinin önüne geçilemiyor.

Corona virüsüne karşı aşının bir an öce bulunması ve hayatın normale dönmesi sosyal bir sorun olan kadına yönelik şiddet başta olmak üzere aile içi şiddetin azalmasında doğrudan katkı sağlayacaktır.