Tüm eşyaların sular altında kaldığını ve artık kızıyla birlikte kalacak bir yerlerinin kalmadığını belirten yaşlı kadın, "Orada her şeyim yıkıldı, buraya kızımın yanına geldim, evi su bastı. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Eşyaların hiçbiri kullanılacak halde değil. Canımızı zor kurtardık" dedi. Antalya’da dün akşam başlayan ve aralıksız etkisinin sürdüren yağış, kentteki birçok vatandaşın evini sular altında bıraktı. Özellikle müstakil ev ile apartmanlardaki zemin ve bodrum katlarda yaşayanların evleri yağmur sularıyla doldu. Vatandaşlar eşyalarını kurtaramazken, canlarını kurtarmak için üst kattaki komşulara sığındı.
KIZININ YANINA GELDİ, EVİ SULAR ALTINDA KALDI
Bu vatandaşlardan bir tanesi de Kepez ilçesi Gazi Mahallesi 6545 Sokak'ta 4 katlı apartmanın bodrum katında yaşayan, Hatay’da depremde evi yıkılıp kalacak yeri olmadığı için kızı Zeynep Cankılınç’ın (51) yanına gelen yüzde 90 engelli 75 yaşındaki Şengül Cankılınç oldu. Gece saatlerinde evlerini su basan Cankılınç ailesi, apartman sakinlerinden yardım istedi. Komşular yaşlı kadını üst kata çıkartırken, Zeynep Cankılınç, çocukları ve torunu da akabinde dışarı çıktı. Evi kullanılamaz hale gelip tüm eşyaları sular altında kalan Cankılınç ailesi, geçici süreyle komşularının yanına sığındı.
“CANIMIZI ZOR KURTARDIK”
Su baskını anında canlarını zor kurtardıklarını belirten Şengül Cankılınç, “Hatay’dan geldim. Depremden geldim. Orada her şeyim yıkıldı, buraya kızımın yanına geldim, evi su bastı. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Eşyaların hiçbiri kullanılacak halde değil. Canımızı zor kurtardık” dedi. “Depremden kurtuldu, burada sele yakalandı” Yaşlı kadının kızı Zeynep Cankılınç ise şunları söyledi: “Gece saat 03.30 sıralarında önce pencereden ardından kapıdan su girdi. Annemi komşular yukarı çıktı, ben de arkadalarından komşulara kaçtım. Annem depremzedeydi, ona bakmak için buraya getirmiştim. Depremden kurtuldu, burada sele yakalandı. Artık ben ona nasıl bakacağım bilmiyorum. Durumumuz ortada, tüm eşyalarımız sular altında kaldı, kalacak yerimiz de yok.”