EŞEK SUDAN GELİNCEYE KADAR DÖVMEK

 

     Balkan Harbi sıralarında cephedeki bir askeri birlikte su ihtiyacını her bölüğün saka neferleri temin ederdi. O zamanlar, mekkare katırlarından başka adına karanfil kolu denilen, merkepli nakliye kolları da vardı. Her bölüğe de bir merkep tahsis edilmiş. Saka neferleri bu eşeklere yükledikleri fıçılarla, ordugaha yarım saat uzaklıktaki bir pınardan su taşırlarmış.

 Bölüklerden birisinin saka neferi çok saf ve tembel imiş. Bir gün pınar başında yatmış , uyumuş. Eşek de çimenler üzerinde otlarken uzaklara gitmiş. Uyandığı zaman akşam olmak üzere imiş. Merkebi aramış, bulamamış. Koşarak bölüğe gelmiş. Susuzluktan kıvranan bölüğün çavuş ve onbaşıları sakayı yakaladıkları gibi, bölük kumandanı alaylı yüzbaşının karşısına çıkarmışlar.

Çok şer ve aksi bir adam olan yüzbaşı, saka neferini sorguya çekmiş. Neticede uyuduğunu ve eşeğini kaçırdığını öğrenince, hemen etrafa atlılar çıkarıp eşeği aratmaya göndermiş. Sakayı da çadırın direğine bağlayıp başlamış dayak atmaya. Can acısı ile avaz avaz bağıran saka:

-Aman yüzbaşım, ölüyorum, bir daha uyumayacağım. Artık dövme!  diye yalvardıkça, yüzbaşı:

– Acele etme, daha eşek bulunamadı. Eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyeceksin ki bir daha eşeğine sahip olup, muharebe yerinde, vazife başında uyumayacaksın… demiş.

 

 

GIRGIR GEÇMEK

 

Kıraathanenin birinde bir adam,boş bir nargilenin marpucu ile sürekli çekip fokurdatıyormuş. Nargilenin çıkardığı sesten rahatsız olan bir müşteri sormuş:

-Yahu birader! Tömbeki yok, ateşi yok, dumanı yok. Niye boş nargileyi çekip duruyorsun?

-Ben onun dumanında değil, gırgırındayım. O, gır gır ettikçe keyfim geliyor, demiş.

 

KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARMAK

 

Eskiden kalemkar denilen kadınlar gelinin yüzüne saatlerce makyaj yaparmış. Gelinin kaşlarına, gözlerine özel kalemlerle şekil verirlermiş. Bu tür işler yapılırken düğün evinde de davetliler çalgı çalıp oyunlar oynarlarmış. Ortalıkta oynamakta olan genç kızlardan birinin her nasılsa ayağı kalmış, bu arada makyaj yapan kadına çarparak yere düşmüş. Kadının elindeki sert uçlu kalem gelin hanımın gözüne batmış, Zavallı kör olmuş.

Bu olaydan sonra gelin hanım yüzünden makyajcı kadın da işinden olmuş. Bu kadını kimse çağırıp bir daha ona iş vermemiş. Herkes:

-Bu kaş yaparken, göz çıkaran kadını istemeyiz, demiş.

 

 

Bu günkü deyimlerimizin öykülerini, sevgili Öztürk ACUN ve eşi Saniye ACUN’un yazdığı “DEYİMLER VE ÖYKÜLERİ” kitabından alıntıladım. Kendilerine bu hediye ve bu güzel kaynak için çok teşekkür ederim. İnanın benim için çok değerli…