Antalya’da 2016 yılında düzenlenen çevre temalı Expo ve Milano’da 2015 yılında düzenlenen çevre temalı Expo arasında farklar ise gözle görülür derece. İki Expo’nun kıyaslaması yapıldığında Milano’nun artıları Antalya’nın artılarından fazla bulunuyor. Günümüzde ise Antalya’daki Expo neredeyse atıl vaziyette ziyaretçileri karşılıyor. Simge Hür ve Emel Birer, “Ekoloji Temalı Expoların Sürdürülebilir Kalkınma Anlayışı Üzerine Bir İnceleme: Milano ve Antalya Expo” adlı çalışmasında ortaya koyuyor.
MİLANO EXPO 2015
Milano Expo, ekonomik ve iklim krizlerine çözüm bulmak amacıyla "Gezegeni Beslemek, Yaşam İçin Enerji" temasıyla düzenlenmiş ve altı ay boyunca ziyaretçilere açılmış. Bu tema altında beslenme ve enerji konularına odaklanan Expo, sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerini çevresel, ekonomik, tarihsel ve kültürel boyutlarıyla ele alınmış. Antik Roma'dan ilham alınarak tasarlanan sergi alanında, ülkeleri temsil eden pavyonlar (fuarlarda sergi yeri) çevreci malzemelerle inşa edilmiş ve geri dönüştürülebilir yapılar olarak tasarlanmış.
GERİ DÖNÜŞTÜREBİLİR MALZEMELER ÖN PLANDA
Expo’nun simge yapılarından biri olan 36 metre yüksekliğindeki "Yaşam Ağacı" ile Piazza Italia ve San Carlo Açık Hava Tiyatrosu gibi önemli noktalar dikkat çekmiş. Ayrıca, Cascina Triulza eski bir çiftlik binasından dönüştürülerek bilim merkezi haline getirilmiş ve sürdürülebilirlik temasıyla uyumlu projelere ev sahipliği yapmış. Gıda güvenliği, biyoçeşitlilik ve enerji gibi konulara odaklanan beş ana pavyon ve çeşitli gıda kümeleri, etkinlik sonrasında yeniden kullanılmak üzere geri dönüştürülebilir şekilde tasarlanmış.
ANTALYA EXPO 2016
Antalya Expo 2016, Türkiye’nin ilk Botanik Expo'su olarak "Çiçek ve Çocuk" temasıyla düzenlenmiş ve çevre, sürdürülebilirlik konularına odaklanmış. Etkinlik, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakmak için iklim krizi, kuraklık gibi çevresel sorunlara çözüm önerileri sunmuş, katılımcı ülkelerin yerel kültürlerini bahçeler aracılığıyla paylaşmasına olanak tanınmış. Expo alanında çocukların doğayla bağ kurabileceği sergi ve etkinlik alanları, Tropik Sera, Çocuk Adası, Türkiye Bahçesi gibi tematik yapılar inşa edilmiş. Expo sonrası bu yapılar alanda kalmış olsa da, çoğu işlevsiz hale duruyor.
UZUN VADELİ ETKİLER BIRAKMASI AMAÇLANMIŞ
Antalya Expo, sürdürülebilirlik ve çevresel bilinç konusunda farkındalık yaratmayı hedeflenmiş olsa da yapılar sürdürülebilir malzemelerden inşa edilmediği için uzun vadeli başarı sınırlı kalmış. Expo 2016'nın sonuç deklarasyonu, biyoçeşitlilik ve yeşil şehirler konusunda küresel bir çağrı yaparak, doğanın korunması ve yeşil alanların artırılmasını vurgulamıştır. Expo’nun çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik konusunda kente uzun vadeli etkiler bırakması amaçlanmış ve bu yönüyle gelecekteki etkinlikler için bir referans noktası oluşturmuştur.
MİLANO’NUN ANA TASARIMI VARKEN ANTALYA’NIN YOK
Milano ve Antalya’daki Expolar arasındaki farklar incelendiğinde ise Antalya’nın durumu içler acısı durumda. Milano Expo’nun ana tasarım konsepti, Antik Roma Dönemi'ndeki Cardo-Decumanus caddeleri referans alınarak planlanmış. Bu hat, ziyaretçilerin kolayca gezebileceği bir akış sağlanmış. Antalya’da ise belirgin bir tasarım kurgusu bulunmuyor.
MİLANO’DA BAHÇELER KULLANIMA DEVAM EDİLMİŞ ANTALYA’DA İSE İŞLEVSİZ KALMIŞ
Milano Expo’da su kanalları alanın dış sınırlarını çizerken, yeşil alanlar kanallara paralel yürüyüş yolları ile oluşturulmuş. Bu çevresel ögeler, Expo alanının sınırlarını belirliyor. Expo sonrasında bu yürüyüş yolları, kentin sakinlerinin burayı sürekli dolaşmasına olanak tanıyor. Antalya'da ise botanik temalı yeşil alanlar yoğunluk göstermiş ancak etkinlik sonrası birçok bahçe işlevsiz halde. Milano Expo, yapım maliyetinin çok üzerinde gelir elde ederken, Antalya Expo’da maliyetin yalnızca yüzde 2'sini karşılanabilmiş. Bu durum, ekonomik başarı açısından önemli bir farklılık gösteriyor.
İKİ EXPO ARASINDA FARKLAR BÜYÜK
Milano Expo ve Antalya Expo’ların sürdürülebilirlik katkıları incelendiğinde ise ortaya şaşırtıcı sonuç çıkıyor. İstihdam her iki Expo’da da bulunuyor. Halkın kültürel ve bilimsel etkinliklere katılımı Milano’da olurken Antalya’da bulunmuyor. Her ikisinde de turist akışı varken, tasarlanan/yaşanan/algılanan örtüşmesi Milano’da varken Antalya’da yok. Milano’da kentte mekânsal atık bırakmama varken, Antalya’da bulunmuyor. Milano uluslararası ilişkilerin güçlendirilmesi gerçekleştirirken Antalya’da gerçekleştirilmemiş. Milano’da kentin gelecek izdüşümü ile uyum bulunurken Antalya’da bu durum yok. Milano’daki Expo, kente mekânsal miras bırakma konusunda etkin rol oynamışken Antalya’da miras bırakılsa bile atıl durumda kalmış. Milano’nun simge yapılar Expo’da varken, Antalya’nın bulunmuyor. Milano’da atık alanların yeniden kente kazandırılması varken Antalya’da yok. Milano’da doğal çevrenin korunmuşken Antalya’da korunmamış. Milano’da yeşil alan kazandırma amacı varken Antalya’da bu durum bulunmuyor. Her ikisinin de altyapı ve ulaşımı bulunuyor.
MİLANO VE ANTALYA EXPOLARININ İŞLEVSELLİĞİ ARASINDA FARK VAR
Milano Expo’da tüm tematik alanlar geçici olarak tasarlanmışken, yalnızca çocuk parkı kalıcı bir alan olarak belirlenmiş. Çocuk parkı, çocuklar tarafından kullanılan bir alan olarak kente kalmış. Bu durum, geçmişteki Expo etkinliğini anımsatan bir kamusal alanın sosyal sürdürülebilirliğe katkıda bulunduğunu gösteriyor. Antalya Expo’da ise kalıcı olarak tasarlanan tematik bahçeler işlevsiz halde duruyor. Milano'da ulusal pavyonlar geri dönüşümlü malzemelerden yapılmış ve kolayca takılıp sökülebilirken, Antalya'daki kalıcı pavyonlarda etkinlik sonrasında hiçbir aktivite gerçekleşmedi. Bunun nedeni, farklı uluslara ait bitkilerin Antalya ikliminde uzun süre yaşamaya uygun olmamasından dolayı olmuştur.
YALNIZCA FOTOĞRAF İÇİN VAR
Milano Expo’da dikkat çeken bir yapı ise eski bir at çiftliği olarak yeniden işlevlendirilmiş olan Cascina Triulza'dır. Bu yapı, mekânın sürdürülebilirliği açısından önemli bir örnek olarak gösteriliyor. Antalya Expo’da ise Kongre Merkezi, Çocuk Adası ve Müzeler gibi kalıcı tasarlanmış yapılar, aktif olarak kullanılmayan işlevsiz yapılar haline gelmiş durumda. Her iki Expo alanında da Expo Gölü ve Kulesi bulunmasa da Milano’nun başarılı Expo imajı sayesinde Tree of Life, kente sembol haline gelmiş durumda. Antalya’daki kule yalnızca fotoğraf çekilmek için kullanılan bir yapıya dönüşmüş, kullanımı ise kısıtla hale gelmiş.
ANTALYA’DAKİ ATIL DURUMDA
Milano Expo’da en dikkat çekici ulusal pavyon Palazza Italia, çevresel malzemelerle inşa edilmiş. Etkinlik sonrasında ziyaretçilerin gezebileceği bir sergi alanı olarak kente kalmış. Her iki Expo için istihdam, turist akışı ve altyapı sağlanmış olmasına rağmen, Milano Expo’nun sürdürülebilirliği, halkın kültürel ve bilimsel etkinliklere katılımını artırması, mimari tasarımın kente kalıcı yapılar bırakması ve doğal çevrenin korunması gibi kıstaslar açısından daha fazla sağlamış. Antalya’da ise bu duruma rastlanmamış, şu an ise neredeyse atıl durumda bekliyor.
ANTALYA’DAKİ EXPO ALANI KADERİNE TERK EDİLMİŞ DURUMDA
Antalya Expo 2016 yılında yapılmış olsa da Milano kadar etkin olmamış yalnızca belli seviyede kalmış. Milano’da Expo alanı günümüzde kullanımına devam ederken, Antalya’daki Expo alanı ise atıl durumda kaderine terk edilmiş bir biçimde ziyaretçilerini ağırlıyor. Ziyaret edenlerden gelen yorumlar ise durumu gözler önüne seriyor.