Günümüzde Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri nedir diye soracak olursak, net bir şekilde işsizlik diyebiliriz.

Türkiye’de ekonomik durumdan dolayı işsizlik büyük sinyaller veriyor. Bunun temel nedeni işi beğenmemek mi? yoksa iş bulamamak mı? Ergenlik döneminde aileden uzaklaşıp farklı şehirlerde yaşamak isteyen gençlerin YKS puanları herhangi bir bölüme yetmesi sonucunda mezun olduktan sonra “Şimdi ben ne yapacağım? Hemen iş bulabilecek miyim? Su ürünleri fakültesi mezunuyum nerde, hangi şehirde iş imkanım var?”gibi soruların cevapsız kalması gençleri işsizliğe itiyor. Kendi şehirlerinde kısıtlı iş imkanına sahip olması onları başka  illerde yeni bir hayat kurma serüvenine sürüklüyor. Bu da onları ilk başta epey bir zorluyor haliyle.Türkiye’de sadece öğretmenlerin atanamama durumu olsa yine iyi peki ya diğer fakülteler  İ.İ.B.F,Mühendislik,İletişim,Su Ürünleri …Her yıl milyonlarca mezun…

Türkiye bu kadar çok mezuna gerçekten istihdam sağlıyor mu? Bu gençler ne yapıyor peki? Ne yapıyor ben söyleyeyim kendi bölümleri haricinde her işi yapıyorlar. Maaşı iyi, alımı çok diye polislik, astsubay mesleklerini seçiyorlar. Bunca sene okudukları bölümlerin işini yapmayacaksa eğer bu bölümlere ya başlamayacaklar ya da her yıl üniversitelerde bu bölümler açılmayacak. Araştırın, bakın TÜİK verilerinde zaten işsizlik oranıyla ilgili her şey ortada. Türkiye genelinde 15 ve daha üst yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Eylül döneminde 2017 yılın aynı dönemine göre 330 bin kişi artarak 3 milyon 749 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,8 puanlık artış ile yüzde11,4 seviyesinde gerçekleşti.15-24 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı 1,6 puanlık artış ile yüzde 21,6 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 0,9 puanlık artış ile yüzde 11,7 olarak gerçekleşti.

Ülkemizde yaşayan ve sayıca fazla olan yaklaşık 4 milyon Suriyeli göçmenin 1 milyonu illegal yollarla çalıştırılıyor ve işsiz insanların işini alıyor. Her geçen gün işsizlik oranı artarken bu oluşan çığın hangi toplumsal sorunlara yol açacağı ise meçhul. Mezun olan öğrenciler iş arama çabasına girdikleri sırada çoğu yerin deneyim istemesiyle karşılaşıyor. Deneyim kazanabilmesi için de bir yerde çalışması lazım. Oysa gençlerin üretime katılması, iş ve üretim hafızasını daha da güçlendirecek yenilikler yapmalı. Fakülte ve yüksekokullarda emeğin de kullanılacağı, mühendisin, teknikerin sadece eleman olarak çalıştırılmaması, kendisinin de işin içinde olması gerektiği anlatılmalı. Üretim sektörünün aradığı personel, ağırlıklı olarak emeğini kullanacak, alın terini dökecek mühendis olarak gösteriliyor. Yorucu bir iş olduğuna dikkat çekiliyor. Fakülte ve yüksekokullarda ağırlıklı olarak masa başı çalışacak mühendis ve tekniker yetiştiriliyor. Hal böyle olunca genç nüfusun işsizlik oranı istikrarlı bir şekilde artıyor.

EBRU KOÇAK KÖŞE YAZISI