Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), geçen yıl raporunda açıkladığı verilerde omurgalı türlerin 50 yıldan daha kısa sürede yüzde 60 oranında azaldığını tespit etti. Yaşayan gezegen raporunda dünya genelinde yaşanılan popülasyonun azalmasının en önemli etkenlerinin çevresel kirlilik, kaynakların aşırı kullanımı ve değişen iklim şartları olduğu belirtildi.
İNSAN YAŞAMINI TEHDİT EDİYOR
Omurgalı türlerde yaşanılan azalma insan popülasyonu da tehdit ediyor. Dünya genelinde artan sıcaklık doğal yaşamda toplu ölümlere neden oluyor. Doğal yaşamdaki bu tehdit sadece omurgalı türleri değil insan yaşamında da negatif sonuçlar doğuruyor. Araştırmalar, türler arasında yaşanan krizin önlem alınmadığı taktirde gelecekte büyük sonuçlar doğuracağını gösteriyor.
YABAN HAYATINDA CİDDİ AZALMA
Yaşayan gezegen endeksi raporunda 1970 ve 2018 yılları arasında dünya genelinde yaban hayatı popülasyonundan ortalama yüzde 69 oranında düşüş yaşandığı ortaya konuldu. Yayımlanan raporda özellikle en büyük düşüş yüzde 94 oranında Latin Amerika bölgesinde yaşandı. Aynı zamanda tatlı su türlerinde küresel çapta yüzde 83 oranında düşüş yaşadığı tespit edildi. Araştırmalar yaşanan düşüşün önümüzdeki yıllarda da devem edeceğini gözler önüne seriyor.
“BAZI BEDELLER ÖDENECEK”
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Eski Küresel Direktörü Marco Lambertini, raporda yaptığı açıklamada insan yaşamı ve biyoçeşitlilikte yaşanan iklim ve doğal krizin birbiriyle bağlantılı olduğunu belirtti. Aynı zamanda Lambertini, dünya genelinde yaşanan krizlerin sosyal yaşamın ve ekonomik refahın, hayati önem taşıdığını vurgulayarak, krizi şu şekilde açıkladı;
“Artık bazı bedellerin ödeneceğini biliyoruz. Bazıları halihazırda görülmeye başlandı; aşırı hava koşullarından kaynaklanan can ve mal kayıpları; kuraklık ve sellerle ağırlaşan yoksulluk ve gıda güvenliği sorunu; toplumsal karışıklıklar, artan göç dalgaları ve tüm dünyayı dize getiren zoonotik (hayvan kaynaklı) hastalıklar. Çevresel kayıplardan en çok dünyanın en savunmasız toplulukları etkileniyor; çocuklarımıza ve gelecek nesillere korkunç bir miras bırakıyoruz. İklim için olduğu gibi doğa için de küresel bir plana ihtiyacımız var.”
