Isparta’nın Eğirdir ilçesinden adını alan Eğirdir Gölü, başta ilk merkezi olmak üzere, Eğirdir, Senirkent ve Gelendost ilçelerini tarımsal ve içme suyu olarak yüzyıllardan beri su veriyordu. Ancak son dönemlerde iklim değişikliğine bağlı kuraklık gölde hızla etkisini göstermeye devam ediyor.
Son günlerde su seviyesini hızla kaybeden gölde, yıllarca etrafında yerleşime açılması, maden ve taş ocaklarının, kanalizasyon atıkları, zirai ve sanayi atıkları gibi sorunlar başta yer alıyor. Öte yandan bölgede vahşi tarımsal sulama ve gölü besleyen kaynaklar üzerine yapılan barajlar savaşıyor. Bununla birlikte yapılan son incelemelerde Eğirdir Gölü’nün yüzey kısmı 84 kilometrekare azalırken 10 yılda suyun derinliğinde 16 metreden 4 metreye düşüş kaydedildi. Son olarak söz konusu gölde ciddi su kaçakları olduğuna dair sosyal medyada yapılan paylaşımlarda endişeleri beraberinde getirdi.
SU SEVİYESİ DÜŞÜYOR
“Eğirdir Gölü’nde 1 Şubat itibariyle su seviyesinde düşüş yaşanıyor” diyen Jeoloji Mühendisleri Odası Isparta İl Temsilcisi Dr. Sami Yalçınkaya, Konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Eğirdir Gölü'nün hacmi, maksimum seviyede 4 milyar metreküp su içerirken, şu anki 915 metrelik seviyede hacmi yaklaşık 1.778 milyar metreküpe düşmüştür. Bu, göldeki suyun yarı yarıya azaldığını göstermektedir. Gölün bir maksimum kotu ve bir minimum kotu vardır. Minimum seviye 914.50 metredir ve şu anda bu seviyenin 45 santimetre altına düşmüş durumdadır. Yani 914,50 metrede 2 milyar metreküp su olması gerekirken, şu anda yaklaşık bir milyar 778 metreküp su bulunuyor. Ancak minimum hacimden de 20 milyon metreküp daha düşük durumda.”
“KURAKLIK PERİYODU İÇERİSİNDEYİZ”
Eğirdir Gölü ve Havzası, yöresel göller bölgesinde yer almakta olup yaklaşık 35-40 yılda bir kuraklık ve yağışlı periyotlar yer değiştirmekte olduğunu vurgulayan Dr. Yalçınkaya. “Şu anda bir kuraklık periyodu içerisindeyiz. Bundan 15-20 yıl önce, gölün taşkın kotuna kadar yükseldiği zamanları hatırlıyoruz. Yağışlı periyotlar başladığında gölün su seviyesini yönetmek devlet su işleri tarafından yapılır” diye konuştu.
BUHARLAŞMA NEDENİYLE SU KAYBI YAŞANIYOR
Kuraklık periyodu ve göldeki su seviyesinin düşmesinin ana nedenlerinden biri, göldeki yıllık buharlaşma miktarından kaynaklı olduğunu söyleyen Dr. Yalçınkaya, “Göl, yaklaşık 560 milyon metreküp suyu buharlaşma ile kaybeder. Kurak periyotlarda bu buharlaşma daha fazla artar” diye ifade etti.
Dr. Yalçınkaya konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Yıllara yayılmış buharlaşmayı üst üste koyduğunuzda, matematiksel bir toplam gibi olmuyor. Örneğin, yağış azaldığında buharlaşma saatleri daha fazla oluyor. Ortalama buharlaşma miktarı 560 milyon metreküp. Şimdi, 560 milyon metreküp suyun buharlaşabilmesi için 2 milyar metreküp suyun sürekli olarak aynı seviyede kalması gerekiyor ki 560 milyon metreküp buharlaşma gerçekleşsin ve göl o kotta kalsın.
Yeterli su gelmeyince ve buharlaşma artınca su seviyesi düşer. Her sene aşağı doğru düşer. Yani göldeki su, bir anda değil, yaklaşık 30-35 yıllık bir süreçte azalır. Eğer bu süre içerisinde kullanımlarımızı azaltır ve kış periyodundayız, bu sene kurak geçiyor. Kurak periyodun özelliği bu Yeraltı sularını besleyecek kar suları bile yağmadı.
Davraz Dağı üzerinde çok az kar var. Eskiden dağın üzeri bembeyaz olurdu. Bu karlar kış boyunca kalır ve baharda eriyerek gölü beslerdi. Şimdi yüzey akışa geçen suların dışında, yeraltı sularını da beslediği için göl hem yeraltından hem de yüzeyden minimum besleniyor. Yağış olmayınca ve sıcaklığı engelleyemediğimiz için buharlaşma artıyor.”