‘Üniversite kuracağız’ deyip 75 kişiyi 11 milyon 73 bin lira toplayıp dolandırdıkları iddia edilen 25 şüpheli hakkında, ‘kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’ suçundan iddianame hazırlandı. Şüpheliler hakkında toplam 50 yıldan 175 yıla kadar hapis ve 125 bin güne kadar adli para cezası isteniyor

Manavgat’ta özel bir eğitim kurumu yöneticileri tarafından 2011 ve 2012 yılında düzenlenen toplantılarda ilçede özel bir üniversite kurulması konusunda çalışmalar yapıldı. Okuldaki öğrencilerin velileri olan Manavgatlı esnaf ve iş insanları, üniversite için kurulan vakfa bağış yapmaları konusunda ikna edildi. Çoğunluğu özel eğitim kurumunun yöneticisi olmak üzere Mart 2012’de 13 kişilik kurucular kurulu tarafından 63 bin lira sermayeyle vakıf kuruldu. A.İ.’nin başkanı olduğu vakıf, 75 öğrenci velisi ve esnaftan Ocak 2013 tarihine kadar üniversite kurulması şartıyla çek ve senetler aldı. Bağışçılara, üniversite ve özel lise için Manavgat’ın Sarılar Mahallesi’nde yan yana 2 ayrı arsa alındığı ve yakında inşaata başlanacağı bilgisi verildi. Sarılar Mahallesi’nde temeli atılarak bina inşaatı başlanan arsanın hazine yeri olduğu ve vakfa tahsis edilmediği ortaya çıkınca o dönem faaliyette olan Sarılar Belde Belediyesi tarafından yıkım kararı verildi ve inşaat yıkıldı. Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) üniversite kurulması konusunda yapılan başvuru ise 2013 yılı başında gerekli mali şartları sağlayamadığı gerekçesiyle kesin olarak reddedildi. Vakfın üniversiteyi kuramayacağının ortaya çıkması üzerine bazı bağışçılara ödemeleri iade edildi. Bir kısmına da vakıf yetkilileri tarafından, “YÖK’ün istediği mal varlığını sağlamak amacıyla Manavgat’ta V.K. adlı müteahhitten 12 daire satın aldık. Bu dairelerle vakfın sürekli geliri olacak. Almanya’nın Aachen kentinde bina alıyoruz. Üniversite yurt dışında da faaliyet gösterecek” denildi. Bu dönemde bazı bağışçıların verdiği çek ve senetler piyasada üçüncü kişilerin eline geçti. Çek ve senetleri tahsil eden üçüncü kişiler tarafından icra takibi başlatılması üzerine vakıf yöneticileri hakkında Manavgat Cumhuriyet Savcılığı’na ‘Kamu kurumları kullanılarak dolandırıcılık yapılması’ suçlamasıyla şikayette bulunuldu. Şikayetleri inceleyen Manavgat Cumhuriyet Savcılığı, Mart 2016’da kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

YOLSUZLUK İDDİASI

Vakfa bağış yapan G.K.K. ve B.J., vakıf yöneticileri hakkında ‘yolsuzluk’ iddiasıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne şikayette bulundu. Şikayet üzerine Manavgat’a gelerek, vakfın tüm belgelerini inceleyen, belgeler kapsamında ilgili kişilerle ve şikayetçi vakıf bağışçılarıyla görüşen Vakıflar Genel Müdürlüğü Başmüfettişi Okan Saydam, 750 sayfalık rapor hazırladı. Raporda, vakfın para hareketlerinde tefecilerle para alışverişi olduğu ve 11 milyon 73 bin liralık para toplandığının altı çizildi. Vakıf kurucuları ve yönetim kurulu üyeleri hakkında da FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisaklarının olup olmadığının araştırılması, ayrıca vakfın bütün yöneticileri hakkında ‘güveni kötüye kullanma’, ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçlarından suç duyurusunda bulunulmasına, vakfın zararlarının yönetim kurulu üyelerinden tazmini ve vakfa kayyum atanması istendi. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün raporu üzerine Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında 60 kişinin şikayetçi, 25 kişinin de şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı. Vakfın ve şüphelilerin para hareketleri adım adım geriye doğru takip edildi. Soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede, vakıf yöneticileri hakkında daha önce suç duyurusunda bulunulduğu, o zaman kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği hatırlatıldı. Bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidildiği, yapılan inceleme neticesinde Yargıtay 15’inci Ceza Dairesi’nin kararı bozduğu belirtilen iddianamede, şüpheliler hakkında 2019 yılında yeniden soruşturma başlatıldığı ifade edildi. Şüphelilerin ifadelerinde, Manavgat ilçesinde bir üniversite kurmak için karar alındığını, şikayetçi olanların kendi istekleriyle vakfa üye olarak bağış yaptıklarını, yaşanan bazı sıkıntılardan dolayı üniversite kurmak için izin alamadıklarını, bundan dolayı vakfın sıkıntıya girdiğini, yapılan harcamalar için vakıf üyelerinden alınan çek ve senetlerin kullanıldığını, herhangi bir şekilde menfaat temin etmediklerini, bu sebeple üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini beyan ettikleri belirtilen iddianamede, şüpheliler A.İ., B.E., V.K., İ.Ş., M.A.D., N.A., N.G., N.T., E.Y., E.Y., İ.G., C.Ö., N.A., A.A., F.G. ve diğer 10 kişi hakkında ‘kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’ suçundan yargılanmaları talep edildi. Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen, şüpheliler hakkında toplam 50 yıldan 175 yıla kadar hapis ve 125 bin güne kadar adli para cezası istenen dava önümüzdeki günlerde başlayacak. Bir gün evde otururken avukatlar ve icra memurlarının geldiğini söyleyen Mehmet Küçük, “Meğer bizim senetlerimizi başkalarına vermişler. Benim senedimi alan iş adamı da ‘ödenmiyor’ diyerek icraya vermiş. Araya insanlar koymamıza rağmen senetlerimi alamadım. O zamanın parasıyla 250- 300 bin liralık evimi 160 bin liraya sattım ve parayı da götürüp avukatına teslim ettim. Daha sonra öğrendim ki bazılarının senetleri iade edilmiş ve o insanlar hiçbir zarara uğramamış. Ben hakkımı istiyorum” dedi. Mithat ABAKAN/DHA