Son yapılan araştırmalara göre ilkokul, ortaöğretim ve üniversite öğrencilerinin 5 milyonu açık öğretimde eğitim görmekte. Öğrencilerin 5’te 1’i örgün öğretimin dışında yer alıyor. EĞİTİM-SEN Başkanı Kadir Öztürk, öğrencilerin, eğitimdeki belirsizlikten ve maddi yetersizlikten dolayı okuldan uzaklaştığını söyledi

Türkiye’de ortaokul dahil lise ve üniversitede milyonlarca öğrenci açık öğretimde okuyor. İlk ve ortaöğretimde 18 milyon, üniversitelerde 7 milyon olmak üzere toplam 25 milyon öğrenciden 5 milyonu açık öğretime gidiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2016-2017 öğretim yılı verilerine göre açık öğretim ortaokullarında 198 bin 869 öğrenci var. Açık liselerde ise 797 bin 920’si aktif, 337 bin 486’sı kaydını donduran olmak üzere toplam 1 milyon 135 bin 406 öğrenci bulunuyor. Açık öğretim ortaokul ve lise öğrencilerinin toplamı 1 milyon 334 bin 275’e ulaşırken üniversitelerde açık öğretim fakültelerinde okuyan öğrenci sayısı 3,3 milyonu aştı. Bu durumda öğrencilerin 5’te 1’i örgün öğretimin dışında yer alıyor. Konuya ilişkin konuşan EĞİTİM- SEN Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, “Bu devlet politikasından kaynaklı bir uygulamadır. Devlet politikası eğitimi sırtında bir yük olarak görmektedir. Eğitim sırtta yük değil, geleceğimizdir. Eğitim bir toplumun eğitimini bu şekil de yapması demek bir eğitiminin özelleştirilmesi iki öğrencilerin ucuz işçi piyasaya sürülmesi anlamına gelmektedir. Açık öğretim açık liseler ne anlama geliyor çocuklar gündüz çalışsın akşamları derse gelsin bu hem eğitimden kopmak demektir. Hem de öğrencilerin yetişmesinde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Çünkü her çocuğun eğitim alma zorunluluğu vardır. Bu onun temel hakkıdır. Ancak yapılan uygulamalarla açık öğretim okullarına kayıtlar artmıştır. Çocuklar ailelerden kaynaklı maddi bir gerileme vardır. Bu gün enflasyon tavan ama verilen zam yüzde 3 ile yüzde 4 oranla idare edilmektedir. Piyasada çalışmaya zorlanmaktadır. Eğitim sisteminden dolayı öğrencileri okuldan uzaklaştırıyorlar okulu öcü gibi göstermeye yönelik bir sistem yapılmıştır” dedi

OKULLAR HAPİSHANE GİBİ

Okulların hapishaneden bir farkının olmadığını ileri süren Başkan Kadir Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:

“Çocuk birinci sınıfa başlıyor. Aileler bir taraftan okul bir taraftan sınava temposuna giriyor çocuk çocukluğunu yaşayamıyor. Böyle bir çocuk okulu sever mi? Eğitimin devamlı sınavlar halinde getirilmesini ben de sevmedim, bir çocuğun aldığı kültürünü bilimini sınava tabir yapmak doğru bir şey değil zaten bu şekilde olduğu için öğrenciler okul sevmiyor. Çocuk duvara bir yazı yazsa bir şiir okusa suç sayılıyor. Antalya da okullar hapishane gibi etrafı tellerle örülü yarı açık ceza evi gibi. Hangi öğrenci böyle okulları sevebiliriz. Çocuk ilk önce okula girdiğinde etrafını görmelidir. Sağına dönüyor duvar, soluna dönüyor duvar. Öğrenciler havayı koklamak etrafı görebilmek için gökyüzüne bakmak zorunda kalıyor. Eğitimin eski hali bir nebze daha iyiydi eski haline dönmesi için en önemli şeylerden birisi Ak Parti hükümetinin iktidardan düşmesi lazım. Düştüğü zaman yeni bir iktidar geldiğinde demokrasiye inan bir iktidar gelirse eğitim düzelir diye düşünüyorum. Çünkü Ak Parti’nin getirdiği eğitim sistemi eğitimi bitirmiştir. Eğitimi uzun bir süre toparlayamayız. Çünkü 17 yıllık bir süreçte eğitim paramparça olmuştur. Eğitim tamamen dinselleştirilmiş ve özelleştirilmiştir.” YAPRAK ÖZER / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER