AYKUT SÜLEK / ANTALYA GÜNDEM Dün pandeminin birinci yılı nedeniyle SES Antalya Şubesi, Antalya Atatürk Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması düzenledi. Bir yıldır 371 sağlık çalışanın hayatını kaybettiğini söyleyen SES Antalya Şube Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer, “Bizler ‘Yaşatmak için Yaşamak’ istiyoruz diye haykırdık, çığlıklar attık. Ancak sesimizi kimse duymadı. Hastaneler iş yerlerimiz değil, mezarlarımız oldu” dedi

Dün pandeminin birinci yılı nedeniyle Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi, Antalya Atatürk Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklaması pandemide hayatını kaybeden sağlık çalışanları için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Bir yıldır 371 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini söyleyen SES Antalya Şube Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer, yaşadıkları zorlukları anlatarak, “Pandeminin başında beri sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası olarak taleplerimizi sürekli dile getirmekte, paandemi yönetimi nedeniyle sorunlarımızın büyüdüğünü ifade etmekteyiz. Son bir yılda filen çalışma yaşamında olan 371 sağlık ve sosyal hizmet emekçisi yaşamını kaybetmiş, yüz binlercesi de hastalanmıştır. Bizler ‘Yaşatmak için Yaşamak’ istiyoruz diye haykırdık, çığlıklar attık. Ancak sesimizi kimse duymadı” diye konuştu.

“HER GÜN ÜÇER, BEŞER ÖLÜYORUZ”

Covid-19 nedeniyle yaşadıkları sorunları kimsenin görmediğinin altını çizen ve “Bizi görmezden geldiler. İş yerleri önünde, servislerde ve sağlık bakanlığı önünde haykırdık. Bizleri duymadılar” diyen Başkan Taşer, sağlık emekçilerinin artık kendilerine verilen sözlerin tutulmamasından, ücretlerin ve özlük haklarının iş yükü ve meslek risklerine göre OECD ülkeleri ile eşit seviyeye getirileceğine umutlanmak ve umutlarının boşa çıkmasından bıktıklarını belirtti. SES Antalya Şube Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer, “Bize parmak sallayan, sürgüne gönderen mobbingci yöneticilerden de korkmuyoruz. Bu durumda çıkış için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Çünkü kaybedecek bir canımız kaldı. Onu da her gün birer, ikişer kaybediyoruz. Ameliyathaneler, klinikleri yoğun bakımlar, laboratuvarlar, ambulanslar, eczaneler iş yerlerimiz değil mezarlarımız oldu. Bu durumda; bu ülkenin gerçek sendikaları, sağlık meslek örgütleri ve onların örgütlü gücü son verebilir” ifadelerine yer verdi. Başkan Kaan Taşer, haklarını aramaya devam edeceklerinin altını çizdi. Sözlerine taleplerini sıralayarak devam eden SES Antalya Şube Eş Başkanı Kaan Taşer, Covid-19’un meslek hastalığı olarak sayılması gerektiğini vurgulayarak, “Şiddet mobbing ve baskılar son bulsun, performans, ek ödeme değil, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret verilsin, fiili hizmet zammı hakkımız ve 3600 ek gösterge hakkımız verilsin, Kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın, ihraç sağlık emekçileri derhal görevlerine iade edilsin, katkı katılım payları ve ilaven ücretler kaldırılsın” dedi.

“KURALLARI BELİRLEYENLER, KURALLARA UYMUYOR”

Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Naci İşoğlu, yapılan kalabalık kongreleri de hatırlatarak, “Salgınla mücadele de halka başka iktidar sahiplerine başka mücadele yöntemleri uygulanmaktadır. Halkımıza her gün maske, mesafe, hijyen uyarısı yapılıp, ısrarla kısıtlamalara uymaları istenirken en başta bu politikaları belirleyenler bu kuralların hiçbirine uymamaktadır. İnsanlarımız en yakınlarının bile cenazesine katılmazken, iktidara yakın olanların tarikat mensuplarının cenazelerine binlerce insan katılmaktadır. Mutasyonlu virüs ülkemizde yayılmaya başladı diyen Sağlık Bakanı kuralların hiçe sayıldığı cenaze törenlerine katılmakta sakınca görmemektedir” dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sonradan dilediği özrün bir anlamının olmadığını söyleyen Dr. Naci İşoğlu,” Aşı sorunu bir an önce çözülmeli, tüm halkımız güvenli bir şekilde aşılanmalıdır” ifadeleriyle yetkililere seslendi.