Antalya'da bir lisede biyoloji öğretmeni Zeynep Kubilay, 1 yaşında geçirdiği çocuk felci ile yürüme engelli kaldı. Üniversiteyi okuduktan sonra biyolog olan ve Gaziantep'te öğretmen olarak görev yapan Kubilay, tayininin Antalya'ya çıkmasıyla yüzme sporuyla da ilgilenmeye başladı. Kubilay, lisans aldıktan sonra 2013 yılında katıldığı kadınlar sırt üstü 100 metre yarışında Türkiye üçüncüsü oldu. Aynı zamanda seslendirmeyle de uğraşan Kubilay, burada tanıştığı dalış eğitmeni hocasının tavsiyesi üzerine dalış yapmaya başladı. Ekstrem sporların hepsiyle ilgilendiğini belirten Zeynep Kubilay, biyolog olduğu için su altının gizemli dünyasını hep merak ettiğini, dalış sporu sayesinde bu dünya ile tanıştığını anlattı. Dalış sporunun kendisi için çok kolay olduğunu ifade eden Kubilay, yüzme sporunda derecesi olduğunu, dalış sporundan önce rafting, at binme ve yamaç paraşütü sporuyla ilgilendiğini, birçok engelli olmayan insanın cesaret edemediği şeyleri yaptığını söyledi.
'DALMAK BENİM İÇİN ÇOK KOLAY'
1 yaşında çocuk felci sonucu yürüme engelli kalan Zeynep Kubilay "Aslında benim yüzme geçmişim var. Yüzme sporcusuydum lisanslı olarak, Seçkin Bey ve arkadaşlarıyla tanışınca da dalış sporunu denemek istedim. Tabii engelliler için dalış sporunu yapmak zor mudur, kolay mıdır bilemiyorum ama sağ olsunlar bu konuda beni cesaretlendirdiler. Ben de denedim dalışı, böyle başladı. Dalmak benim için kolay ama fiziksel engelliler için yollar ve binalar olmadığından buraya ulaşmak zor oluyor. Dalış yapmak düşünüldüğü kadar zor değil ve dünyanın en güzel şeylerinden biri. Aslında hep istediğim bir şeydi. Görüyordum, tabii filmlerde ya da belgesellerde. Su altında başka bir dünya var, ben aynı zamanda biyolog olduğum için çok ilgimi çeken konular bunlar. Dalış yapmayı, su altını keşfetmeyi her zaman çok istiyordum. Beni cesaretlendirince arkadaşlar denedim ve yapmaya devam edeceğim" diye konuştu.
Dalış sporunu tüm engellilere önerdiğini belirten Zeynep Kubilay, "Bu tür ekstrem sporlar ve benzeri aktiviteler bende çok farklı duygular oluşturuyor. Sadece dalış sporuyla ilgilenmiyorum, rafting, yamaç paraşütü yapmış bir insanım. Ata da biniyorum, araç da kullanıyorum. Birçok engelli olmayan insanın cesaret edemediği şeyleri yapıyorum. Bunları yapabilmek ayrı bir öz güven veriyor. Hayatın bir parçası olduğunuzu, neler yapabileceğinizi hatırlarken başka insanlara da örnek olabiliyorsunuz. Öğrencilerimi, pek çok şeyi yapabileceklerine dair bu aktivitelerle cesaretlendirebiliyorum" dedi.
'SU ALTI EŞSİZ BİR DÜNYA'
Dalış eğitmeni Seçkin Çopur ise "Zeynep Hanım ile seslendirme kursuna gidiyorduk, orada tanıştık. Dalış eğitmeni olduğumdan bahsedince gelmek istedi. Daha önce lisanslı bir yüzücü olduğunu ve ekstrem sporlarla ilgilendiğini söyledi. Ben de dalış sporunu denemek isteyip, istemediğini sordum. Bana dalmak istediğini belirtti. Vücudunun belden üstünü gayet düzgün kullanabiliyor.
Dalış yaparken belden aşağısının tutmaması engel değil. O dalışa girerken 2 eğitmen onunla dalışa giriyor. 1 kişi Zeynep Hanım’ın bacakları olurken, diğer eğitmen de önde kontrol ediyor. Su altı eşsiz bir dünya, insanı sakinleştiren ve tekrar hayata bağlayan bir yapısı var. Talihsiz bir olay yaşansa bile bu iyi bir şeyin başlangıcı olabilir. Ben sadece engelli vatandaşlarımızın değil, herkesin su altının büyülü dünyasıyla tanışmasını tavsiye ederim" ifadelerini kullandı.