Seçimlere sayılı günler kala kadın adaylar merak ediliyor. Bugün size ilk mebus olan kadını anlatmak istiyorum. 1890’da Ankara’nın Kazan köyünde doğan ve ilk eşi Cafer Efendi öldükten sonra Balkan Savaşı’nda gazi olan İbrahim Efendi ile evlenen Satı Çırpan, babası Kara Mehmet’in ihtiyarlığını fırsat bilip, arazisini gasp etmek isteyenler yüzünden eşi ile birlikte babasının evine döndü ve babasının mülküne sahip çıktı. 1933’te kadınların muhtar olma hakkı kazanması ile köyün muhtarı seçilen Satı Çırpan’ın yaşamı ise 1934’te Atatürk ile karşılaşmasından sonra değişti. 16 Temmuz 1934’te İstanbul’a gitmek üzere yola çıkan Atatürk’ü yol boyu çevre köylerdeki yurttaşlar karşılar ve yiyecek ile içeceklerinden ikram ederlerdi. Ankara Kızılcahamam güzergâhından geçen Atatürk’ü karşılayanlardan biri de, Satı Çırpan’dı. Yolculukta Atatürk’e eşlik eden manevi kızı Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler adlı kitabının “İlk köylü kadın milletvekili” başlıklı kısmında Atatürk ile Satı Çırpan’ın karşılaşmasını şöyle anlatır:
“Sıcak yaz mevsiminde, otomobille Kızılcahamam yolundayız… O zaman ki şose, Zir Ovası’ndan giderdi. Yol boyunca bütün köylüler, Atatürk geçecek diye çıkmışlar, kısım kısım yerlerde toplanarak, ağaç dallarından çardaklar ve taklar yapmışlardı. Kazan köyüne yakın bir yerde durduk. Okul öğrencileri, öğretmenleriyle sıralanmıştı. Nahiye müdürü, köy muhtarı ve kadınlı erkekli köylüler hep bir arada idiler.
Atatürk, üstü kapalı, yanları açık bir otomobilde… Yanımızda Nuri Conker ve başyaveri bulunuyordu. Otomobil durdu. Fakat o topluluktan hemen cesaret edip yaklaşan olmamıştı. Adeta emir bekliyorlar gibi bir durum vardı. Onların içinden birdenbire sırma işlemeli en güzel köylü elbiselerini giymiş, yağız çehreli bir kadın otomobile yaklaştı, “Paşam hoş geldiniz, senin için yer hazırladık, ayran yaptık, insene” dedi. Atatürk nezaketle yolumuzun uzun olduğunu ve her yerde durmak mümkün olmayacağını anlattı. Fakat aynı zamanda da bana, “Bu kadın kimmiş, sorsana” dedi. Ben onunla konuşurken diğer erkekler de cesaret alarak Atatürk’e yaklaşmışlar ve onun çeşitli sorularına yanıtlar veriyorlardı. Satı Kadın’dan öğrendiğim şu idi: Kendisi Kazan köyünün muhtarı imiş ve seçimle köy yönetiminin başına yeni geçmiş.” Satı Kadın’ın yaşadığı evi, adının yaşaması için belediyeye bağışladıklarını ve eşyaları ile birlikte müzeye dönüştürüldüğünü aktaran Çırpanoğlu, Satı Kadın’ın Atatürk’ü karşıladığı bindallısı ile gümüş ve altın kaplamalı olan kuşağını kendilerinin sakladıklarını söyledi. Satı Kadın’ın, her 5 Aralık kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının yıldönümünde mezarı başında anıldığını belirten Çırpanoğlu, ilçede Satı Kadın’ın adına park olduğunu da kaydetti. Satı Kadın’ın, Milli Mücadele sırasında yayımlanan Tekalifi Milliye emirleri çerçevesinde orduya destek sağladığını ve bölgedeki asker tarafından da çok sevildiğini söyleyen Çırpanoğlu, 24 Ocak 1993’te katledilen yazarımız Uğur Mumcu’nun, kendisini ziyaret ettiğinde Satı Kadın ile ilgili anılarını anlattığını da belirtti. Çırpanoğlu, “Uğur Mumcu çocukken, babaannemin milletvekili olduğunda yaşadığı ev ile komşuymuş. Bana, ‘Biz Satı anneyi beklerdik. Kapıdan çıkınca çok modern, üzerinde etek ve şapka ile çıkardı. Hepimizin başını okşardı’ demişti” ifadelerini kullandı.