İnsülin direncinin zararları ve tedavisi ile ilgili bilgi veren Diyetisyen Gonca Yaşar, insülin direncinin kalp ve damar hastalıklarına neden olabileceğine dikkat çekti. Yaşar, “Mevcut kilomuzun yüzde 10-15’ini kaybeden kişilerde İnsülin direncinin kırıldığı ve tedavi edildiği gözlenmiştir” dedi

Diyetisyenler baş belası olarak adlandırdığı insülin direnci ile ilgili bilgi veren Diyetisyen Gonca Yaşar, “İnsülin reseptörlerinin yeterince iyi çalışmaması sonucu vücudumuzun enerji metabolizmasının bozulması durumudur. Hücre içine giremeyen glikoz kanda yükselir. Vücut durumu düzeltmek için daha fazla insülin salgılar. Bu durum vücutta yağlanmaya neden olur. Yağ kütlesindeki artış ise insülin direnci şiddetinin artmasına sebep olur. Yavaş yavaş ilerleyen bir kısır döngü sistemi oluşur. İnsülin direnci kilo artışına, karaciğer yağlanmasına, kalp ve Damar hastalıklarına, üreme ve bağışıklık sistemini bozulmasına neden olabilir. İlerlerse pankreas yetmezliği ve Tip 2 Diyabete kadar giden ciddi bir tabloya ve hipertansiyona sebep olabilir” diye konuştu.

TEDAVİ VE BELİRTİLER

İnsülin direncinin belirtileri ve tedavisi hakkında da bilgi veren Diyetisyen Gonca Yaşar, sözlerine şöyle devam etti;

“Boyun çevresinde kararmalar, açlık duygusunun artması, açlık kan şekerinin 100’den fazla olması, hipertansiyon, kan lipid yüksekliği, polikistik over ile birlikte seyreden bir durum olabilir. Elimizde Biyokimya testlerimiz varsa İnsülin direncinizi kendiniz hesaplayabiliriz. (Açlık Kan Şekeri x İnsülin) / 405, çıkan sonuç 2,5 ise Endokrin uzmanı ve diyetisyen ile görüşmelisiniz. Mevcut kilomuzun yüzde 10-15’ini kaybeden kişilerde İnsülin direncinin kırıldığı ve tedavi edildiği gözlenmiştir. Diyet ve Spor elzem iki ilkedir. Eğer yeterli sonuç alınamıyorsa mutlaka medikal ilaç tedavisi eklenmelidir. Haftada 200-250 dakikalık fiziksel aktivite yapılması çok önemlidir. Düzenli ve saatli bir şekilde beslenmek işinizi bir hayli kolaylaştırır. Karbonhidrat oranı azaltılmalı, kişinin ihtiyacına özel oran belirlenmelidir. Protein kaynaklarıyla beraber tüketilmelidir. Kesinlikle düşük glisemik indeksli besinler tercih edilmelidir. Sağlıklı yağ kaynakları tercih edilmelidir. Öğünler arası 4-4,5 saat olmalıdır. Kişiye özel bir diyet listesi ile bu durumu kırabilir ve rahatça kilo verebilirsiniz.” YAPRAK ÖZER /  ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER